| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE GÜRCİSTAN HÜKÜMETİ ARASINDA KARA GÜMRÜK GEÇİŞ NOKTALARININ ORTAK KULLANIMINA İLİŞKİN MUTABAKAT ZAPTININ ONAYLANMASININ UYGUN BULUNDUĞUNA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 12.01.2012 |
CHP GRUBU ADINA KEMAL EKİNCİ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Gürcistan Hükümeti Arasında Kara Gümrük Geçiş Noktalarının Ortak Kullanımına İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi adına söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, Gürcistan'la yaklaşık bin yıllık bir ilgimiz var, Selçuklular döneminde başlamış, Osmanlı döneminde yaklaşık üç yüz dört yüz yıl kadar bizimle birlikte aynı imparatorluk sınırları içerisinde kalmışlar. 1921 yılında -son sınır anlaşmasıyla- Gürcistan Cumhuriyeti'nin Sovyetler Birliği tarafından işgalinden hemen sonra Gürcistan ile yaptığımız anlaşma Sovyetler Birliği tarafından da onaylanmış, o gün bugün sınırlarımız belirlenmiştir. 1990'dan sonra Gürcistan yeniden demokratik haklarını elde edip özerkliğine kavuştuktan sonra ilişkilerimiz hem kültürel boyutta hem ticari boyutta hem siyasi boyutta hem de stratejik özellikler itibarıyla iyi bir noktada seyretmektedir.
Yalnız, sadece siyaset, ticaret, strateji değil, Gürcistan'la olan ilişkilerimizde Ahıska Türklerinin sorunları var. Ahıska Türkleri 1944 yılında ana yurtlarından nedeni belli olmayan biçimde uzaklaştırılmış, Ön Asya'ya, Orta Asya'ya sürülmüş, önce Kazakistan'da kalmışlar, daha sonra Kırgızistan ve Özbekistan'a göç etmişlerdir. Kadersiz bir millet, orada da bir soykırıma kendi? Demin Kırgızistan Cumhurbaşkanımız kardeşlikten söz ederken, herhâlde onların üvey olduğunu hesap etmiş ki, orada da onlar bir soykırıma muhatap olmuşlardır, Kırgızistan'da da, Özbekistan'da da.
Şimdi, yeniden, Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra bu Ahıska Türklerine Azerbaycan kucak açmış, 1992 yılında Türkiye Cumhuriyeti zannedersem 3835 sayılı Yasa'yla ilgili vatandaşlık hakkı vermiştir. Bunların ayrıca 2007 yılında Avrupa Konseyi anayurda dönüşleri konusunda bir yaptırım uygulamış, Gürcistan Cumhuriyeti bu yaptırıma karşılık "kabul" demiş, fakat bir türlü Ahıska Türklerine kendi anayurtlarında iskân izni vermemiştir. Şöyle söylüyor Gürcistan Cumhuriyeti: "Gelin, biz istediğimiz yerde sizi iskân edelim ama adınızı değiştirin." Şimdi, Bulgaristan'ın daha önce oradaki soydaşlarımıza uyguladığı bir metottu; bundan dolayı da Türkiye, Bulgaristan'daki yurttaşlarımıza hem vatandaşlık hakkı verdi hem de çifte pasaport imkânı tanıdı, ayrıca Bulgaristan'daki özlük haklarının korunması konusunda da Bulgaristan Hükûmeti ile anlaştı. Aynı şey Gürcistan için yapılmalıdır. Bu bir temenni değil, mutlaka olması gereken şeydir diye düşünüyoruz.
Ahıska Türklerinin Ahıska'da 5 ilçesi, 200 köyü var; bu 200 köyün ve 5 ilçenin yarısını Gürcüler ve Ermeniler işgal etmiştir. Bu işgal edilen bölgelerin tekrar Ahıska Türklerine verilmesi konusunu Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetinin mutlaka Gürcistan Hükûmetine diyalog yoluyla empoze etmesi gerekir. Bunu Dışişleri Bakanına havale edersek, Dışişleri Bakanımız maşallah dediğini kırk gün yaşatmıyor. Onun için, diplomasinin başka bir dalını kullansak iyi ederiz.
İkinci mesele, Türkiye'deki ticaret anlayışıyla veya seyahat nedeniyle Gürcistan'a giden vatandaşlarımızın cebine uyuşturucu falan koyulup onları mahkûm ediyorlar, onlardan para sızdırıyorlar; bu çok yaygın. Bizim basınımızda da sık sık yer tutmaktadır. Bu konuda da Gürcistan Hükûmetinin uyarılmasında yarar var.
Aramızdaki temel ilişkilerin bizi zorlayacak bir başka noktası, Türkiye'de yaklaşık 500 bine yakın Abhaz vatandaş, yurttaşımız yaşamaktadır. Abhazya'yla Gürcistan arasındaki ilişkiler: Bir savaş nedeniyle Abhazya özerkliğini ilan etmiş ve bu özerklikten sonra sınırları çizilmiştir. Türkiye'yle Abhazya yurttaşlık ölçüsünde bizimkiler, ama kan bağı itibarıyla Abhazya'da yaşayan Abhazlarla ilişkileri var. Ne yazık ki Gürcistan'ın engellemesinden dolayı ulaşım imkânı bulamamaktadır. Özellikle deniz yoluyla kara sularını kullandırtmıyorlar, bu konuda sıkıntılar var. Türkiye'de yaşayan özellikle Adapazarı, Düzce yöresinde yaşayan Abhaz vatandaşlarımızın, yurttaşlarımızın ciddi sorunları var. Bu konuda da Türkiye Cumhuriyeti bir iyi niyet olarak, Gürcistan Hükûmetinin bu konuda yumuşak, daha dengeli, buradaki yurttaşlarımızın gönlünü alabilecek biçimde bir tolerans tanıyabileceğini düşünüyoruz. Bu bir temennidir, bu temenniyle Sayın Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Ekinci.