GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:18.04.2012

ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 198 sıra sayılı Tasarı'nın 12'nci maddesi üzerine verdiğimiz önerge hakkında söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, öncelikle ifade etmek istiyorum ki, bu 12'nci maddenin tasarının tümüyle ve 2/B arazileriyle hiçbir alakası yoktur, bu ayrı bir özel düzenlemedir. Bu madde 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun'da bazı değişiklikler yapıyor. 4070 sayılı Kanun 1995 yılından bu yana yürürlükte olan bir kanundur ve şu anda talepte bulunduğu hâlde işlemleri henüz tamamlanmamış ve süreci devam eden pek çok talep vardır. 4070 sayılı Kanun'a göre, 1995 yılından bu yana yaklaşık 26 bin parça, 306 bin dekar ve 245 milyon lira civarında hazineye ait tarım arazisi satılmıştır.

Şimdi, bu 12'nci madde ile alıcı bakımından daha iyi şartlarda satış imkânları getiriliyor. Bu yüzden, ilk bakışta ve esas olarak, 12'nci maddede getirilen düzenlemeleri olumlu bulmak mümkündür ancak bu defa, eski usulle arazi alanların önemli bir kısmı kendilerini biraz kandırılmış veya enayi yerine konulmuş hissine kapılmaktadırlar.

4070 sayılı Kanun'un en önemli zaafı, hazine arazilerini kullanan kişilerin durumlarını iyi tespit edememesi ve arazileri kullanımın şartlarının dikkate alınmamasıdır. Bu arazileri atadan, dededen kalma bir şekilde kullananlar olduğu gibi, yine bir şekilde hazine adına tescil edilmeden evvel satın alanlar da bulunmaktadır. Bu arazilerin içinde, tapulama sorunları nedeniyle hazineye intikal edenler olduğu gibi, ayrıca sayısı azımsanamayacak oranda cingöz hazine işgalcileri de bulunmaktadır.

Hazineye ait tarım arazilerini kullananlar içinde hiç toprağı olmayan yoksul çiftçiler bulunduğu gibi, malı mülkü yerinde varlıklı kişiler de bulunmaktadır. Aslında, bu kanunun, yoksul ve ekip dikecek arazisi olmayan muhtaç çiftçiyi gözeten, belirli miktarda tarım arazisini muhtaç çiftçiye bedelsiz veren bir uygulamasının olması gerekirdi. Ancak bu düzenlemelerde böyle bir husus yoktur.

"2/B sorununu çözeyim." derken, hazineye ait tarım arazilerinin kullanıcılarına satışını yeniden düzenlerken eşitlik ve adalet ilkelerine uygun hareket etme mecburiyetimiz vardır, hak ve nefaseti ve insafı gözetmek gerekmektedir.

"Herkes için yüzde 50 rayiç bedel." diyerek eşitliğin sağlandığını söylemek mümkün değildir. Kaldı ki biraz önce yine iktidar partisinin verdiği bir önergeyle, "yüzde 50 rayiç bedel" "yüzde 70 rayiç bedel" olarak değiştirildi. Demek hâlâ tereddüt ediliyor ve bunu da fevkalade yanlış buluyoruz. Yani bu, hak ve nefaseti kullanmayan, muhtaç durumda olan, hiçbir arazisi olmadığı hâlde hazineye ait tarım arazilerini kullanan çiftçilerin durumunu hiç dikkate almamaktadır.

Eşitlik, aynı hukuki konumda olanlara aynı hukuk kurallarının uygulanmasıdır. Farklı hukuki konumda ise onlara da ona göre farklı hukuki durumun uygulanması gerekir.

Şimdi, yürürlükteki 4070 sayılı Kanun'la bu getirilen 12'nci maddeyi bir mukayese ettiğimizde şunları görüyoruz: Eski düzenlemede "?takdir edilecek bedelin tamamı üzerinden doğrudan satılabileceği" hükmü vardı, şimdiki düzenlemede yüzde 70 üzerinden getiriliyor.

Yine, 4070 sayılı Kanun'un 7'nci maddesindeki hazineye ait tarım arazilerini satın alacak kişilerin 2002 tarihinden önce beş yıl süreyle bu arazileri fiilen kullanma şartı, 12'nci maddeyle üç yıla indiriliyor.

Yine, 4070'in 7'nci maddesinde "?satış yapılabilmesi için birikmiş kira ve ecri misil borçlarının asıllarının yüzde 20 fazlasıyla ödenmesi şarttır." denirken, bu düzenlemeyle?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ERKAN AKÇAY (Devamla) - ?ecri misil alınmayacağını ve tahakkuk eden ecri mislin de terkin edileceğini belirtiyor.

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akçay.

ERKAN AKÇAY (Devamla) - Ben teşekkür ederim Sayın Başkan.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)