GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CUMHURBAŞKANI SEÇİMİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:53
Tarih:18.01.2012

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Sayın Işık'ın sorusuyla başlıyorum. "2007 yılındaki Anayasa değişikliği beş artı beş olarak Cumhurbaşkanımızın görev süresini düzenlemiştir. Şimdi yapılan bu değişiklikle, geçici madde eklenmesiyle Sayın Başbakanın önünü açmak için mi böyle bir düzenleme yapılmaktadır?" diye bir soru sordu.

ALİM IŞIK (Kütahya) - Önünde bir engel var mıdır? Zaten önü açık Sayın Bakan, yanlış olmasın.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Işık, bu yapılan düzenleme spesifik olarak bir somut olaya özgü bir düzenleme değildir. Biraz önce kürsüden de ifade etmeye çalıştım. 2007 yılında yapılan Anayasa değişikliği sırasında Cumhurbaşkanını genel seçimlerden sonra halkın seçeceği öngörüsüyle hazırlanmış bir Anayasa metni vardı önümüzde ve fakat yeni oluşan Parlamento 367 garabetini aşarak Cumhurbaşkanı seçebildiği için geçici 18 ve 19'uncu maddeler boşa düştü. O yüzden Parlamentomuz referanduma giden metinden geçici 18 ve 19'u çıkarttı.

MUHARREM VARLI (Adana) -  Sizin yaptığınızın ne farkı var 360 garabetinden?  

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) -  Dolayısıyla, yapıldığı dönemde böyle bir intikal hükmüne ihtiyaç göstermeyen o paket, bu gelişmeler üzerine bir intikal hükmüne ihtiyaç duyar hâle geldi. Aslında, statü hukuku açısından Parlamentonun yedi yıllık bir süre için seçmiş olduğu bir Cumhurbaşkanımız var, bu tartışmasız fakat siz bunu?

MUHARREM VARLI (Adana) - Milletvekillerine ne oldu peki? Bizim hakkımızı niye aldınız?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Oraya geleceğim, o soruya sıra geldiğinde geleceğim.

Şimdi, Parlamento yedi yıllığına  ve bir kez için seçmiştir Sayın Gül'ü. Kendi seçildiği dönemdeki statü içerisinde değerlendirilmesi gerekir diye düşünüyoruz.

OKTAY VURAL (İzmir) - Statü, yetkileriyle birlikte olur.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Anayasa Mahkemesinin bu noktada verilmiş kararları vardır. Danıştayın bu konuda vermiş olduğu örnek kararlar vardır. Dolayısıyla, burada, falanca kişinin, Sayın Başbakanın, filancanın şuraya gelebilmesi için yapılan bir düzenleme söz konusu değildir. Bugün karşı karşıya kaldığımız konumda normal şartlarda yedi yıl olması gereken süre tartışılmaktadır.

OKTAY VURAL (İzmir) - Tasarıya niye koymadınız Sayın Bakan imzalarken?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Bu tartışmaları Yüksek Seçim Kurulunun  ya da başka birtakım kesimlerin sonuçlandırması doğru bir şey değildir. Parlamenter sistemlerde Parlamentonun kendi iradesiyle bu konuda son sözü söylemesi demokratik açıdan da  en uygun olanıdır diye düşünüldü.

OKTAY VURAL (İzmir) - Siz niye tasarıya koymadınız o zaman?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - O açıdan böyle bir düzenleme getirilmiştir.

Sayın Gül'ün on yıl görev yapmasıyla ilgili Sayın Işık'ın sorusunun ikinci bir bölümü var. Bununla ilgili herhangi bir kimsenin çekincesi, sıkıntısı olmaz, olamaz ama biraz önce de ifade ettim, Parlamentonun Cumhurbaşkanını seçtiği dönemdeki statü hukuku gereğince yedi yıllığına ve 1 kez seçilmiştir. Dolayısıyla bunun gereği olarak 1 kez aday olabilmesi söz konusudur.

Sayın Doğru'nun, "Tekrar aday olabilecekler mi önceki cumhurbaşkanları?" diye bir sorusu var. Ayrıca kredi kartlarına dönük bir sorusu var ama o benim konum olmadığı için, doğrusunu bilmediğim, detayına vâkıf olmadığım bir konuda görüş ifade etmek istemem. Ama geçici maddeyle zaten öyle olması gerekirken vuzuha kavuşturulan önceki cumhurbaşkanlarının aday olamayacağı hususu tasarı içerisinde düzenlenmiştir Sayın Doğru.

Sayın Türkoğlu, "Parlamenter sistem de kendi içinde bir aday çıkarıp cumhurbaşkanı yapıyor idi. Bize kuvvetler ayrılığı ilkesinde öğretilen, fakültelerde de, budur." şeklinde bir değerlendirme yaptı. Ben kürsüdeki konuşmamda da ifade ettim, bu düzenleme, yani cumhurbaşkanlarının halk tarafından seçildiği ülke bir tek Türkiye olmayacak. Bunun örneklerini kürsüde saydım, tekrarına girmek istemiyorum. Parlamenter rejimle yönetilen ve cumhurbaşkanı halk tarafından seçilen çok sayıda ülke vardır Sayın Türkoğlu.

Sayın Erdem, "Yedi yıl ve tekrar aday olamama düzenlemesi Sayın Başbakanın seçilmesi ve başkanlık sistemine geçiş için mi düzenlenmiştir?" dedi. Buna cevap verdiğimi düşünüyorum. Getirmiş olduğumuz kanun tasarısı, 102'nci maddenin son fıkrasının emredici hükmü gereğidir ve buradaki düzenlemelerin tamamı soyut norm şeklindedir. Hiçbir kimseye özgü, özel düzenleme değildir.

Sayın Varlı, "2007 seçimlerinde milletvekilleri beş yıllığına seçildi." dedi. "Ancak, dört yıl dolmakla 2011 yılında seçimleri yeniledik. Dolayısıyla milletvekilleri için dört yıla düşen süre Cumhurbaşkanı için niçin beş yıla düşmüyor?" şeklinde bir soru sordu.

MUHARREM VARLI (Adana) - Hayır, beş yıl olduğunu söylediniz Sayın Bakan o zaman.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Değerli milletvekillerimiz, 2007 yılında yapılan düzenlemeden sonra 2011 yılında yapılan seçimler Yüksek Seçim Kurulunun seçim takvimi açıklamasıyla yapılmış bir seçim değildir. Bu Parlamento, bugün de dâhil olmak üzere, her an erken seçim kararı alabilir. 2011 yılında yapılan 12 Haziran seçimleri de bu Parlamentonun almış olduğu erken seçim kararına dayalı olarak yapılmıştır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanının süresine bunu emsal göstermemiz mümkün değildir.

"23'üncü Dönemdekilerin bir yıllık süresini gasbetmiş olmuyor muyuz?" diye bir ikinci boyutu var sorunun.  Parlamento kararıyla, bugün dahi  üç yıldan fazla süremiz olmasına rağmen, bu Parlamento seçimlerin yenilenmesi kararını gündeme getirebilir Anayasa'daki sınırlamalara bağlı kalmak kaydıyla.

OKTAY VURAL (İzmir) - Size göre beş yıl mıydı süre?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Değerli milletvekilleri, Sayın Tüzel'in bir sorusu var: "Meclisin gösterdiği adaylar halkın önüne gidecek. Ne ölçüde demokratiktir bu? Halk kendi adayını gösteremiyor." anlamına gelen bir soruydu yanılmıyorsam.

Tabii, Anayasa değişikliği yapıldığında, Parlamentoda bulunan 20 milletvekilinin bir araya gelerek aday göstermesi esası öngörülmüş idi. Ayrıca, "Son genel seçimlerde almış oldukları oy toplamı yüzde 10'u bulan partiler de müştereken aday gösterebilir." diye, Parlamentoda temsil edilen küçük partilerin de, az sayıda milletvekiliyle temsil edilen grupların da bu seçimde inisiyatif alabilmesi, aday gösterebilmesi öngörülmüştür. Bu düzenleme Anayasa'mızda var olan bir düzenlemedir, bu yasanın tartışma konusu değildir.

Sayın Erdoğan "Atanamayan öğretmenlerin sorunu ortada duruyor iken Anayasa'ya aykırı bu düzenleme ile niçin vakit harcıyoruz?" diye bir değerlendirme yaptı.

Tabii, herkesin görüşü kendisi için saygıdeğerdir. Anayasa'ya aykırı olduğuna dair, bu düzenlemenin, Sayın Erdoğan'ın görüşü var, o kendi görüşüdür, saygı duyarız ama Anayasa, 102'nci maddesi son fıkrasında, Parlamentoya bu seçimlerin nasıl yapılacağına dair düzenlemeleri yapma yetkisi vermiştir. Esas itibarıyla, bu düzenlemeyi Seçim Yasası'nda geçici maddeyle yapmak Parlamentonun hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunu değerlendirecek olan halkın temsil edildiği, görüşünün yansıtıldığı bu Parlamentodur. Burada bir Anayasa'ya aykırılık olduğu düşüncesinde değiliz Sayın Erdoğan.

Sayın Kuşoğlu, tutuklu milletvekilleri de aday olabilir  aday gösterilirlerse. "Kampanyayı nasıl yapacaklardır?"

Tabii, burada milletvekili adayı gösterildiklerinde de bu arkadaşlar tutuklu idiler ve kampanyaya bulundukları mekândan katılmış oldular. Bu noktada aday gösterilmelerinin nasıl bir sonuç doğuracağına burada biz değil, şu anda devam etmekte olan yargılamalardaki yargılamayı yapan hâkimler karar verecektir.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.