| Konu: | TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DENİZ UNSURLARININ; KORSANLIK/DENİZ HAYDUTLUĞU VE SİLAHLI SOYGUN EYLEMLERİYLE MÜCADELE AMACIYLA YÜRÜTÜLEN ULUSLARARASI ÇABALARA DESTEK VERMEK ÜZERE, GEREĞİ, KAPSAMI, ZAMANI VE SÜRESİ HÜKÛMETÇE BELİRLENECEK ŞEKİLDE ADEN KÖRFEZİ, SOMALİ KARASULARI VE AÇIKLARI, ARAP DENİZİ VE MÜCAVİR BÖLGELERDE GÖREVLENDİRİLMESİ VE BUNUNLA İLGİLİ GEREKLİ DÜZENLEMELERİN HÜKÛMET TARAFINDAN BELİRLENECEK ESASLARA GÖRE YAPILMASI İÇİN TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN 10/2/2009 TARİHLİ VE 934 SAYILI KARARI İLE HÜKÛMETE VERİLEN VE 2/2/2010 VE 7/2/2011 TARİHLİ 956 VE 984 SAYILI KARARLARI İLE BİRER YIL UZATILAN İZİN SÜRESİNİN ANAYASA?NIN 92 NCİ MADDESİ UYARINCA 10/2/2012 TARİHİNDEN İTİBAREN BİR YIL DAHA UZATILMASINA DAİR |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 56 |
| Tarih: | 25.01.2012 |
ŞİRİN ÜNAL (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurlarının Aden Körfezi, Somali kara suları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde görevlendirilmesi için Hükûmete verilen izin süresinin 10 Şubat 2009 tarihli ve 934 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı'nda belirlenen ilke ve esaslar dâhilinde 10 Şubat 2012 tarihinden itibaren bir yıl daha uzatılmasıyla ilgili Başbakanlık tezkeresi hakkında söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bildiğiniz üzere, Aden Körfezi uluslararası deniz ticareti açısından yaşamsal bir öneme sahiptir. Asya'dan Avrupa'ya ya da Avrupa'dan Asya'ya Süveyş Kanalı'nı kullanarak giden gemiler, yolu binlerce kilometre uzatıp Cebelitarık Boğazı'ndan geçmeyi düşünmedikleri için Somali ile Yemen arasındaki Aden Körfezi'ni kullanmak zorunda kalmaktadırlar. Aden Körfezi'nden geçmek yerine çevreden dolaşmayı tercih eden gemilerin günlük zararı ise 30 bin doları aşmaktadır. İşte bu yüzden her gün onlarca gemi bu yolu kullanmak zorunda kalmakta ve doğal olarak korsanların hedefi durumunda olmaktadırlar.
Sayın milletvekilleri, bildiğiniz üzere, tezkere, Aden Körfezi, Somali karasuları ve açıkları, Arap Denizi ve mücavir bölgelerde vuku bulan korsanlık, deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemleri hakkında 2008 yılında kabul edilen Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararları ve Türkiye Büyük Millet Meclisinin 10 Şubat 2009 tarihli kararıyla Türk Silahlı Kuvvetleri deniz unsurlarının söz konusu bölgelerde konuşlandırılması suretiyle bölgede seyreden Türk Bayraklı ve Türkiye bağlantılı ticari gemilerin emniyetinin etkin bir şekilde muhafazası ve korsanlık, deniz haydutluğu ve silahlı soygun eylemlerine karşı uluslararası toplumca yürütülen müşterek mücadele harekâtına aktif katılımda bulunulması sağlanmış. Bu alanda Birleşmiş Milletler sistemi içinde ve bölgesel ölçekte oynadığımız rolün ve görünürlüğümüzün pekiştirilmesi temin edilmiştir.
Tezkerenin temel dayanağı olarak görülen Anayasa'mızın 92'nci maddesine göre ise milletlerarası hukukun meşru saydığı hâllerde savaş hâli ilanına ve Türkiye'nin taraf olduğu milletlerarası anlaşmaların veya milletlerarası nezaket kurallarının gerektirdiği hâller dışında Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine veya yabancı silahlı kuvvetlerinin Türkiye'de bulundurulmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisine aittir. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde veya ara vermede iken ülkemizin ani bir silahlı saldırıya uğraması ve bu sebeple silahlı kuvvet kullanılmasına derhâl karar verilmesinin kaçınılmaz olması hâlinde ise Cumhurbaşkanı da Türk Silahlı Kuvvetlerinin kullanılmasına karar verebilir.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; izninizle Türkiye'nin sınır ötesi uluslararası operasyonlara katılımı ile ilgili şunu da söylemek isterim: Konunun uzmanı olan hemen herkes hemfikir ki son yıllarda Türkiye'nin uluslararası alanda yetkinliği gözle görülür bir biçimde arttı ve uluslararası danışma ve karar alma süreçlerindeki yeri de sağlamlaştı. Bu konuda birçok somut örnekler verebilirim. Bu artan etkinlik aynı zamanda Türkiye'ye uluslararası problemlerin çözümünde katılımcı olma ve katkı sağlama sorumluluğu da getirmektedir. Şurası kesin ki Türkiye, deniz haydutluğu ve korsanlık nedeniyle kendi ekonomimize gelebilecek muhtemel zararları mutlaka engellemelidir ama en az bununki kadar önemli olan cumhuriyetimizin 100'üncü kuruluş yıl dönümünde yani 2023'te dünyanın siyasi, kültürel ve ekonomik alanlarda en etkin ilk on ülkesi arasına girme iddiası olan ülkemizde bu iddia bize belli sorumluluklar da yüklemektedir.
Şahsım ve grubum adına bu amaçla üstün bir başarıyla görev yapan tüm Deniz Kuvvetleri personelimize teşekkür ediyor ve başarılarının devamını diliyorum. Yüce Meclisi bu vesileyle tekrar ve en derin saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.