GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇEK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:58
Tarih:31.01.2012

CHP GRUBU ADINA ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üç dört senedir süren bir problemin çözümünün sonuna doğru geldik. 23'üncü Dönemde Cumhuriyet Halk Partisi olarak verdiğimiz ve 24'üncü Dönemde de vermeye devam ettiğimiz karşılıksız çek keşide etme fiilinin suç olmaktan çıkarılması yönündeki düşüncemiz nihayet gerçekleşmiş oluyor.

Şimdi, tabii burada şunu, şu endişeleri bir kere tartışmak lazım, yani şimdi hani Kastamonu'da bir laf varmış "Daş düşebilü, ayu çıkabilü, her şey olabilü, demedik mi biz size." demiş. Biz size bunu üç dört sene önce söyledik, bu kürsüde de söyledik, aksini Canikli savundu ama aradan iki yıl geçti? Demedik mi biz size?

Şimdi arkadaşlar?

NURETTİN CANİKLİ (Giresun) - Hapsin kaldırılması o zaman önerilmişti.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Ama olsun, geç de gelseniz, geç de olsa gelmiş olmanız iyi bir şey, bunda alınacak bir şey yok canım yani hatadan dönmek aslında iyidir.

Şimdi arkadaşlar, yani tartışılan konu şu şimdi de: Efendim, mağdur kim, fail kim? Şimdi bu çıktı tartışmada. Şimdi, bakın, ceza hukukunda mağdur, o fiilden zarar gören adamdır; fail de hukuka aykırı eylemleriyle kanunda tanımlanmış bir suç tipini ihlal eden kişidir. Özel hukukta da, borçlar hukukunda, ticaret hukukunda da alacağını tahsil edemeyen adam mağdurdur ama bunların yöntemleri farklıdır. Yani siz özel hukuktan doğan bir alacağınızı tahsil etmek için devletin yaptırım gücünün arkasına sığınamazsınız.

Şimdi, senet, poliçe ve çek, üçü de kambiyo senedi mi? Üçü de kambiyo senedi. E, çekte de bir alacak var, senette de bir alacak var. Şimdi, senetteki alacağını tahsil edemeyen alacaklı ne yapıyorsa, çekteki alacağını tahsil edemeyen adam da aynısını yapacak.

Şimdi, çek alacaklıları sormaya başladı "Biz ne yapacağız?" E, canım çekten ve senetten daha güçlü bir belge, yani mahkeme kararı var. Siz alacağınızı tahsil etmek için mahkemeye veriyorsunuz, mahkemeyle sizin alacağınız hüküm altına alınıyor ama mahkeme kararıyla alacağını hüküm altına aldıran alacaklının, alacağını tahsil etmesi için herhangi bir cezai müeyyide yok. Yani çek, mahkeme ilamından daha ağır bir hükme mi sahiptir, böyle bir şey olabilir mi? Hep söyledik, çekin asli fonksiyonu, asli görevi ödeme aracı olmasıdır, yani taksitli ve vadeli bir alışverişin aracı değildir çek. Bu, bizim, Türkiye'deki Ticaret Kanunu'nda böyle yazıyor, dünyadakinde de böyle yazıyor.

Şimdi, çekin, bağlı olduğu alacağın tahsilini garanti altına alma gibi bir fonksiyonu yok ama bizim ülkemizde çek alacaklıları buna böyle bir fonksiyon izafe etmişler. Yani sanki çekin görevi, o alacağın tahsilini kolaylaştırmak ve bunu garanti altına almış olmak. E, böyle bir şey olmaz arkadaşlar, Ticaret Kanunu'nda yazılı. Dolayısıyla, çek alacaklıları soruyor "Biz ne yapacağız?" diye. Ben de söylüyorum çok açık bir şekilde. Bono alacaklısı ne yapıyorsa siz de onu yapacaksınız. Mahkeme ilamıyla hüküm altına alınan bir alacağın alacaklısı ne yapacaksa siz de onu yapacaksınız. İcraya vereceksiniz, icra takip edeceksiniz, malları haczedeceksiniz, adam taahhüt vermişse icrada ona göre işlem yapacaksınız, mahkeme ilamı bu, senette de bu. Çekin alacaklısı padişah mı oğlum ya! Böyle bir şey olabilir mi!

Değerli arkadaşlarım, suçlu demek yani kanunda açıkça yazılı bir suçu işleyen adamdır, borçlu suçlu değildir; borcunu ödeyemiyor, borcun tahsili de özel hukuk hükümlerine göre takip edilir.

Şimdi, efendim, çek dolandırıcılık vasıtası, aracı olarak kullanılırsa ne olur? Ya Allah aşkına, 1985 yılına kadar bu ülkede Çek Kanunu yok ama çek var, çek kullanılıyor 85'e kadar. Peki, 85'e kadar bu çek kullananlar ne olmuşlar? Dolandırıcılık suçundan eğer çek bir dolandırıcılık kastıyla kullanılmışsa mahkûm olmuşlar. E, Ceza Kanunu bu, hüküm duruyor yani genel hükümlere göre bu çekin dolandırıcılık olarak kullanılması olduğu müddetçe yine insanların cezai takibat yapma hakları vardır. Burada, esas olan konu, ana fikir olan konu suç genel teorisi içerisinde bir sorumluluk esasına dayanmayan karşılıksız çek keşide etme fiilî suç olmaktan çıkarılmıştır; bu, bu kadar basittir yani diğer çağdaş hukuk ülkelerinde nasıl olmuşsa bizde de öyle olmuştur.

Dolayısıyla, efendim, bu çeklerde hapis cezası kalkınca, şimdi, çek alacaklarının tahsilinde mafya devreye girermiş! Senet alacaklarının tahsilinde mafya devreye giriyorsa burada da girer. Yani değerli arkadaşlarım, bunların hiçbir şeyi yoktur. Biz Parlamentoyuz, yasama organıyız, elbette ki bir kere hukukçuyuz yani hukuki bir düzenleme yapıyoruz. Dolayısıyla, uluslararası uygulamalar nelerdir, bunlara bakmamız lazım. Ee, canım, ben avukatım aslında, meslek olarak avukatım, yani alacakların tahsili bakımından çekin bir cezaya bağlı olması benim de işime gelir serbest avukatlık yaptığım zaman, ama öyle olacak diye, ben bu kürsüde herhâlde karşılıksız çek keşide etme fiilinin suç olarak kalmasını savunamam. Yani iş adamlarımızın ya da esnaf ve sanatkârların bundan ürkmelerini gerektiren bir şey yok; aksine, bence şimdi çekin arkasındaki o ceza kaldırılınca, o cezanın yarattığı yapay, suni güven ortamı ortadan kalkacaktır, çek alacak olan vatandaş daha özenli davranacaktır, daha dikkatli davranacaktır, herkesin çekini almayacaktır ve bankalar da artık çek verirken biraz daha özenli davranacaktır, sokakta gezen adama çek vermeyecektir.

Yani arkadaşlar, geçen gün duydum, banka 75 bin lira tüketici kredisi veriyor. 75 bin TL, gerçekten, tüketici kredisi veriyor. Ya olacak şey mi bu ya! Yani tüketici kredisini biz almaya kalksak vermez ama ben bunu geçen gün duydum. E, şimdi bankalar özensiz davranıyor.

Aslında burada temel mesele şu: Çek bankaların, dolayısıyla, bankalara biraz daha sorumluluğunu yüklemek lazım, ama önümüzdeki günlerde ben onun olacağını düşünüyorum. O nedenle, bizim iş dünyasının bu konuda herhangi bir kaygıya kapılmasının anlamı yoktur.

Dediğim gibi, dolandırıcılıktan dolayı, eğer dolandırıcılık suçunun unsurları oluşmuşsa, dava açma, takip etme hakkı her zaman vardır, o suç orada durmaktadır. Biz, şimdi karşılıksız çek keşide etme suçu bakımından 1985 öncesi döneme döndük. Eğer ceza bir tedbir olsaydı, bugüne kadar 4-5 kez bu kanunda değişiklik yapılmak zorunda kalınmazdı diye düşünüyorum.

Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yasanın eksiklikleri olmasına rağmen, sorumlulukları paylaşım açısından eksiklikleri olmasına rağmen yasayı destekliyoruz. Karşılıksız çek keşide etme suçundan dolayı aranan insanlar artık evlerine döneceklerdir, hapis tehdidi altında bulunmayacaklardır.

Bu vesileyle de yirmi iki yıl önce faili meçhul bir cinayete kurban giden büyük hukukçu Profesör Doktor Muammer Aksoy'un anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Muammer Aksoy'un yakınları da onun faillerinin bulunmasını istiyorlar ve bekliyorlar Sayın Başkan. Şu faili meçhul bırakılan siyasi cinayetlerin de araştırılması için bir komisyon kurarsak, siz ona da destek verirseniz onların yakınlarının da taleplerini karşılamış oluruz diye düşünüyorum.

Bu vesileyle, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu yasayı desteklediğimizi belirtiyorum. Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)