GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ALMANYA?DA YAŞAYAN VATANDAŞLARIMIZIN CAN GÜVENLİĞİNE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:54
Tarih:19.01.2012

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; geçen hafta, beş günlük bir Almanya seyahatinde bulundum Bavyera eyaletine. Orada, Erzurumlu başarılı iş adamlarımızdan değerli dostum Fevzi Aslan'ın iş yerinin açılışına katıldıktan sonra, Nürnberg başta olmak üzere, Augsburg ve Münih şehirlerinde Türkiyeli vatandaşlarımızla çeşitli görüşmeler yaptım. Orada gördüğüm o ki Türkiye'den oraya giden kardeşlerimiz, Türkiyeli kardeşlerimiz derin bir korku içindeler, geleceklerine dair ciddi bir kaygı taşıyorlar ve ciddi bir can güvenliği sorunuyla karşı karşıya bulunuyorlar. Almanya'daki kardeşlerimizde gördüğüm bu korku ve kaygı, bir o kadar da yalnızlık duygusu doğrusu beni derinden üzdü.

Değerli milletvekilleri, bilindiği üzere Bavyera eyaleti Neonazi saldırıların ve ırkçı, faşist eğilimlerin en güçlü olduğu yerlerden biri. Bu saldırıların arkasında olduğu bilinen bir parti var. İlginçtir, bu partinin adını dikkatlerinize sunuyorum: Alman Nasyonal Parti, "NPD" diye kısaltılmış hâli. Bu ulusalcı partinin Nazi Partisinin devamcısı bir parti olduğu biliniyor. Bavyera eyaletinde özellikle de gençlik kesimi üzerinde bu ırkçı, faşist, ulusalcı partinin etkili olduğu biliniyor. Nazi Partisinin de geçmişte en güçlü olduğu yerlerden birinin Nürnberg olduğu biliniyor.

Değerli milletvekilleri, Neonazilerin, Türkiyeli kardeşlerimizin iş yerlerine bıraktıkları bildirileri okudum, gördüm, irkildim. Orada aynen şunlar yazılı: "Tayyip Erdoğan, Arapları ve Türkleri al git!" Evet, boy hedefi hâline getirilen Başbakanımız Tayyip Erdoğan. Bu câlibi dikkat bir husus. Türkiye toplumunun da dikkatine sunuyorum. Almanya'daki ırkçı, ulusalcı partilerin de Başbakanımızı bu şekilde boy hedefi hâline getirmeleri bence düşündürücüdür, her birimizin üzerinde durması gereken bir konudur. Bu bildiriler elbette ki genel anlamda yabancı düşmanlığını yansıtıyorlar ama özelde de İslamofobianın Avrupa toplumunda nasıl kök salmaya başladığının da bir göstergesidir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; şimdi, dikkatlerinize birkaç hususu önemle arz etmek istiyorum. Bir: Irkçı, faşist bir partinin demokrasi kisvesine bürünmesi; Alman Nasyonal Demokrat Parti. Biz biliyoruz ki ırkçılık lanetli bir ideolojidir, biz biliyoruz ki ırkçılık, yabancı düşmanlığı, nefret içeren her anlayış bir insanlık suçudur. Irkçılıkla, ulusalcılıkla, faşizmle demokrasiyi yan yana iliştirmek?

ORHAN DÜZGÜN (Tokat) - Ne demek? Irkçılıkla ulusalcılığı aynı mı sayıyorsun?

MEHMET METİNER (Devamla) - ?kendi ırkını merkeze alan, kendi ırkını üstün ırk olarak gören her türlü anlayışların demokrasiyle bağdaşmasının mümkün olmadığını dikkatlerinize sunmak istiyorum. Çünkü demokratlık, çoğulculuk ve özgürlükçülüğün yanı sıra, aynı zamanda, belki de olmazsa olmaz şartı olan, ötekini kendi eşiti olarak gören anlayışın adıdır. Eğer, siz, bir toplumda ötekileri kendi eşitiniz olarak görmüyorsanız zinhar demokrat olamazsınız.

Burada, Avrupa Birliğinin çifte standardına da dikkatinizi çekmek istiyorum: Antisemitizmi haklı nedenlerle yasaklayan ve cezai müeyyideye bağlayan Avrupa Birliği, Almanya'nın ve benzeri Avrupa Birliği ülkelerinin İslamofobiayı da bir insanlık suçu olarak yasaklamalarını ve cezalandırmalarını, aksi takdirde çifte standartçı davranacaklarını buradan duyurmak istiyoruz.

Bir de, Türkiye'ye, her seferinde insan hakları ihlalleri söz konusu olduğunda haklı olarak gelen o heyetlerin niçin Nürnberg'e bir türlü uğramadığını dikkatlerinize sunmak istiyorum. Eğer aynı cinayetler Türkiye'de Almanlara yönelik olmuş olsaydı, hiç kuşkusuz kıyamet kopartırlardı veya Yahudilere yönelik Almanya'da bu cinayetler işlenmiş olsaydı, gene kıyametler kopartırlardı.

Bir öz eleştiri de kendimize? Biz niye Türkiye'nin milletvekilleri olarak orada değiliz? Türkiyeli kardeşlerimizi yalnız bırakıyoruz? Deniz Feneri olayında Almanya'yı merkez tutan, mesken tutan arkadaşlarımız niye Almanya'daki kardeşlerimizin yanında değildirler.

Teşekkür ediyorum, saygılar sunuyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ORHAN DÜZGÜN (Tokat) - Çok mu dokundu Deniz Feneri?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Metiner.