| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 51 |
| Tarih: | 12.01.2012 |
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Cumhuriyet Halk Partisinin, Anayasa'nın 98, Meclis İçtüzüğü'nün 104 ve 105'inci maddelerine istinaden vermiş olduğu Meclis araştırması açılması yönünde gündemi değiştirmeye yönelik grup önerisine katılmıyoruz. Cumhuriyet Halk Partili sözcü buraya geldi, grup önerisini açıklama ihtiyacı dahi hissetmedi. Anlıyoruz, Meclis gündemiyle ilgili konuşmuyorlar, maddeleriyle ilgili de konuşmuyorlar ama enteresandır, kendi vermiş oldukları gündemi değiştirmeye matuf grup önerisiyle ilgili de konuşmadılar, başka alanlara girdiler. Tabii ki Meclis kamuoyu grup önerisiyle ilgili bilgilenmek istiyor. Bu bilgiyi de yine AK PARTİ'ye vermek düşüyor.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Meclis gündeminde biliyorsunuz kanun hükmünde kararnameyi değiştiren ve bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair on bir maddelik bir kanun teklifi var. Bu kanun teklifini iki haftadır görüşüyoruz, maalesef bu grup önerileri yüzünden 3'üncü maddesinden daha da ileriye gidemedik. Meclisi çalıştırmak istiyoruz, kamuoyunda belli beklentiler var bu kanun teklifinin kanunlaşması yönünde. Bunu da kanunlaştırmaya gayret etmek durumundayız. Bu nedenle grup önerisine gündemi değiştirmeye matuf olduğundan dolayı katılmadığımızı bildiriyoruz.
Peki, Cumhuriyet Halk Partisi bu grup önerisiyle ne getirmek istiyor? Cumhuriyet Halk Partisi bu grup önerisiyle hükümlü ve tutukluların cezaevindeki sağlık problemlerini, tedavi sıkıntılarını gündeme getirmek istiyor. Yaşam hakkı kutsaldır, insan haklarının içerisinde en önde gelenidir, devredilmez bir haktır. Gerçekten, cezaevinde hastalanan hükümlü ve tutukluların öncelikle tedavisi, cezaevinde bulunan polikliniklerde gerçekleştiriliyor, ileri derecede bir hastalık varsa hastanelere sevk ediliyor. Hastanelerde yataklı ya da refakatçi eşliğinde kalabilmesi noktası ise sağlık raporu ve tedavi eden doktorun takdiriyle mümkün olmakta.
Devletin, korumasında bulunan hükümlü ve tutukluları tedavi ettirmek zorunluluğu vardır, bu devletin bir görevidir. Devlet bunu Türkiye'de gerçekleştirme anlamında Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığıyla arasında imzalamış olduğu protokol çerçevesinde yapmaktadır. Hükümlü ve tutuklunun beden ve ruh sağlığının korunması, teşhis, tedavi ve tetkik ücretsiz olarak devlet tarafından karşılanmaktadır. Bu şu demektir: Yani hükümlü ve tutuklu hastanede veyahut da hastanenin evvelinde cezaevi polikliniğinde ve üniversite hastanelerinde yapmış olduğu, harcanan tetkik, tedavi giderlerinin tamamı devlet tarafından karşılanmaktadır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; cezaevinde gerekli rehabilite çalışmaları yapılmaktadır. Bu noktada, beslenmeyle ilgili birkaç hususa değinmek istiyorum. Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 72'nci maddesine göre, Adalet ve Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan protokol çerçevesinde hükümlülere ve tutuklulara verilecek günlük kalori listesine göre yemekler verilmektedir. Şayet özel bir tedavi gerektiren hastalık varsa, hastalığın ilerlemesi mümkünse, diyet gerekiyorsa yine doktorun teşhisiyle ve takdiriyle diyet tedavisi de, diyete yönelik yemekler de verilmektedir.
Yine inancı gereği ve de yaşamsal olarak hayat tarzı itibarıyla vegan ya da vejetaryenlerle ilgili yemek listesi? Bununla ilgili de Adalet Bakanlığının çalışması vardır, ileriye yönelik bunlarla da ilgili talepler karşılanacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ölüm riski altında bulunan, ağır hastalığı olanlar, cezası affedilebilecek derecede hastalık, sürekli hastalık, kendi kendine yetememe, kocama, başkalarının yardımıyla hayatını devam ettirme gibi ağır hastalığı olanlarla ilgili ise doktorun talebi, hastanın talebi üzerine sağlık raporu alınacak ve adli tıp raporu alındıktan sonra bu konuyla ilgili hukuki ve idari yönlere başvurulacaktır.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hiç kimse Türkiye Büyük Millet Meclisinde teröristbaşına "sayın" diye hitap edemez. Eğer "sayın" diye hitap ediyorsa bunun gereği yapılmalıdır. Biz şunu özellikle söylüyoruz: "Sayın" diye başlayan, "Öcalan"la devam kelimeleri bir araya getiren Barış ve Demokrasi Partisi Sözcüsü bir yaptırımla karşı karşıya kalmalıdır.
SEBAHAT TUNCEL (İstanbul) - Ne alakası var ya! Sana mı soracağız kime nasıl hitap edeceğimizi!
RAMAZAN CAN (Devamla) - Çünkü Türkiye Büyük Millet Meclisinde devletin bekası ve bölünmez bütünlüğüyle uğraşan biri cezaevinde olursa bununla ilgili de devlet gerekli önlemlerini alacaktır.
PERVİN BULDAN (Iğdır) - Kime nasıl hitap edeceğimizi senden öğrenecek hâlimiz yok! Siz kendi işinize bakın!
RAMAZAN CAN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisinin grup önerisine katılmadığımızı bildiriyor, tekrar yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Can.