| Konu: | 5 NİSAN AVUKATLAR GÜNÜ'NE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 91 |
| Tarih: | 05.04.2012 |
NAMIK HAVUTÇA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 5 Nisan Avukatlar Günü. Bu vesileyle söz aldım. Yüce heyetinizi ve tüm halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, devlet, egemenlik yetkilerini yasama, yürütme ve yargı erkleri vasıtasıyla kullanmaktadır. Yargı erkini de iddia, savunma ve hüküm oluşturmaktadır. Yani hukuk devleti içerisinde bağımsız yargının, devletin temelini oluşturan adaletin gerçekleşmesi ancak ve ancak yargının kurucu unsuru olan avukatın, savcının ve hâkimin her türlü etkiden ve baskıdan uzak, tam bağımsız ve özgür olmasından geçmektedir.
Oysa bugün, ülkemizde ne yazık ki bağımsız yargının ağır bir darbe aldığına; hâkimlerin de, savcıların da, avukatların da ağır bir baskı ve etki altında görevlerini yapmaya çalıştıklarına tanık olmaktayız. "Dün yargının siyaseti kuşatma gayretlerine karşı çıktığımız gibi bugün de siyasetin yargıyı kuşatmasına izin vermeyeceğiz." diyerek Anayasa Mahkemesi Başkanı bir durum tespiti yapmıştır. Yine Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına rağmen, demokratik hukuk devletiyle bağdaşmayan özel yetkili mahkemeler millî iradeyi temsil eden milletvekillerini yasama görevini yapmaktan alıkoymaktadır. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, yargılama ve soruşturma süreçlerine müdahale ediyor ve savcı ve yargıçları bir gecede görevden alıyor ve haklarında soruşturma açıyor. Türkiye Büyük Millet Meclisi ve Hükûmet, 12 Eylül darbeci generallerin davasına müdahil oluyor, ama 12 Eylül darbe Anayasası'nın, yüzde 10 barajı başta olmak üzere, YÖK'le ilgili 130'uncu maddesine ve 8 milletvekilini esir alan darbe Anayasası'nın 83'üncü maddesine sarılıyor. MİT Başkanı Hakan Fidan için üç günde yasa yapanlar, darbenin bu ünlü maddelerine sarılıyor, on yıldır muhaliflere karşı gayrimeşru saydıkları 12 Eylül darbesinin yasak meyvelerinden yemeye devam ediyor.
Değerli milletvekilleri, devletin temeli adalet, adaletin temeli ise bağımsız savunmadır. Tarihte bilinen ve toplumları felakete sürükleyen yöneticiler bile avukatlık mesleğinin önemini ve bilincini kavramıştır.
Dün, Ankara Adliyesinde, yine, darbeci generalleri cesur avukatlarımız savunuyordu. Avukatlar, insanlar için en zor dönemlerde var olan özgürlüğün ve bağımsızlığın savunucularıdır. Ancak, avukatlık mesleğinin uygulanmasında anayasal ve yasal düzenlemeler, ne yazık ki, eksik durumdadır. Anayasa'nın "Yargı" bölümünde savunmanın yer almaması, hukuk fakültelerinin niceliğine ve niteliğine bakılmaksızın sürekli artırılması, anayasa avukatlık sınav sisteminin getirilmemesi temel sorunlar olarak bulunuyor.
"Geciken adalet adalet değildir." ilkesinden hareketle, fiziken yetersiz koşullarda, yetersiz hâkim, savcı ve yardımcı personelle adalet aranmaya devam ediliyor. Ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerin iç hukuka yansıması, ne yazık ki, adil yargılanma ilkesini ihlal etmektedir.
Değerli milletvekilleri, bugün, on yıllık AKP'nin ileri demokrasisinden manzara şudur: 2011 yılında dünya demokrasi endeksinde kusurlu demokrasi değil, kusursuz demokrasiye bile giremiyor ülkemiz ve dünya özgürlükler sıralamasında 194 ülke içerisinde 112'nci sırada. Basın özgürlüğü araştırmasında, Türkiye, 116'ncı sırada. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine ödenen tazminatların yüzde 40'ını Türkiye'ye ödüyor, birinci sırada. 8 tutuklu milletvekili, 100 tutuklu gazeteci, on sekiz ay cezaevinde yatan öğrenci ve kürsüde saldırılan, komisyonda tekmelenen milletvekilleri ve demokratik talepleri için Ankara'ya gelmek isteyen öğretmenlerimizin üzerine atılan gaz bombaları, sis bombaları; işte Türkiye'de, AKP Hükûmetinin ileri demokrasisinin bilançosu.
Dün de, bakın, darbe yapan generaller tutuksuz yargılanıyor, darbeye teşebbüs iddiasıyla şüpheli olan milletvekilleri dört yıldır cezaevinde yatıyor. Herhâlde AKP'nin ileri demokrasisi bu olsa gerekir.
Bu duygu ve düşüncelerle, adalet savaşçısı avukatlarımızın Avukatlar Günü'nü kutluyor, yüce heyetinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Havutça.