GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:83
Tarih:27.03.2012

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Kırıkkale) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; sizleri bir kere daha saygıyla selamlıyorum ve az önce olan olaydan dolayı doğrusu bir milletvekili olarak üzüntülerimi burada ifade etmek istiyorum. Nitekim televizyonlarda halkımız olayı görüyor. Demokrasiden, barıştan bahsedenler daha cümlenin ilk başında hatibin sözlerini kesme gayreti içerisindeler. Gerisini yüce halkımızın takdirlerine sunuyorum.

Değerli milletvekilleri, adı "nevruz"; gerek Anadolu'da gerekse Türk cumhuriyetlerinde -bazen "Sultan Nevruz", bazen "Nevruz Bayramı", bazen "Bahar Bayramı", bazen "baharın gelişi"- çeşitli adlarla kutlanan ama bu kutlandığı günde barışı, kardeşliği, sevgiyi ve bir zarafeti içine alan, eskiden beri geleneksel olarak kutlanan bayramımız, son yıllarda maalesef ve maalesef terör örgütlerinin boy göstermeye çalıştığı, vatandaşlarımızın canına, malına kastedecek olaylara yol açıldığı ve her şeyin ötesinde de âdeta bir kalkışma, ayaklanma, devlete karşı başkaldırının bir simgesi hâline getirilmeye çalışılmaktadır. İşte, bu Nevruz Bayram'ında bu düşünceler ve bu istihbarat bilgileri altında cereyan etmiştir olaylar. Çok kısaca olayları size anlatmak istiyorum.

Nevruz Bayramı münasebetiyle, sayın valileriniz ayın 21'inde, Nevruz Günü kutlanması için bayramla ilgili gerekli izinleri vermişlerdir ancak bu izinleri kabullenmeyip "Biz şu tarihte kutlayacağız." diyen gruplar yavaş yavaş birtakım olaylar, hadiseler yapmaya gebe olma çalışması içerisindeydiler.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Yalan söylüyorsun, yalan! Yalancı!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Size bir şey okuyacağım sayın milletvekillerimiz. Bugün, 18 Martta Nevruz'u kutlayacakları, polislerin karakoldan çıkmaması, gerginlik yaratanların polisler olduğu, halkın kendi nevruzun kutlayacağı yönünde provokatif bir açıklama. Kim yaptı bu açıklamayı derseniz, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş. Yani olay daha olmamış, nevruz kutlanmamış ama polisler olay çıkartacak diye daha baştan provokasyon, baştan provokasyon.

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Yasak gelmiş, yasak.

PERVİN BULDAN (Iğdır) - Yasak gelmiş. Yasaktan sonra yapılan bir açıklama.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Niye yasakladınız?

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - İki gün önce yasak gelmiş.

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, müsaade buyurun.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Elbette ki Nevruz Bayramı'nı kutlamak herkesin hakkıdır.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Diyarbakır'a 20 bin polis gitmiş, utanın!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Tabii ki kutlayacaklardır ancak kutlamalar izne tabidir ve gerekli bu izin de valilerce verilmiştir zaten.

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) -  Biz hiç kimseden izin almıyoruz.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bayramlar izne tabi değildir.

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Bayramlar izne tabi değildir. 

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Bir halk sizden izin almaz, bunu böyle bileceksiniz!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Ama verilen izin süresi içerisinde yapılmadığında "Demek ki bunun altında bir şeyler var." diye aramak gerek. Güvenlik güçlerinin yaptığı istihbarat neticesindeki çalışmalara baktığımızda, altında neler olduğunu hep birlikte görüyoruz. Yüzlerce molotofkokteyli, silahlar, patlayıcı maddeler ve bu patlayıcı maddeleri o gün kullanmak üzere verilmiş talimatlar. Aslında, bu nevruz kutlamanın altında yatan şey sokakları kana bulamak ve bu kana bulamakla devlet otoritesine bir noktada, karşı gelmek noktasında yapılan çalışmalardı.

En üzücüsü -pek çok şey yakalandı sayın milletvekilleri, hepiniz takip ettiniz- Van'da yapılan olaydır. Van biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde deprem geçirmiş, insanlar yaralı, devlet bütün gayretiyle bu yarayı sarmaya uğraşıyor, insanların morali bozuk, sıkıntılar var, bu sıkıntıları gidermeye çalışıyor ama PKK ve KCK, onun uzantıları? Van'da yakalanan bomba ve patlayıcı maddenin üzerinde pek çok çivi, bilye, misket gibi, yani patladığında etrafı tahrip edecek şekilde bombalar yakalanıyor. Şimdi, bunun neresi barış, bunun neresi kardeşlik?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Kim koydu o bombayı?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Kim koydu onu? Onu kim koydu, ondan da bir bahset.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Ben size soruyorum bunu. Eğer bunun altında barış varsa eyvallah, buna diyecek bir şeyim yok benim.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Kim koydu o bombayı açıklayın. Buldunuz mu failini?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Ondan sonra, bakıyorsunuz, molotofkokteylleri. Peki, izin verilmedi, buna rağmen "Biz yürüyeceğiz..." ve yürünüyor, polis müdahale ediyor, diyor ki: "İzinsiz yürüyüş yapıyorsunuz, lütfen dağılın." Anons ediyor, gerekli tedbirleri alıyor, söylüyor ama ne oluyor? Polise kalabalığın içerisinden uzun namlulu silahla ateş açılıyor ve Cizre'de bir polisimiz şehit oluyor.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - İstanbul'da da bir parti yöneticimiz? Faillerini bulun ikisinin de.

PERVİN BULDAN (Iğdır) - İstanbul'da da bir parti yöneticimiz yaşamını yitirdi, ondan da bahsedin, güvenlik güçlerinin attığı gaz bombalarından.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - İkisinin de faillerini bulun, yargıya teslim edin.

BAŞKAN - Sayın Kaplan, lütfen dinleyin.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Ben bu vesileyle, son bir hafta içerisinde şehit olan 6 polisimize de Allah'tan rahmet dileyerek sözlerimi sürdürmek istiyorum.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ben karanlık gördüm o olayı, gittim, Cizre'de inceledim. Şu ana kadar niye bulmuyorsunuz?

BAŞKAN - Sayın Kaplan?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Ama polisimizin şehit olmasına rağmen, güvenlik güçlerimiz sabrı ve ihtiyatı elden bırakmayıp oyuna gelmediler. Ben burada, bu noktada güvenlik güçlerimizin sabrını kutlamak istiyorum.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Başbakan da askeri kutladı Roboski'de. Birbirinizi kutlayın. Körler sağırlar, birbirini ağırlar.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Diğer taraftan baktığımızda, diğer illerimizde, İstanbul ilimizde televizyonlara yansıyanları gördünüz. Polisin "dur" ihtarına karşılık sokaktan sökülüp atılan taşlar, o tahrip olan pencereler, camlar, çerçeveler. O esnafımızın suçu neydi? Böyle bir kardeşlik, böyle bir bayram kutlaması olur mu? Her taraf tahrip olmuş, yakılmış, yıkılmış.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Hacı Zengin'in suçu neydi, öldürdünüz?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - "Diyarbakır" diyordu az önceki Hatibimiz. Diyarbakır'da, televizyondan gördüğümüz, televizyonların on tane nakil aracının alev alev yandığıydı.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - On tane nakil aracı da doğru değil, onu da yalan söylediniz. Niye doğru konuşmuyorsunuz, o da yalan!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Acaba, onu nevruz ateşi diye mi yakmışlardı iyice bilemiyorum ama binlerce devlet malının, millî gelirin heba olduğu?

Ha, o gelen insanlar, az önce insanlardan bahsetti. Gene gazetelere düşen ama gerçekten çok önemli bir mana ifade eden bir olay var, bunu sizinle tekrar paylaşmak istiyorum. O izinsiz yürüyüşü devam ettirmeye çalışan grubun üzerinde, bir annenin, yaşlı annenin ki, muhtemelen bir Kürt annesinin?

İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Hadi be, hadi be! Atıyorsun, atıyorsun!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - ?elinde terlikle, oraya gelen gençleri kovalaması. "Yeter artık!" diyor "İnin yakamızdan!" diyor "Yeter!" (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

İşte, şimdi sizin savunma istediğiniz, söylediğiniz olay bu. Oradaki anne, çok güzel bir şekilde cevap verdi, dedi ki "Ben çocuğumu böyle şeylere sokmak istemiyorum."

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Sen bir gel anneyi gör çocuğuna ateş ettiğin, Diyarbakır'da gör, Cizre'de gör!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Ha, bir taraftan bize gelen bilgiler?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Anneler ne diyor, yerinde gör, yalan haberlerle olmuyor.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - ?21'inde yapılmaya bir grup partilinin razı olduğu ancak KCK'nın derhâl talimat verip "Asla, asla?"

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Ne alaka ya! Bir ay önceki programlar bunlar.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - "Asla 21'inde yapamazsınız, 18'inde yapacaksınız." diye talimat verip sokakları kan gölüne çevirdiğini de siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz. Bu noktadan baktığımızda, maalesef, üzülerek söylüyorum çünkü bizim düşüncemizde nevruz kardeşliktir ve bizim düşüncemize göre de biz insanı?

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - O yüzden mi yasak koyuyorsunuz?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Yaratılanı Yaradan'dan ötürü seviyoruz, herkesi seviyoruz, kimsenin burnu kanamasın istiyoruz ve polis teşkilatımız da özveriyle, gayretle, fedakârlıkla, acısını içine atarak bunları yapmıştır.

Ha, Sayın Türk'le ilgili olaya geldiği zaman -çünkü bırakmadılar ki konuşayım, söyleyeyim baştan- elbette ki bir milletvekiline, kim yaparsa yapsın, bu tür olayları tasvip etmemiz mümkün değildir. Nitekim, az önce örnek verdiler, Samsun'da da Sayın Ahmet Türk'e bir vatandaş tarafından yumruk atıldı. Ben, o zaman Emniyet Genel Müdürüydüm, hemen suçluyu yakalattık ve mahkemenin huzuruna çıkarttık. Bu olayla da ilgili, bir taraftan adli, bir taraftan idari soruşturma devam ediyor.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Yine yakalatın, yine!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Kimse bunu istismar etmesin. Kimse istismar etmesin?

ADİL KURT (Hakkâri) - "Kınıyorum." desenize, "Kınıyorum." deyin.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - ?ve polis teşkilatının, güvenlik güçlerimizin bu ülkeyi savunmak, ülkeyi kucaklamak konusundaki gayretlerini kimse engelleyemez.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Neye, kime karşı savunuyorsunuz? Bu ülke sana mı ait?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Kısaca tekrar etmek istiyorum: Ne derseniz deyin, bu ülkede nazlı bayrağımızı gönderden kimse indirtmeyecektir.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Bırak şimdi, vatan millet Sakarya'yla?

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Bin yıl kardeş gibi, et ve tırnak gibi yaşadığımız milleti kimse böldürtmeyecektir?

HASİP KAPLAN (Şırnak) - İlkokul talebesi yok karşınızda, yeter artık ya!

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - ?ve Türk polis teşkilatı, mazlumların sığındığı bir liman, kanun tanımazların da korkulu rüyası olarak görevine devam edecektir.

Ben, bu duygularla hepinizi saygıyla selamlıyorum ve önerge aleyhinde oy kullanacağımızı burada bir kere daha ifade ediyorum.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Bir bölge milletvekili çıksın konuşsun, bölge milletvekili.

OĞUZ KAĞAN KÖKSAL (Devamla) - Saygılar sunuyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Bölge milletvekili çıksın konuşsun, anlatsın ne olduğunu.

HASİP KAPLAN (Şırnak) - Sayın Başkanım? Sayın Başkanım?

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Köksal.