GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 23 EKİM 2011 TARİHİNDE VAN İLİNİN ERCİŞ İLÇESİ MERKEZ ÜSSÜ OLMAK ÜZERE MEYDANA GELEN DEPREME İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:11
Tarih:25.10.2011

PELİN GÜNDEŞ BAKIR (Kayseri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şahsım adına söz almış bulunuyorum.

Deprem bölgelerinde, Van'da, Erciş'te incelemelerim sırasında gelişen soğuk algınlığı sebebiyle sesim kısıldı. Öncelikle onun için özür dilerim.

23 Ekim 2011 tarihinde Van ilimizde 7,2 şiddetinde yıkıcı bir deprem meydana gelmiştir. Sayın Başbakanımız ve bakanlarımız ile birlikte üç dört saat içinde bölgeye derhâl intikal ettik. Merkezî Hükûmet yerel idarelerle neredeyse eş zamanlı olarak olaya müdahale etmiştir. Yıllardır sistemin içinde olan bir inşaat mühendisliği profesörü olarak merkezî Hükûmetin bu derece büyük bir depreme ilk defa bu kadar hızlı ve başarılı bir biçimde müdahale ettiğini gördüğümü özellikle belirtmek istiyorum. Muhalefet partilerimiz de bölgeye intikal etmiş, incelemelerde bulunmuşlardır. 1999 depremlerinde olaya müdahaledeki gecikmeler düşünüldüğünde Meclisimizin hem iktidarıyla hem de muhalefetiyle bölge insanının yanında derhâl yer alması hakikaten takdire şayandır.

SİNAN OĞAN (Iğdır) - Çamur atma, çamur atma. 99 iktidarına çamur atma.

PELİN GÜNDEŞ BAKIR (Devamla) - Bugün, iktidarıyla, muhalefetiyle iş birliği zamanı, el ele tutuşma zamanıdır. Bütün muhalefet partilerimize iş birliği için en iyi duygularımızla elimizi uzatıyoruz. Şu anda vatandaşlarımız iktidarın ve muhalefetin el birliğiyle yaralarını sarmasını bekliyor. Muhalefet partilerimizin de tamamen insani amaçlı ve siyaset üstü gördüğümüz bu konuda bizlere tam destek vereceklerine olan inancım tamdır. Deprem zararlarının azaltılması noktasında geçmişe değil, geçmişten gerekli dersleri çıkartarak geleceğe bakmamız gerekmektedir.

Tüzük'ümüze göre gündem dışı konuşmalar sadece beş dakika olacağından bilimsel önerilerimi ana başlıklarıyla iyice özetleyerek vermek istiyorum.

Hepimizin bildiği gibi, ülkemizde hâlihazırda depremler açısından en büyük riski taşıyan ilimiz İstanbul'dur ancak ülkemizin hangi şehri olursa olsun bugün konuşmamız gereken asıl mesele, fayların nerede veya kaç parçalı kırılacağı değil, mevcut yapı stokumuzu ve şehirlerimizi depremlere nasıl daha dayanıklı hâle getireceğimiz olmalıdır. 2007 Türk Deprem Yönetmeliği'ne göre mevcut yapı stokumuz incelendiğinde binalarımızın yüzde 90'ı depreme dayanıksız çıkacaktır. Sadece İstanbul'da bu Yönetmeliğe göre dayanıksız yapıların hepsini güçlendirmeye kalksak en az yirmi beş sene zaman ve milyarlarca dolar gerekir.

1999 depremleri, depremlerde can kayıplarının toptan göçme veya yassı kadayıf biçiminde göçme yaşayan binalarda olduğunu göstermiştir. Yine 1999 depremleri istatistiklerine göre, bu tip binaların mevcut yapı stokuna oranı yüzde 6'dır. İşte, depreme dayanıklı şehirler inşa ederken amaç, mevcut yapı stokumuz içinde yönetmeliğimize göre göçme çıkan binaların tümünü güçlendirmek değil, toptan göçme yaşayacak yüzde 6'lık kısmını tespit etmek olmalıdır. Bunun için, bilimsel güvenilirliği kabul edilmiş hızlı değerlendirme teknikleri kullanılabilir ancak bu yüzde 6'lık dilime giren binaları güçlendirmek yerine yıkmak daha akılcı bir çözümdür. Zira, güçlendirme projelerinin sahada usulüne uygun işçilikle uygulanıp uygulanmadığı, iyi kontrol edilip edilmediği ve eski yapı elemanlarıyla bağlantıların ne kadar sağlıklı olduğu bir muammadır. Mevcut yapı stokumuz içinde oldukça fazla sayıda bina standart altıdır, düşük beton mukavemetine, korozyon ve deprem hasarına sahiptir. Benim bilimsel görüşüm, bu binaları güçlendirmek yerine yıkmanın ve tüm sosyal donatılarıyla ve orman arazilerini korumak şartıyla yeni depreme dayanıklı konut projeleri geliştirerek nüfusun önemli bir kısmını?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kocaeli'de daha 600 tane bina var, on yıl oldu.

PELİN GÜNDEŞ BAKIR (Devamla) - ?İstanbul'un güneyindeki faylardan olabildiğince uzağa taşımanın daha akılcı bir seçenek olduğu doğrultusundadır. Bilim ve akıl, İstanbul'daki mevcut yapı stokunu güçlendirmenin çıkmaz sokak olduğuna işaret etmektedir.

Yine, sanayinin geliştiği Çatalca, Çerkezköy, Arnavutköy ve Çorlu gibi ilçelere uydu kentlerin taşınması da doğru bir seçenek olarak düşünülebilir.

Göçme riski olduğu belirlenen binaların yıkılıp yeniden yapılmalarını teşvik etmek için, altyapısı uygun olan yerlerde belediyelerin daha fazla kat izni vermesi, gecekondular için de daha büyük inşaat alanları ve daha fazla kat izni sağlanarak bunların yıkılıp yerlerine depreme dayanıklı sitelerin yapılması, hem can güvenliğinin sağlanması açısından kazançtır hem büyük şehirlerimizin gecekondulardan kurtulmaları için kazançtır hem de gecekondu sahibi için kazançtır.

Bazı meslektaşlarımızın, daha fazla kat izni vermek, daha fazla inşaat oturum alanı sağlamak gibi teşviklerin İstanbul gibi büyük şehirlerde nüfusu daha da artıracağı hususunda endişeleri vardır. Ancak benim görüşüme göre bu endişeler yersizdir, zira su yolunu bulur. Gelişme potansiyeli olmayan bir bölgeye istediğiniz kadar teşvik verin, orayı geliştiremezsiniz. Gelişme potansiyeli olan yerlere de siz istediğiniz kadar sınırlar, tahditler, yasaklar koyun, vatandaş yine orayı bir şekilde geliştirir ama siz yaptığınız baskıyla vatandaşı yasal olmayan yollara sevk edersiniz. Ayrıca bu tip teşvikler vaka bazında da değerlendirilebilir.

Bütün bu kentsel dönüşüm plan ve projeleri, göçü caydırıcı, paralel ilerleyen projelerle de desteklenmelidir. Önümüzdeki on iki yıl içinde İstanbul'da toplam konut ihtiyacının 8 milyon civarında olacağı tahmin edilmektedir. Ayrıca büyük bir İstanbul depremi beklendiğinden insanlarımızın can güvenliği açısından da bu çözümler İstanbul için mecburi gözükmektedir.

Kamuoyunda bilgi kirliliği olmaması amacıyla inşaat mühendisi veya mimar olmayanların binaların deprem dayanıklılığı konusunda görüş beyan etmesinin doğru olmadığını bir kez daha önemle ifade etmek isterim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

PELİN GÜNDEŞ BAKIR (Devamla) - Son dokuz senelik AK PARTİ İktidarının takdire şayan çalışmalarına ek olarak bizim de Bayındırlık, İmar Komisyonu üyeleri olarak bu çalışmalarda çıtamızı daha yükseklere taşıyacağımızı temenni ediyor?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Son dokuz yılda bir tane yaptınız mı, bir tane?

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bakır.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kocaeli'ne bir tane yaptınız mı son dokuz yılda?

BAŞKAN - Lütfen, sayın milletvekili, lütfen?

PELİN GÜNDEŞ BAKIR (Devamla) - ?Van depreminde hayatını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)