| Konu: | KATMA DEĞER VERGİSİ KANUNU İLE BAZI YATIRIM VE HİZMETLERİN YAP-İŞLET-DEVRET MODELİ ÇERÇEVESİNDE YAPTIRILMASI HAKKINDA KANUN VE KAMU İHALE KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 81 |
| Tarih: | 21.03.2012 |
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkanım, şahsınızda tüm yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Önergemiz üzerinde söz almış bulunuyorum, Katma Değer Vergisi Kanunu ile Bazı Yatırım ve Hizmetlerin Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun ve Kamu İhale Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerinde verdiğimiz önerge hakkında.
Önergemiz açıkçası şunu içeriyor: Bir ihale yapılmış. Bu ihale yapılırken KDV dâhil fiyatlar üzerinden teklifler verilmiş. Örneğin, bir şirket 1,2 milyar TL'lik bir teklif vermiş; bunun için de gerekli finansmanı öz kaynaklarından veya dış kaynaklardan temin etmiş. Öbür şirket ise 1 milyar TL'de kalmış. Şimdi, siz, ihaleyi alan şirkete, ihale bittikten ve bunun üzerinden zaman geçtikten sonra diyorsunuz ki: "KDV muafiyeti getirdik, artık bu 1 milyar TL'ye sana mal olacak." Şimdi, 1 milyar TL'si olup da 1,2 milyar TL'ye ihaleyi alamayan şirketin hukukunu zedeliyoruz burada.
Bir başka şey yapıyoruz yani kendi açımızdan basitçe düşünelim: Birisiyle anlaşmışız 1,2 milyar TL'ye; ödeyeceği KDV de -devletsek- yine bizim kasaya, vatandaşın cebine girecek. Şimdi, teşvik çıkarıyoruz. Teşvik vermediğimiz hâlde, kolaylaştırma yapmadığımız hâlde bu adam ihaleye girmiş, bunu almış. Babamızın oğlu olsa bu kıyağı yapmamamız lazım. Alan razı satan razı, her şey tamam. Devletin cebine girecek olan bir gelirden vazgeçmek söz konusu. Bu, sıkıntılı bir durum.
Ayrıca, yapılmış ihalelerle ilgili, kendi mevzuatında veya uluslararası hukukla ilgili bağlayıcı anlaşmalar üzerinden itirazlar olacaktır muhakkak, "Biz, bu ihalenin bu fiyata mal olacağını, mal oluş fiyatının KDV kadar geri geleceğini bilseydik girerdik buraya." diyecektir. Bu açıdan ciddi bir sıkıntı var. Bunun ortadan kaldırılması gerektiğini düşünüyoruz.
Bunun neden kanun teklifi olarak verildiği tartışması, artık, parlamenter demokrasi üzerinden yürütülen ve bir demokrasi tartışmasını beraberinde taşıyan bir mesele hâline geldi. Çünkü kanun hükmünde kararnameleri, Meclis açıkken, komisyonlar toplanmış hâldeyken o yetkiyi kullanan mantık yani "Ya, Meclise ne gerek var, komisyonlara ne gerek var, Bakanlar Kurulunda bu işin tartışılmasına ne gerek var, kanun hükmünde kararname çıkarır, bu işi bitiririz." mantığı. Şimdi kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi yok, başka bir şekilde tezahür ediyor, bu sefer de deniyor ki: "Ya, bunun bir tasarı hâline getirilmesi, birçok kurumdan görüş alınması?" Bu kadar önemli bir şey. Yani geçen sefer MİT Yasası'nda Sayın Özel'in kendisiyle ilgili? Hani, birden bir gün kalktı o tasarıyı verdi, hemen buradan geçirdik. Hani, o aciliyetin Sayın Başbakan açısından, Sayın Özel açısından bir anlaşılır tarafı olabilir belki kendi içinde -biz her ne kadar reddetsek, çok yanlış bulsak da- ama Teşvik Yasası'nı neden milletvekili teklifi olarak getiriyoruz buraya? Neyi, kimden kaçırıyoruz? Parlamentoya neden bu kadar saygısızlık ediyoruz? Bu kadar özensizliğin, bu kadar şipşakçılığın bir anlamı yok. Biz bunu gerçekten doğru bulmuyoruz. Bu meseleyi bu yönüyle de bir tartışmak lazım. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
Kamu-özel ortaklıklarında, özellikle sağlık alanında birçok yatırım var. Bunlarla ilgili şöyle basit bir örnek vermek istiyorum: Ankara Etlik'te, kamu-özel ortaklığıyla 3.056 yatak kapasiteli bir ihale yapılıyor. Bakın, şirket buraya 2,4 milyar dolar yatırım yapacak. Devlet bu şirkete arsayı veriyor, üstüne de tam 8 milyar lira kira ödeyecek. Arsa benden, 2,4 milyar lira para koyacak, 8 milyar para ödeyeceğim. Yetmedi, anlaşmanın devamında bir şey daha var; biz bu inşaatı yapacak ve hastaneyi işletecek özel şirkete bütün laboratuvar hizmetlerinin -ki bir hastanenin döner sermayesinin en önemli gelir kalemlerinden bir tanesidir, uzmanları bilir- gelirini veriyoruz.
Bir baba oğluna bu kıyağı yapar mı arkadaşlar? Böyle bir mantık var mı? Altın yumurtlayan tavuğu kesmek meselesi, bundan başka nedir? Arsayı ver, 8 milyar para ver, 2 milyar lira para harcasın, üstüne bir de laboratuvarın gelirini ona ver, işletmesini ona ver! Bu, gerçekten çok sakıncalı bir durum. Yani elinizi vicdanınıza koyun, bu devlet benim şirketim olsa, babamdan kalan, babadan miras, toruna da miras bırakacağım bir şey olsa ben bunu böyle har vurup harman savurur muyum, bunu birilerine verir miyim? İtalyanlara verdiniz bunu; çoğu İtalyan sermayeli bir konsorsiyuma verildi. Benzer örnekler ortaya çıkıyor, şimdi bütün şehirlerde yapacaksınız. Gerçekten bu her geçen gün biraz daha? Bu, Pacman gibi yiye yiye geldi, en son sağlık alanına geldi, şimdi de oraları kemirmeye başlıyor. Biz buna seyirci kalmıyoruz, biz buna itiraz ediyoruz. Kayda geçsin efendim. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Özel.