| Konu: | MHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 10.04.2012 |
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Kırıkkale) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerim; Sayın Milletvekilimizin söylediği gibi polisin değil, önergenin aleyhinde konuşacağım.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Yok, polisin aleyhinde konuşuyorsun. Önerge polisin lehine Sayın Genel Müdürüm.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Onu burada tekrar etmek istiyorum ve gerçekten bugün 167'nci yılını kutlayan polis teşkilatı, söylendiği gibi büyük bir özveriyle, büyük bir fedakârlıkla çalışmakta. Bunu vatandaşımız da, milletimiz de biliyor ve tarih önünde her fırsatta bunun çalışmalarını, polis teşkilatının çalışmalarını herkes takdirle anmaktadır.
Bu teşkilatın geçmişine kısaca baktığımızda, az önceki Sayın Konuşmacımızın söylediği bazı şeylerin artık çok eskide kaldığını burada ifade etmek istiyorum. Polis teşkilatı olarak baktığımızda, evet, çalışma şartları biraz ağır, süre olarak ağır. Peki, bunun karşılığında nedir? Türkiye'de her yıl artan nüfusa, şehirleşen nüfusa baktığınızda, artık nüfusun yüzde 80'i şehirlerde yaşamakta ve geçtiğimiz AK PARTİ Hükûmetinden bugüne kadar baktığımızda, 180 bin olan polis adedi 250 bine çıkartılmış yani sayı ne kadar artarsa elbette ki çalışma sürelerinde kısalma o kadar olacak. Mümkün olduğunca sayı artırılmaya çalışılmakta ve bunu yaparken de bir taraftan polis okullarını artırmak, gene AK PARTİ Hükûmetinin getirdiği bir yenilikle, dört yıllık yüksekokul mezunlarına da polis olma imkânı verilmiş, yolu açılmıştır ve her yıl yaklaşık 10 bin civarında yeni yüksekokul mezunu polis göreve başlatılmaktadır. Karşılığı olarak polis meslek yüksekokullarımızın -ki o da meslek yüksekokullarına dönüştükten sonra iki yıl eğitim veren okullarımız- buraların da mevcudu 5 binden başlayıp 8 bine kadar çıkmış. Her yıl, polislerimizde belli bir miktar artış sağlanmaktadır ama tabii ki birdenbire bu sayıyı artırmak, sizin de takdir edeceğiniz gibi kolay bir şey değil.
Ve bu arada, gene getirilen bir yenilikle de geçtiğimiz iki yıl evvel getirilen bir yenilikle de poliste elli iki olan emeklilik yaş sınırı elli beşe çıkartılmıştır. Dolayısıyla, üç yıl daha polislerin geç emekli olması ve dolayısıyla bu aradaki sayının artırılması çalışmaları sürdürülmüştür. İşte, buna paralel olarak da "Acaba, poliste sekiz saate düşen hizmet sürelerini nasıl yaptırırız?" diye bununla ilgili ki benim Genel Müdürlüğüm zamanında hazırlanmış bir projeydi ve şimdi, bazı iller bu projeyi pilot olarak deniyorlar ve denemede, özellikle meydanlarda devriye sayısını, araç sayısını artırmak suretiyle polisleri daha çok ve karakollardan veya kapalı yerlerden açığa çıkartmak suretiyle süreyi kısaltma çalışmaları olmaktadır.
Sonra, gene baktığımızda, polis teşkilatı gerçekten fedakâr, özverili ama demin, az önce, gündem dışı konuşmamda de söyledim, meşakkatli ama meşakkatli olduğu kadar şerefli bir görevdir ve hemen hemen her Türk genci, pek çok Türk genci, hâlâ polis olmanın peşindedir ve arzu etmektedir. Nitekim, az önce saydığım polis okullarına 100 binin üzerinde müracaat olmakta ve 100 bin kişiden 7 bin kişiyi seçmekte. Yani böyle, seçilerek gelen de bir teşkilat.
Ayrıca, polis teşkilatı birtakım çalışmalarla da kendi içinde bazı düzenlemeler yapmaya çalışmıştır. Nedir? İşte, başarılı polislerimize -ki her geçen gün bu rakam artmaktadır- her yıl "maaş taltifi" adı altında -bir milletvekilimiz "Keşke bir maaş verilseydi." dedi- birtakım ikramiyeler verilmekte. Bakın, size bir rakam söyleyeyim: 2011 yılında 145 bin polisimize maaş taltifi verilmiş. Yani şöyle bir bakarsak, aşağı yukarı polisin yüzde 60'ı bir şekilde maaş taltifi almış. Gene 2010 yılında bu rakam 130 bin civarında.
Bir de polis teşkilatı başka teşkilatlardan farklı bir şey; önü açık, yükselmeye çalışan veya yükselme imkânı verilen bir teşkilat. Nitekim, daha önceden polislikten komiser yardımcılığına geçiş sayısı her yıl 500'le sınırlandırılırken, yapılan bir değişiklikle bu bin-1.500 civarına çıkarılmış. Yani her yıl imtihanı kazanıp bir üst rütbeye terfi edebilme imkânı var.
Sonra, gene polislikte -az önce arkadaşlarımızın biri söyledi- gerçekten, motivasyon noktasında, onu desteklemek adına "başpolislik" ve "kıdemli başpolislik" diye bir sistem geliştirilmiş ve polislerin meslek içerisinde yükselmeleri sağlanmış. Bu noktada da 9 bin civarında başpolisimiz görev yapmaktadır.
Bunları şöyle alt alta sıralamak istersek -ki az önce Sayın Milletvekilim de söyledi- evet, son zamanlarda yapılanların en önemlilerinden birisi de polisin askerlik muafiyeti meselesidir. Senelerce bu söylenmiş ama geçtiğimiz yıl yüce Parlamentomuzun da çıkardığı bir kanunla artık polisler askerlikten muaf tutulmuşlardır. Bu, polisler için gerçekten önemli bir noktadır.
Diğer taraftan, baktığınızda, işte, TOKİ'yle yapılan anlaşmalarla on binin üzerinde yeni lojman imkânı sağlanmış ve dolayısıyla da polislerin bir nebze olsun, yan imkânlarla desteklenmek suretiyle rahatlaması sağlanmıştır. Bir taraftan da baktığımızda, az önce de söylendiği gibi, gerçekten, polislik mesleği fedakârlık isteyen, fedakârlığın yanı sıra özveri, hatta sadece fedakârlık da değil, içerisinde vatan sevgisi, insan sevgisi taşıyan insanların severek yaptığı bir görevdir. Yani polislik zengin olma mesleği değildir, polislik başka bir meslek değildir, ama polisliğin başka bir zenginliği vardır; o zenginlik de insana hizmet etme, o arzuyu duyabilme zenginliğidir ve baktığınızda, işte poliste insanların üç tane önemli unsuru var. Nedir? Canı, malı, namusu. Bunlar da polise emanet edilmiştir. O hâlde polis teşkilatı, gerçekten sayılan, sevilen ve takdir edilen bir teşkilat durumundadır. Halk her şeyini ona emanet etmiştir.
İşte polisimiz, elbette ki imkânları daha çok artsın, daha çok imkânlar alalım diye ister, ama o imkânların ötesinde onun duyduğu manevi haz ayrı bir olaydır. Bunu da burada dile getirerek, bu 167'nci yıl içerisinde bütün polislerimizi bu noktada kutlamak istiyorum, bunu burada ifade etmek istiyorum. Gerçekten polislerimiz, bir noktada gönülden gelen fedakârlıkla çalışmaktadır.
Evet, az önce söylediler; bayramda çalışır, tatilde çalışır, yılbaşında çalışır. Yirmi dört saat dönüyor dünya, yirmi dört saat hizmet var. İnsanlar yaşıyor, onların da bir güvencesi, birisi onu sağlayacak. Kim sağlayacak? Ha polis sağlayacak.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ama emeklilik?
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Şimdi geliyorum oralara.
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Ha oraya gel oraya.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Onun için de polis, gerçekten o saatlerde çalışmak zorunda ama bu mesailerinin biraz daha aşağıya düşürülmesi, az önce de söyledim, rakamlar arttığı sürece, sayı arttığı sürece biraz daha aşağı düşürülecek ve bu imkânlar daha rahat sağlanacak.
Sonra, polislerimizin mümkün olduğunca modern araçları kullanmasına çalışıldı. Araç gereç bakımından gerçekten son yıllarda korkunç bir araç gereç alımı yapıldı. Polisler o noktada daha rahat. Eskiden bizim kaymakamlık yaptığımız sırada bir kırık cipi olmayan emniyet teşkilatının bugün her tarafta malzemeleri var, araçları gereçleri var. Her şey alınıyor ve biraz daha rahat iş yapıyor. Nitekim 2009 yılında polis merkezleri yılı ilan edildi ve o yılda da polis merkezlerimizin tamamı elden geçirildi, hepsinin de içerisinde kameralar ve buna benzer rahatlıklar sağlandı.
Gene polisimizin hizmeti iyi yapabilmesi adına şu anda Türkiye'nin her tarafı "MOBESE" denen sistemlerle döşendi, polisler suçluyu daha çabuk bulmaktadır. Elbette ki bir polis suçluyu bir an evvel bulursa o, onun bir noktada da manevi tatminidir ve polise güven artar. O güven, bir noktada motivasyonunu sağlayacağı için bütün bunlar? Polisin, gerçekten son yıllarda elde ettiği pek çok kazanım vardır. "Peki, pek çok kazanım var, her şey bitti, polise bir şey vermeyelim mi?" anlamına gelmesin, bunu tekrar ifade etmek istiyorum. Mademki bu kadar fedakârlık yapan, bu kadar özveriyle çalışan ve çalışmasının karşılığını yeri geldiği zaman hayatıyla, hayatını ortaya koymak suretiyle yapan teşkilata da elbette ki ne verseniz, ne kadar çok verseniz yeridir. Bu da bir imkân meselesidir. Bunlarda çalışma devam ediyor, şu anda Emniyet Genel Müdürlüğü ve İçişleri Bakanlığımız bünyesinde bir komisyon bütün bu söylenen şartlarla çalışmalarını sürdürmekte, gerek çalışma imkânları gerekse maddi imkânlarda neler yapılabileceğini, polis teşkilatını, bu konuda yüceltilmesi için ne gerekiyorsa yapılacak çalışma sürmektedir. Bu komisyonun vereceği rapora göre -inşallah- o çalışmanın sonucunda daha iyi imkânlara kavuşacaktır.
Esasen gelişmenin noktasında baktığımız zaman gelişme diye tabir ettiğimizde her zaman daha iyi imkânın bulunması lazım çünkü iyinin de iyisi var. Biz istiyoruz ki elbette ki polisimiz daha iyiye, daha güzele layıktır, olsun, onun için de gerekli çalışmalar yapılmaktadır.
Ben bu duygu ve düşüncelerle -tekrar ediyorum- bu memleket için canını feda etmiş polis şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. Polislerin bu zor şartlar altında görev yapmaları için ona gerekli imkânları sağlayan özellikle polis eşlerine, polis ailelerine de huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum çünkü onların sağladığı imkânlarla arkadaşlarımız daha çok hizmet etmektedir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.
Buyurunuz.
OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Kısaca, özellikle gazilerimize uzun ömürler diliyorum ve polis teşkilatımızın başarıdan başarıya koşan, geçmişi, tarihî şanla şerefle dolu polis teşkilatının bütün bu noktalarda kalbinde taşıdığı vatan sevgisi, insan sevgisiyle bundan sonra da aynı heyecanla çalışacağına inancımı burada bir kere daha ifade ederken, tekrar teşkilatımızın 167'nci yılında bütün polis teşkilatına başarı dileklerimi iletiyorum ve özellikle az önce konuşulan gündem dışı konuşmalarda olduğu gibi bütün grupların polis teşkilatı üzerine söyledikleri güzel sözler için de, eski bir Genel Müdür olarak, onlara da teşekkür ediyorum ve bütün yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sağ olun efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Köksal.