| Konu: | KAMU GÖREVLİLERİ SENDİKALARI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 03.04.2012 |
ENGİN ALTAY (Sinop) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; "Tüh, keşke iş güvenliğiyle ilgili bir yasamız olsaydı." diyen bir Hükûmetin -bir çadır faciasından sonra- çalışanlarla ilgili, çalışanların lehine, çalışanları gözeten bir sendikalar yasasını buraya getirmesini zaten beklemiyoruz. Hükûmetin, bu konudaki, geriye dönük süreçte izlediğimiz ilişkileri de, bu tasarının, bir tek sendikayla baş başa, iş birliği içinde, kendilerine arka bahçe olmaya aday, hazır bir sendikayla hazırladıkları zaten malum.
Sayın milletvekilleri, 12 Eylül 2010'da yaptığınız, yapılan referandumda bu, bugün çıkan kanuna çok değindiniz, "Toplu sözleşme dönemi başlayacak." dediniz, bir sürü hamasetle nutuk attınız. Aradan bunca zaman geçti, getirdiğiniz kanun tasarısı şuna benziyor: Bir yere düğün diye gidiyorsunuz, düğünde ne gelin var ne damat var. Böyle düğün olur mu? Yani toplu sözleşme var, grev yok. Yani dünyada başka örneği var mı bilmiyorum ama bu, hakikaten, çalışanlarla alay etmekten başka bir şey değildir.
Parlamentonun çoğunluk partisinin çalışanları bu kadar hafife almasını, bunların yıllara sâri mücadeleleriyle, emek, demokrasi, özgürlük mücadeleleriyle böylesine dalga geçmesini çok şık bulmadığımı ifade etmem lazım.
Diğer yandan, çoğunluk partinizin çıkardığı Hükûmet, çalışanları potansiyel suçlu ilan etmiş ve öyle gören bir Hükûmet. 4+4+4'le ilgili KESK'in Türkiye genelinde başlattığı bu karşı duruşuna, protestosuna yönelik olarak yaptığınız da hiçbir şekilde demokrasiyle ilintilendirilmesi mümkün olmayan bir şey. Yani Hükûmetinizin, İçişleri Bakanınızın, valilerinizin ne hakkınadır, ne haddinedir; Türkiye'nin çeşitli illerinden Ankara'ya gelmek isteyen insanların seyahat etme özgürlüğünü engellemek gibi bir hakkı olabilir mi? Bu ancak sıkıyönetimlerde olur, örfi idarelerde olur. Ama zaten, çeşitli muhalefet sözcülerinin söylediği gibi, iktidarınızın sıkıyönetimden pek bir farkı da kalmadı, yani askerî diktatörlüklerin yerini sivil diktatörlükler aldı. Seyahat özgürlüğünü ayaklar altına almak da Parlamentonun ve onun içinden çıkmış Hükûmetin hakkı ve haddi değildir.
Öte yandan, bir tek sendika? Sayın Bülent Arınç'ın Bursa'da yaptığı konuşmayı okurken -bugün danışmanım gösterdi, buraya da getirmedim- tüylerim ürperdi. Herkes siyaseten birtakım çevrelerle, sivil toplumlarla, sendikalarla tabii ki belli ilişkiler kurar, bunda bir sakınca yok. Ama lütfen, size rica ediyorum, Bülent Arınç'ın Bursa'da yaptığı, Memur-Sen'le ilgili yaptığı konuşmayı bir okuyun. Eminim, hepinizin içi acıyacaktır, hepiniz üzüleceksiniz, "Bu kadar da olmaz." diyeceksiniz. Böyle hükûmet olur mu? Çalışma Bakanı orada oturuyor, Bülent Arınç Bursa'da bu konuyla ilgili esiyor, gürlüyor: "Memur-Sen en iyisini bilir, Memur-Sen ne dediyse doğrudur?" Böyle bir yaklaşım olabilir mi? Bir hükûmetin görevi ülkede sivil toplumlarla, sendikalarla ilgili ayrımcılık yapmak mıdır? Ama öte yandan KESK'e ve KESK'e bağlı sendikalara yapmadığınız kalmadı. Yani korkuyorum, yakında buraya bir kanun getireceksiniz, KESK'e bağlı bütün sendikaları Türkiye'den süreceksiniz. Siz bunu da yaparsınız, bundan da korkuyorum.
Millî Eğitim Bakanlığında daha garip bir durum var. Orada Eğitim Bir-Sen diye bir sendika var. Bana Hükûmet, Sayın Bakan "Millî Eğitim Bakanlığındaki kurum yöneticilerinin yüzde 10'u Eğitim-Bir-Sen üyesi değil." desin, bütün sözlerimi geri alacağım. Diyemez! Bütün Millî Eğitim yöneticileri aynı sendikanın üyesi olabilir mi sayın milletvekilleri? Bunu hangi vicdan kabul eder? Böyle bir şey olur mu? Yanlış yapıyorsunuz, bu olmaz. Örgütlenme özgürlüğünü arka bahçe sendikalarınızla sınırlı görerek, sınırlı tutarak ileri demokrasi nutukları atamazsınız. Buna millet güler; nitekim öyle oluyor.
Sayın milletvekilleri, yapmayın, Türkiye'yi ayrıştırmayın. Türkiye'de bir dönem "Vatan Cephesi" kamplaşmalarını yaşadı bu insanlar. Türkiye'yi böyle bir noktaya getirmeyin, çalışanları böyle bir noktaya getirmeyin.
Bana şunun izah edilmesini istiyorum: İktidarınızda bir sendika 13 kat nasıl büyür? Ne özelliği vardır, ne kerameti vardır?
Ama ben hep söylüyorum, siz artık tefessüh olmuş bir parti ve Hükûmetsiniz, ilk seçimlerde de bunun gereği yapılacaktır. (CHP sıralarından alkışlar)