GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:18.04.2012

VAHAP SEÇER (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

198 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 13'üncü maddesinin 3'üncü fıkrasında verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz almış bulunmaktayım.

Değerli arkadaşlarım, az önce Sayın Bakan Sayın Önder'in HES'lerle ilgili eleştirisine cevap verdi. Elbette ki Türkiye enerji açığını yenilenebilir enerji kaynaklarıyla karşılamalı, elbette ki Türkiye'deki şu anda rekor seviyedeki 77 milyar dolarlık cari açığın temel sebeplerinden bir tanesinin enerji ithalatı olduğunu biliyoruz.

Şimdi, mesele HES'lerde şu: Elbette ki Türkiye'nin hidrolik kaynakları kullanılsın. Yalnız, bakın, dikkat edin, yaklaşık olarak 2 bin tane HES lisansı verilmiş. Eli çantalılar, bu işin ticaretini yapanlar? Bu işte bilim falan filan yok, yani ekolojik dengeymiş, tabiatmış, can suyu meselesiymiş, işin teknik koşullarını da kimsenin dikkate aldığı yok. Çevre etki değerlendirme raporlarıymış, kimsenin bunları dikkate aldığı yok. 

Şimdi, bakın, HES bölgelerine gidin, ciddi anlamda bir çevre katliamı görürsünüz, ciddi anlamda bir orman katliamı görürsünüz. Orada inşaat yapıyor, adam alıyor hafriyatını tarım alanlarına boşaltıyor, tarım alanlarını rezil ediyor. Daha önce çıktılar dediler ki: "Can suyu diye bir kavram yoktu?" Ondan sonra baktılar ki gerçekten ekolojik dengeye önemli zararlar veriyorlar, belirli oranlarda can suyu şartı getirdiler. Şimdi onu da kaldırdılar, bölgesel can suyu tespiti yaptılar. Yani HES'lerde, Allah aşkına bakın "kimin eli kimin cebinde" oynanıyor, denetim hak getire. 200'den fazla şu anda devam eden HES inşaatı var, bunları kimler denetliyor, Sayın Bakan da bilmiyor.

Geçenlerde Adana'da Gökdere Köprü Barajı'nda bir kaza meydana geldi. Orada baraj rezerv alanına su alınmaya başlandı. Tabii ki kontrol yeterli değil, su depolanmaya başlayınca kapağa baskı yaptı ve orada çalışan 10 tane işçi kayboldu, bunların 6'sının cesedine ulaşıldı, hâlâ 4'ünün cesedine ulaşılmış değil. Bu konuda ne yaptı Bakanlık? Daha önce bir yönetmelik çıkardı, dedi ki: "Bu denetimleri biz özel şirketlere verelim. Bunu da nasıl yapalım? Yapıyı yapan müteahhit firmalar kendi denetim firmalarını kendileri bulsunlar ve denetim firmalarının bedelini kendileri ödesin." Şimdi, anlayışa bakabilir misiniz: Ben yapımcı firmayım, beni denetleyecek firmayı kendim buluyorum ve bedelini kendim ödüyorum. Tabii, sivil toplum örgütleri, meslek odaları bunu yargıya taşıdı, Danıştay yürütmeyi durdurdu. Bakanlık yine durmadı, bu konuyla ilgili ikinci bir yönetmelik çıkarttı yine içeriği bu bağlamda olan. Yine yargıya gidildi meslek odaları tarafından ve Danıştay ikinci kez yürütmeyi durdurma kararı aldı. Bugün yapılan baraj inşaatlarında, bugün yapılan HES inşaatlarında bu yapıları kimlerin denetlediğini, ben iddia ediyorum, Bakanlık dahi bilmiyor.

Şimdi, DSİ'nin yaptığı inşaatlarda, DSİ'nin yaptığı bu projelerde böyle kazalar oluyor mu? "Çok şükür böyle kazalar olmuyor." Sayın Bakanın beyanatı bu. Şimdi, niçin DSİ'nin yaptığı projelerde, inşaatlarda bu tip kazalar olmuyor? Çünkü DSİ ciddi bir kuruluş. Cumhuriyet tarihinde binlerce insan yetiştirmiş, teknik eleman yetiştirmiş, mühendis yetiştirmiş, kadrolarında çok değerli elemanları var. DSİ kamu kuruluşu, DSİ'nin vahşi bir kâr etme arzusu da yok özel sektör gibi. Siz özel sektörün vahşi kâr etme duygusuna ket vurabilir misiniz, gem vurabilir misiniz? Adam orada hesabını yapar, en fazla, en maksimum kârı nasıl elde eder, öyle projeler uygulamaya koyar. Kaza olur, bela olur, sağlam inşaat olur, çürük inşaat olur, onun pek derdinde değildir. Hırsızı kontrol altında tutamazsınız, evinizin kapısını açık bırakırsanız, pencerenizi açık bırakırsanız bir taraftan girer, oraları kapalı tutarsanız bacadan girer.

Şimdi, siz bu özel sektörün yaptığı, yapı şirketlerinin, müteahhit firmaların yaptığı bu inşaatları yeterli derecede kontrol edemezseniz işte böyle kazalar meydana gelir. Bu konuda DSİ'nin en kısa sürede devreye girmesi lazım. Bunlar oyuncak işler değil, büyük projeler. Bu konuda Bakanlığın daha hassas davranmasını diliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim.