| Konu: | ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 94 |
| Tarih: | 12.04.2012 |
AK PARTİ GRUBU ADINA OSMAN KAHVECİ (Karabük) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi ile Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun Tasarısı'nın birinci bölümü hakkında söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.
Yıllarca bu konunun mutfağında çalışmış birisi olarak bu kanunun yüce Mecliste bugün görüşülmesinden fevkalade memnun olduğumu ifade etmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, dünyada hızlı nüfus artışı, ekonomik ve sosyal gelişmeler dünya orman alanını yüzde 70'lerden yüzde 30'lara düşürmüştür. Anadolu'nun da bir dönem yüzde 70'inin orman olduğunu, ancak bugün yüzde 27'sinin orman kaldığını biliyoruz. Dünyadaki orman azalmalarının ana nedeni, işte bu ekonomik ve sosyal gelişim süreçleridir. Buna karşı dünyada birçok uluslararası süreçler başlatılmasına rağmen, maalesef, ormansızlaşma durdurulamamakta ve her yıl dünyada 10 ila 13 milyon hektar orman yok olmaya devam etmektedir. Dünyadaki birçok ülke hâlen bu süreci yaşamaktadır. Ülkemizdeyse ormansızlaşma süreci durdurulmuş ve ülkemiz dünyada orman varlığını artıran nadir ülkelerden birisi olmuştur.
Sayın milletvekilleri, orman azalmalarının en temel nedeni insandır. İnsanlar en çok da tarım alanı kazanmak ve yerleşmek için ormanlara müdahale etmişlerdir. Bazı ülkelerde bu devlet politikası olarak desteklenmiş ve biçare kalınmıştır. Ülkemizde de cumhuriyet dönemi öncesinden günümüze kadarki süreçte ormanlara birtakım usulsüz müdahaleler yapılmıştır. Bugün, gerek 1937 yılındaki 3116 sayılı ilk Orman Kanunu'nda gerekse 61 ve 82 anayasalarında orman dışına çıkarmanın yer alması da bu süreçlerin bir sonucu ve ülkemiz gerçeğiydi. Bu süreçlerin bir suçlusu yoktur ve suçlusu aranmamalıdır. Ancak, ortada hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmış binlerce hektar hazine arazisi ve bu arazileri yıllardır kullanan binlerce vatandaşımızın acil çözüm bekleyen sosyal ve hukuksal sorunları vardır.
Ülkemizde yıllarca kangren olmuş bu sorunun bir an evvel çözülmesi, devletle milletin barışması gerekmektedir. İşte bu kanun, bu sorunu çözerek devletle milleti barıştıracaktır. Bunu çözmek de -inşallah- bu Parlamentoya nasip olacaktır.
Değerli milletvekilleri, 2/B, 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2'nci maddesinin (B) fıkrasında yer alması dolayısıyla da halkımız arasında, politikada ve siyasette en çok konuşulan tabirle 2/B olarak tanımlanmaktadır.
2/B'yle ilgili ilk anayasal düzenleme 61 Anayasası'nın 1970 yılındaki 131'nci maddesinin değiştirilmesiyle başlamıştır. Bu paralelde 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2'nci maddesi değiştirilmiş, 15/10/1961 tarihinden önce orman vasfını kaybetmiş yerlerin "orman sınırları dışına çıkartılması" hükmü getirilmiştir. İlk defa -Anayasa'da bir istisna getirilmiştir- orman sınırlarının daraltılamayacağına dair 61 Anayasası'ndaki düzenlemeyle istisna getirilmiştir.
Bu Kanun ile 73-83 yılları arasında orman sınırının dışına alma çalışmaları, 2/B olmadığından, o zamanki Orman Kanunu'nun 2'nci maddesine göre yapıldığından dolayı "2'nci madde alanları" olarak da kanunda, hukukta yer almıştır.
Son olarak, 82 Anayasası'nda bu süreç yirmi yıl daha geriye çekilmek suretiyle, 31/12/1981 tarihi milat alınmak suretiyle, bundan önceki orman vasfını kaybetmiş yerler hep orman dışına çıkartılmıştır ancak 82 Anayasası'na bir istisna getirilerek bu istisna da nitelik kaybetmeyen yerlerin de orman sınırları dışına çıkartılacağıdır. 61 Anayasası ile 82 Anayasası arasındaki en önemli fark, nitelik kaybetmeyen yerler de 82 Anayasası'yla orman sınırları dışına çıkartılmıştır. Nitelik kaybetmeksizin orman sınırları dışına çıkartılan yerlere 2/A, nitelik kaybeden yerler için de 2/B şeklinde 6831 sayılı Orman Kanunu düzenlenmiştir.
Anayasa'nın 170'inci maddesine göre de 6831 sayılı Kanun'da da düzenlemeyle uygulama başlatılmıştı ancak Anayasa'nın 170'inci maddesi bu sahaların değerlendirilmesi ve orman köylülerine tahsisinin kanunla düzenlenir hükmü getirildiğinden dolayı 1984 yılında 2924 sayılı Kanun çıkartılmış ve uygulamaya geçilmişti. Bu Kanun'la bu yerlerin Orman Bakanlığı emrine geçeceğine yer verilmiş ancak bu Kanun Anayasa Mahkemesince iptal edilmişti.
HALUK AHMET GÜMÜŞ (Balıkesir) - İçtihada göre?
OSMAN KAHVECİ (Devamla) - Evet, 1995 yılında Kanun tekrar Anayasa Mahkemesince düzenlenmiş, tekrar Anayasa'daki geri iade etme görüşüne göre tekrar düzenlenerek Meclise gönderilmişti. 1995-2000 yılları arasında uygulama yapılmış, 6.700 hektar 2/B alanı kullanıcılarına satılmıştı ancak Maliye Bakanlığı, 4706 sayılı hazineye ait taşınmazlarla ilgili Kanun'da değişiklik yaparak 2/B sahalarının tasarruflarının kendilerinin üzerinde olduğunun iddiasıyla Anayasa Mahkemesi bu Kanun'u iptal etmiş ve 2002 yılında Anayasa Mahkemesince iptal edilmesiyle de bütün çalışmalar durdurulmuştu. Bu konuya anayasal bir çözüm bulmak üzere 2003-2004 yılları arasında 2 kez Anayasa değişikliğine gidilmiş ve bunun da Cumhurbaşkanınca tekrar iade edilmesiyle süreç tıkanmıştır.
Sonuç olarak, bu konuda yasal bir boşluk doğmuş ve hâlen devam etmektedir. İşte bu kanun, bu yasal boşluğu dolduracak ve otuz, kırk yıldır kangren olmuş bu sorunu çözecektir.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Anayasal boşluk dolmuyor.
OSMAN KAHVECİ (Devamla) - Evet?
Sayın milletvekilleri, bu konuda en çok sorulan soru "2/B uygulaması ne zaman bitecektir?" Evet, 2/B uygulaması orman kadastrosu bittiği zaman 2/B uygulaması bitecektir. Tabii, arkasından ikinci bir soru geliyor: "Orman kadastrosu süreci ne durumdadır?" Evet, cumhuriyet döneminin ilk Orman Kanunu 1937 yılında çıktıktan sonra, 3116 sayılı Kanun'da beş yılda orman kadastrosunun bitirilmiş olması yer almış olmasına rağmen, maalesef 2002 yılına geldiğimiz zaman ülkemizin 10 milyon hektarında orman kadastrosu bitirilmiş, 4 milyonu tescil edilmiş. Yıllarca tapu ve orman kadastrosunun ayrı ayrı çalışması, kurumların birbirlerinin kadastrosunu tanımaması birçok mahkemeleri de bir bir peşine getirmiştir. Bu süreçte, binlerce vatandaşımızla mahkemelik olunmuş, bazı davalar Avrupa İnsan Hakları Mahkemelerine kadar götürülmüş, bugün hâlen devam eden binlerce dava vardır. Tüm bu olumsuzluklar nedeniyle, AK PARTİ İktidarında çift başlı kadastroya son verilmiş, kadastronun tek elden yapılması ve en kısa sürede bitirilmesi çalışmaları başlatılmıştır. Bugün geldiğimiz noktada, dokuz yılda 8,4 milyon hektar kadastro yapılmış ve tamamı tescil edilerek orman kadastrosu yüzde 95'lere getirilmiştir. İnşallah birkaç yıl sonra kadastro da bitecek ve 2/B tarih olacaktır.
Sayın milletvekilleri, bu çerçevede 2/B ile orman sınırları dışarısına çıkartılan 2/B alanımız 410 bin hektardır. Bu alanlar içerisinde narenciye, muz bahçeleri, toplu yerleşim alanları, kamu kurum binaları vardır. Bu yerlerin birçok yerleri yerleşim alanı olarak kullanılmasına rağmen, maalesef, buralarda herhangi bir imar mevzuatı uygulanamamıştı.
Ülkemizde ormanlarımız koruma ve kullanma dengesi içerisinde dünya standartlarında korunmakta ve işletilmektedir. Bu faaliyetler esnasında ilk önceliğimiz de her zaman orman köylümüz olmuştur. Örnek vermek gerekirse 2002 yılında orman köylüsüne aktarılan kaynak 253 milyon lira iken bu, 2011 yılında 4 kat artarak 1,1 milyar Türk liraya çıkmıştır.
Orman suçlarında önemli azalmalar olmuştur. Eskiden yıllık ortalama suç 50 binlerde iken bugün yıllık ortalama orman suçları 12 binlere inmiştir. Bunda, ülkemizdeki ekonomik ve sosyal gelişmelerin, alınan etkin tedbirlerin, milletimizde gelişen orman sevgisinin büyük payı vardır. Kadastronun bitmesi ile de orman suçları büyük ölçüde azalacaktır.
Sayın milletvekilleri, maalesef, ülkemizde bu yasayı bir orman talanı gibi görenler olduğu gibi, ormanlarımızın hızla azaldığını iddia edenler de vardır. Bu, kesinlikle doğru değildir, ülkemizdeki orman varlığı her geçen gün artmaktadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
OSMAN KAHVECİ (Devamla) - Dünyanın gördüğü gerçeği yani "Türkiye orman varlığını artırıyor." gerçeğini kabul etmeli, aziz milletimizi ve Türk orman teşkilatını alkışlamalıyız.
Bakınız, 1973-2000 yıllarında 2/B ile orman sınırına çıkartılan alan orman alanının yüzde 2'siyken, bu süreç içerisinde orman alanımızın yüzde 7 arttığını görüyoruz. Dolayısıyla da Türkiye'de ormanlar azalmıyor, orman alanımız artıyor. Bu kanunla, tekrar orman vasfını kazanmış alanlar, 2/B olmasına rağmen orman vasfını kazanmış alanlar da bu kanunla geri alınıyor. Sadece İstanbul'da
Bu kanunun 4'üncü maddesiyle, yerinde kalkındırılmayan orman köylerimizin daha şartlara uygun yerlere kalkındırılması ve taşınması sağlanıyor.
Yine, bu kanunla satışından elde edilen gelirler orman varlığımızın artırılması, imar ve ıslahı, orman köylerimizin desteklenmesinde kullanılacaktır. Bazı alanlar içinde hak sahibi olmayan alanlar ihale usulüyle satılacaktır ve kimseye de buradan herhangi bir rant söz konusu değildir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OSMAN KAHVECİ (Devamla) - Çıkarılacak bu kanunun, orman teşkilatımızı dünden daha güçlü olarak ülkemiz ormancılığına, orman köylümüzün refah seviyesinin artırılmasına daha büyük hizmetler getireceğine inanıyor, emeği geçen herkese teşekkür ediyor, bu kanunun ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyor, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kahveci.