| Konu: | 375 SAYILI KANUN HÜKMÜNDE KARARNAME İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 49 |
| Tarih: | 10.01.2012 |
FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; bugün Çalışan Gazeteciler Günü. Hep kutluyoruz. Ben içimden kutlamak istemiyorum. Neyi kutlayacağız? Bir şey yapalım, bir şeyi kutlayalım. O arkadaşlarımızın sorunlarına bir çözüm bulalım, o arkadaşların derdine bir çözüm bulalım. Sadece buraya geliyoruz, kuru kuru kutluyoruz. Hayır. Kutlamak, o insanların sorunlarına, dertlerine çözüm bulmakla olur. Eğer biz, bu Meclis, çalışan gazetecilerin sorunları nedir, dertleri nedir, bunları irdeleyip bunlara bir çözüm bulabiliyorsa, buluyorsa, bir tane çözümü bugün buluyorsak bunu hep beraber kutlayalım. Yoksa geliyoruz, "Hepinize hayırlı olsun Çalışan Gazeteciler Günü." diyoruz. Bana göre gün kutlamak, onların derdine, sorununa bir çözüm bulmakla olur. Bir kere bunu baştan söyleyeyim.
Sayın Bakan, burada bir hak kaybının önlenmesini istedik. Yani "Yunus" dediğimiz arkadaşlarımızın, polis arkadaşlarımızın yaşam tehlikesi riskine çok açık olduklarına, bunların sürekli her türlü olayda o çok hızlı bir şekilde olay yerine ulaşmada çok büyük kazalarla karşı karşıya geldikleri, en az bir dalıcılar kadar, en az bir pilotlar kadar bunların da riski var. Bu arkadaşlarımızın da bu kapsam içine alınmasını istedik. Bir şey istemedik. Sadece "Yunus" dediğimiz, çok hızlı motosiklet kullanan arkadaşlarımızın aynı kapsam altına alınmasını istedik. Yani önerge buydu.
Sayın Bakan, olmuş bir hikâye anlatıyorum size. İstanbul Ataköy Sahil Yolu'nda bir Yunus kardeşimiz büyük bir kaza geçiriyor ve yaşamını yitiriyor. Bakırköy'deki emniyet teşkilatı ve mülki idare -çok sevilen bir kardeşimizmiş- onun isminin Bakırköy'de yaşatılmasını istiyor. Bakırköy Belediyesi de bir park yapıyor o sıra ve o parka da "Sayın Mustafa Yurter ismini seve seve veririm." diyor. Veriliyor. Hatta açılışına ben de gitmiştim. Oradaki tüm emniyet teşkilatımız, tüm aile, hepsi ağladı, hepimizi ağlattı. Dönüp, Bakırköy Belediye Başkanına döne döne teşekkür ettik. Sayın Çelebi de vardı zannediyorum.
Sonra ne oldu biliyor musunuz Sayın Bakanım? Bir ihbar mektubu, imzasız ve adressiz, Giresun'dan postaya veriliyor. Diyor ki: "Bu yolla bu Belediye Başkanı çok ilgilenmedi, bu nedenle kaza oldu, bu adam öldü, bir şekilde vicdanını rahatlatmak için ona park yaptı." Bir kere yol otoban yani sahil yolu Büyükşehire ait. Yolda bir hata yok ama "Etik Kurul" denen bir kurul -imzasız, ismi yok, isim sahte, mektup sahte- alıyor mektubu eline, gidiyor Bakırköy Belediye Başkanına "Sen böyle bir şey yaptın mı?" diyor, "Kazaya sen mi sebep oldun?" diyor, arkasından emniyet yetkililerine gidiyor, "Bu kaza böyle mi oldu?" diyor ve bir iyilik yapan, rahmetli olan bir polis kardeşimizin ismini bir parka vermekle kıvanç duyan Bakırköy halkı, Bakırköy Belediye Başkanı devletin bu şekilde davranmasından dolayı da son derece üzüntülü.
Bir: Sayın Bakanım, Etik Kurulunun böyle bir yetkisi var mı? "Etik Kurul" denen kurulun imzasız? Bir kere, devlette imzasız ve sahte mektuplar yırtılıp atılır biliyorum. Bizim bildiğimiz bu. Etik Kurulun böyle bir görevi var mı, gidip sorguya çekme görevi var mı?
Onun için, Sayın Bakan, Bakırköy Emniyetinden olayın gerçeğini öğrenirseniz, hangi etik kurul, niçin bunu yaptı, bize bir bilgi verirseniz çok teşekkür ederim. Ama motosikletli Yunus arkadaşlarımızın hakkını da hep beraber vermek zorundayız.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Aslanoğlu.