| Konu: | ULUSLARARASI PARA FONU ANA SÖZLEŞMESİNDE İCRA DİREKTÖRLERİ KURULU REFORMUNA İLİŞKİN OLARAK YAPILMASI TEKLİF EDİLEN DEĞİŞİKLİKLERİN ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞU HAKKINDA KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 110 |
| Tarih: | 23.05.2012 |
GIDA, TARIM VE HAYVANCILIK BAKANI MEHMET MEHDİ EKER (Diyarbakır) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Önce tabii, deminden beri bu büyüme, borç, vesaireyle ilgili birçok şey söylendi, önceki maddelerde de.
Şunu bir kez daha vurgulamak lazım: Türkiye'nin, tabii, borcunu mukayese ederken -özellikle dış borcunu, gerek IMF'ye gerekse diğer bütün uluslararası kuruluşlara- bir, Türkiye'nin o günkü millî geliriyle mukayese etmek lazım ve o gün ile bugünü mukayese etmek lazım.
Şimdi, 2002 yılında Türkiye'nin uluslararası bütün kuruluşlara yönelik kamu borç stoku 29 milyar dolar. Bu 29 milyar dolar; Türkiye'nin o tarihteki toplam millî geliri 230 milyar dolar ve çok uluslu kuruluşlara -uluslararası kuruluşlara daha doğrusu- olan borcun bu şekliyle millî gelire olan oranı yüzde 12,6.
Şimdi, bugün, bu borç rakamı 2011'de toplamda 34 milyar dolar. Yani Uluslararası İmar ve Kalkınma Bankasından bahsedildi; İmar ve Kalkınma Bankası dâhil olmak üzere borç 34 milyar dolar ancak Türkiye'nin millî geliri -biraz önce de söylendi- 750 milyar dolarların üzerinde. Millî gelirle bugünü mukayese ettiğimizde, oranladığımızda ise bunun yüzde 4,4'üne tekabül ettiğini görüyoruz. Yani bundan on sene önce Türkiye'nin uluslararası kuruluşlara olan borcu millî gelirinin yüzde 12,6'sı ama bugün yüzde 4,4'üdür ki burada üçte 1 oranında bir düşüş söz konusu. Dolayısıyla, uluslararası kuruluşlara olan Türkiye'nin borcu da esas itibarıyla düşme gösteriyor, artma göstermiyor. Aksine Türkiye'nin millî gelirinde de 3 katlık bir büyüme söz konusu.
Sayın Başkan, tabii, Türkiye'de hayvan hastalıklarıyla ilgili bu dönemde çok etkin bir mücadele yapılıyor. Ama bunu herkes bilir ki, takdir eder ki hayvan hastalıkları sınır tanımıyor ve Türkiye gibi iki-üç kıta arasında yer alan ve komşuları itibarıyla da hayvan hastalıklarıyla ilgili hiçbir ciddi önlemin alınmadığı bir ülkeyi dikkate aldığımızda, bu hayvan hareketleriyle birlikte bu hastalıkların bütünüyle eradike edilmesi uzun zaman alacak ve çok büyük maliyetlere katlanmamızı gerektirecek bir durum.
Brucellada oranı itibarıyla bir artış söz konusu değil ve brucella da, Bakanlığın veyahut Hükûmetin verdiği faizsiz kredi destekleri veya diğer kooperatif uygulamalarında eğer brucella varsa bunlar zaten sigorta kapsamında. Dolayısıyla sigorta kapsamında değerlendiriliyor. Eğer hastalık tespit edilirse o vatandaşlarımıza, bu hayvanlar alınıp onların yerine kendilerine yeni sağlıklı hayvanlar veriliyor. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
Şimdi, buğday ithalatı veya buğday fiyatıyla ilgili tekrar tekrar söyleniyor. Değerli arkadaşlar, biz, Hükûmetimiz döneminde, hiçbir dönemde üreticiyi mağdur etmedik. Bu sene de zaten etmemiz söz konusu değil ama henüz ortada daha ürün bile yokken kalkıp da işte, efendim, ön alalım, fiyat açıklayalım, önden gidelim gibi bir şey ne ekonominin gereğidir ne de Türkiye'yi doğru yönetmenin gereğidir. Bu şekildeki popülist politikalarla geçmişte "O kaç verirse ben 5 fazlasını veririm." diyenlerin Türkiye'yi hangi hâle koyduğu, hangi krizleri yüklediğini de bütün milletimiz zaten biliyor ve Türkiye bunun yıllarca acısını, ızdırabını çekti. Gerek olmadığı zaman müdahale ettiğinde bir fiyat açıklamanın da hiçbir anlamı yok, ekonomik olmaz. Dolayısıyla, onu zamanı geldiğinde açıklayacağız.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.