GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:54
Tarih:19.01.2012

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu Tasarısı'nın 13'üncü maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge için tekrar söz aldım. Bu vesileyle tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, söz konusu tasarının 13'üncü maddesi Cumhurbaşkanı adaylarının propagandasıyla ilgili esasları düzenlemekte. Bu "Propaganda" başlığı altındaki 13'üncü maddenin 3'üncü fıkrası aynen şöyle: "Adayların, özel radyo ve televizyonlardaki propaganda konuşmalarında, süre ile ilgili sınırlamalar dışında, 298 sayılı Kanunun ilgili hükümleri uygulanır."

4'üncü fıkrası da "Propaganda döneminde Başbakan, bakanlar ve milletvekilleriyle ilgili yasaklara ilişkin hükümler dâhil olmak üzere propagandaya dair diğer hususlarda 298 sayılı Kanun hükümleri kıyasen uygulanır."

Şimdi, burada bir belirsizlik var, "kıyasen uygulanır." Neyle kıyaslayacağız? Nasıl uygulanacak?

Dolayısıyla, özel radyo ve televizyonlarda propaganda sürelerinin dışındaki diğer usul ve esaslar nasıl olacak, bunlar belirsiz. Parayı bastıran özel televizyonları propaganda süreci boyunca rehin alırsa diğer aday ne yapacak? İşte bu verdiğimiz önerge bunu düzenliyor.

Diyor ki: "Özel televizyonlarda ve radyolardaki propagandalarda adaylardan herhangi bir ücret talep edilmez." Yani kamu adına görev yapacak olan Cumhurbaşkanlığı makamına aday olan herkes eşit şartlarda bu imkânlardan yararlanır. Dolayısıyla, devletin kontrolü dışındaki diğer ve her gün giderek sayıları da artan, etkinliği de artan özel radyo ve televizyonların, Cumhurbaşkanı adaylarına eşit şartlarda imkân tanımasını sağlayan bir önerge. O nedenle, bunun yerinde bir önerge olduğunu düşünüyoruz ve umarım, siz de aynı şekilde, milletvekili olarak, yasama organının çok değerli birer milletvekili olarak, yürütmenin her dediğine "Evet" demeden bu haklı önerimizi kabul edersiniz.

Değerli milletvekilleri, kullandığımız her oydan bu dünyada ve öbür dünyada sorumluluğumuz var. Bunun vebalini mutlaka vicdanlarımızda değerlendirerek taşıyacağız. Ben, özellikle yürütmenin yani Hükûmetin istediği her kanunu buradan çıkarmak zorundayız anlayışında hareket eden -birçoğunuzu tenzih ediyorum- bazı arkadaşlarımın vicdanlarının sesini dinlemesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle, bu konuda, Sayın Cumhurbaşkanı ile muhtemel Cumhurbaşkanı adayı Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın ileride olabilecek çekişmesine bu yüce Meclis alet edilmemelidir; siz de biz de bunlara alet olmamalıyız.

Eğer Sayın Cumhurbaşkanı Anayasa'daki hüküm gereği 5+5 usulüne uygun olarak yeniden vatandaşımız tarafından Cumhurbaşkanlığına layık görülür, seçilirse ikinci döneminin sonunda -illa, siz yedi yıl olsun diyorsunuz ya- yedinci yılın sonunda Sayın Cumhurbaşkanı bu görevi isterse istifa ederek bırakır, aynen zamanında olduğu gibi, emanet görevini Sayın Başbakana devredebilir ama siz zorlamayınız bunu yani yedinci yılın sonunda illa Sayın Başbakanı siz Cumhurbaşkanı veya Başkan yapmak istiyorsanız bunun yolu açık ama Anayasa'ya aykırı kanunu bize burada getirip dayatıp da Hükûmetin dayattığı kanunu sizlerin oylarıyla yüce Meclisten geçirerek bize de buna ortak olan insanlar sıfatını koydurmayın çünkü kanun çıktığında hepimizin kanunu olacak. Yani 5+5 olayını zorlayan, Anayasa'ya aykırı olduğunu bile bile, Anayasa Komisyonu Başkanı -hocalığına saygı duyduğum- Sayın Kuzu ısrarla, inanmadığı hâlde, savunarak size bu kanunu dayatıyorsa buna "Dur" deyiniz. Bu yüce Meclisin tarihî görevlerinden birisi bu. Ben bu uyarıyı yapmak zorunda olduğumu hissediyorum. Sizlerin de buna oy vermeyeceğine inanıyorum. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanının bu görev süresi bu kanunla düzenlenemez. Çünkü Anayasa bunu belirlemiş ve bunu kanunla değiştiremeyiz. Biraz önceki Değerli Hatip de uyardı, yarın Anayasa'ya aykırılıktan dolayı sizler, bizler de bu tür sıkıntılarla muhatap olabiliriz. Geliniz, doğru yapalım, bu yüce Meclisin itibarını daha fazla düşürmeyelim. Çünkü vatandaş bize bakıyor. Gözünün içine baka baka "Senin seçtiğin, senin oyunla kabul edilmiş Anayasa'yı ben değiştiriyorum." diyen siz ve biz milletvekillerine itibar etmeyecektir.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Işık.