| Konu: | BDP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 60 |
| Tarih: | 02.02.2012 |
DEMİR ÇELİK (Muş) - Sayın Başkan, çok saygıdeğer milletvekili arkadaşlarım; demir yollarının daha etkin ve verimli kullanılmasına dair Barış ve Demokrasi Partisinin verdiği araştırma önergesi lehine konuşmak üzere söz almış bulunmaktayım. Yüce heyetinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, hepinizin bildiği üzere, bir ülkenin ekonomik, ekonomik olduğu kadar sosyal ve kültürel gelişmesinde, ama aynı zamanda da insani yaşam standartları açısından ulaştırma, seyahat bir başına önemli bir faktör, etken olarak karşımızda durmaktadır. Hele hele iletişimin çok komplike olmaya başladığı günümüz küresel dünyasında, insanların olduğu kadar mal ve hizmetlerin de nakli, aktarılması başlı başına bir sorun olarak karşımızda durmaktadır. Bu açıdan, ülkelerin olduğu kadar toplumların gelişmişliğini de önemli noktada etkileyecek olan ulaşım sektörü, bizim tarafımızdan da gerekli değere ve önemi haiz bir noktada tutulmaya muhtaçtır.
Türkiye'de, özellikle Osmanlı İmparatorluğu döneminde, 1856'lı yıllarda başlayan ve yaklaşık 130 kilometrelik demir yolu hattıyla İzmir-Aydın arasına döşenen, o günden bugüne yaklaşık yüz elli yılı aşkın bir süre geçmiş olmasına rağmen demir yoluna dair bir duyarlılık, ilgi, geçmiş hükûmetlerin olduğu kadar günümüz Hükûmeti ve iktidarı AKP tarafından da gerekli değerin, önemin verilmediğini belirtmekte yarar var.
Dört bir yanı stratejik ve jeopolitik konumu itibarıyla önem arz eden günümüz Türkiye'sinde, her şeyden önce deniz, demir yolu, hava ve kara yolu taşımacılığı gelişen dünyanın yeni ihtiyaçlarına binaen de tarafımızdan dizayn edilip harekete geçirilmesi gereken hizmet sektörleri olarak karşımızda durmaktadır.
Buna rağmen, gerekli önemi görmeyen ray sistemi ya da demir yolları, 1923-1940 yılları arasında gerekli duyarlılığa binaen yedi ayrı bölgesel yönetimle faaliyet göstermiş olmasına karşın, 780 bin kilometrekare, 75 milyon insanın ihtiyaçlarını karşılayacak boyuttan çok uzak. Hele hele demir yoluna yüklediğimiz güvenilir olması, ekonomik olması, konforlu ve kaliteli olması kriterlerine de çok yaklaştığımız söylenemez.
780 bin kilometrenin her bir köşesine değilse bile önemli noktalarına hem malın, ürünün ve metanın nakli hem de insanın rahat ve güven içerisinde seyrüseferini sağlayacak böylesi bir hizmet esirgenegelmiştir. Bu, biz ideolojik ve felsefi noktada devleti kutsayan bir noktada olmamıza rağmen, bunun yapılamamış olmasını sorgulamak, eleştirmek ve doğru sonuçlarına da varmaya muhtaç bir konudur. Devletin özelleştirildiği, özerk yapılarla yeniden kuşatıldığı bir dönemde yüz elli yıllık geçmişine rağmen, demir yolunun yapılamamış olmasının nedeni, devletin bu sektörde söz ve yetki sahibi olmasına karşın, özel işletmeciliğe ilgili hükûmetlerin, iktidarların, siyasal yapıların ya da anlayışların onlara verdiği değerden olsa gerek.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizin bildiği üzere, yakın zamana kadar günlük ortalaması 10 olan ölümlerin kara yolunda taşımacılığın çok aşırı olmasından kaynaklı olduğunu, kara yolu taşımacılığı hizmetinin üretilmesinin de yeterli kalite ve düzeyde olmadığından kaynaklı olduğunu elbette ki hepimiz biliyoruz ama buna rağmen kara yolunu teşvik eden, özel taşıma şirketlerini teşvik ederek onu uluslararası projelerden yararlandırma fırsatını veren hükûmetler her nedense demir yollarına gerekli alakayı göstermiş değillerdir.
Günümüz Türkiye'sinde, mal taşımacılığında kara yollarının payı yüzde 94, demir yollarının payı yüzde 4; insan taşımacılığında, yolcu taşımacılığında bu oran yine kara yolları noktasında yüzde 96, demir yolunda ise yüzde 2. Abesle iştigaldir. Güvenilir, ekonomik, konforlu olması gereken bu sektör gerekli ilgiyi, duyarlılığı maalesef görmemiştir, görememiştir. Hâlbuki bir ülkenin olduğu kadar bir toplumun gelişmişliğinin önemli kriterleri olan demir yolu taşımacılığı, deniz yolu taşımacılığı Türkiye'nin 16'ncı ekonomik güç olduğu tespitimizden de hareketle önemsememiz, üstesinden gelmemiz gereken bir sorun olarak karşımızda duruyor. Değil hızlı tren projelerini hayata geçirmek ve bu projeyi Ankara-İzmir, Ankara-İstanbul, Ankara-Konya ile sınırlı tutmak, Adana'dan Mersin'e, Erzurum'a, Van'a kadar ülkenin bütün bir dört tarafını demir yolu hattıyla çevreleyen, onu kaliteli hizmete kavuşturan bir algıda, bir zihniyette olmamız gerekiyor.
Bugün itibarıyla 2.100 köy yolunun kapalı olduğu, köy yollarının açılması acziyeti içerisinde olan il özel idareleriyle, Karayolları hizmetlerini aksattığından kaynaklı, vatandaşlar eğitimden, sağlık hizmetlerinden mahrum ve yoksun. İnsanlar, hastasını doktora götüremiyor. İnsanlar çocuklarını eğitime kavuşturamamanın ya da bir şekliyle temel taleplerini karşılayamamanın sıkıntısını yaşamaktadırlar. Hâlbuki demir yolu taşımacılığı tam da bu noktada temel taleplerimizi, ihtiyaçlarımızı karşılayacak bir noktada duruyor.
Bu nedenle, gerek kara yolu taşımacılığının pahalı olması, güvenilir olmaması gerekse yeterli düzeyde kaliteden yoksun olmasından kaynaklı tez elden Hükûmetin yapması gereken, iktidarın yapması gerekeni bir muhalefet partisi olarak bizim dile getiriyor olmamız fırsata dönüştürülmelidir. Mademki ekonomik noktada biz 16'ncı gücüz, dünyanın gelişmiş 20 ülkesi içerisinde yer alıyoruz. Bu ekonomik gücü yüksek teknolojinin ithaline, silahlanmaya harcayacağımıza toplumun refahı ve mutluluğuna dönük bir istihdama, üretime dönüştürmek, onu toplum lehine sonuçlandırıcı bir kısım noktalara taşımak elbette ki, görevimiz olmalıdır.
Bu açıdan da beş yıllık değil, on yıllık, yirmi yıllık, hele hele iktidar 2023 gibi bir vizyonu önüne koymuşken 2023'e böylesi bir proje es geçilmemeliydi. Dikkate değer olan bu projenin hayata geçirilmesi konusunda gerekli duyarlılığın esirgenmeden yapılması, yapımı noktasında başlatılan bir kısım projelerin de tamamlanması gerektiğinin altını çizmek istiyorum.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; günümüz dünyasının iletişim ve teknolojik noktadaki devasa ve devrimsel noktadaki gelişmeleri tarafımızdan da doğru okunmaya muhtaçtır. Biz ki, jeostratejik ve jeopolitik noktadaki konumumuzdan kaynaklı, yeri geldiğinde haklı övündüğümüz, yeri geldiğinde bu konumumuza rağmen yetmezliklerimiz ve yetersizliklerimizden halklarımızı, kimliklerimizi özgürleştirmeyi ve demokratik bir ülke normlarına kavuşturmayı başaramamış bir Meclis olarak, hayatın her alanında olduğu gibi bu alanda da her şeyden önce toplumu esas alan, toplumu çoğaltan, toplumun demokratik örgütlülüğü üzerinden demokratik devleti inşa eden bir algıya, bir zihniyete kendimizi evirebilirsek, hayatın her alanında olduğu oranda, bu alanda da başarılar kaçınılmaz olur. Ve bu başarılar da halkımızın, toplumumuzun, kimliklerimizin, kültürlerimizin daha çok büyümesine, özgürleşmesine yol açacaktır.
Bu algıyla soruna yaklaşıp bizatihi çözüme kavuşturduğumuzda da "trafik canavarı" olarak adlandırdığımız kara yollarının yol açtığı ölümlerin de önüne geçmiş olabiliriz. Halkımızı, toplumu daha güvenilir ve daha sağlıklı taşıma araçlarıyla bir yerden bir başka yere ama aynı zamanda malını da, meta ve ürününü de taşıma fırsatını bulmuş olabiliriz.
Bu duygularla hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyor, iyi günler diliyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çelik.