GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDEN SONRA DEVLETİN DURUMUNA İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:48
Tarih:05.01.2012

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Biliyorsunuz, otuz beş kanun hükmünde kararname çıktı. Bunların hemen hemen hepsi devletle ilgili, bakanlıklarla ilgili düzenlemeler içeriyordu. Bütün bunlardan sonra farklı bir devlet yapısı ortaya çıktı. Bunlarla ilgili size bilgi vermek üzere söz almış bulunuyorum. Hepinize saygılar sunarım.

Biliyorsunuz, bir küresel kriz dönemi yaşıyoruz. Küresel kriz yapısal bir kriz aynı zamanda. Yani sadece ekonomiyle ilgili değil, her kurumu etkileyen bir kriz. Bu arada, devlet de en fazla etkilenecek kurumların başında geliyor, devlet mekanizması bu krizden çok fazla etkilenecek.

Bu kürsüden sık sık konuşan hatipler, en fazla da iktidar milletvekilleri, genellikle şu sözü kullanıyorlar: "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." Güzel bir söz, ben de katılıyorum ama bu söz, devleti çok ön planda tutan bir söz, yücelten bir söz aynı zamanda, bu yönüyle de güzel, insanı öne alması yanı sıra ama şöyle bir tarafı da var: Bütün bunlardan sonra, bütün bu kanun hükmünde kararnamelerden sonra, ekonomideki küresel krizden sonra, nasıl bir devlet oluşuyor, bu oluşan devletin nasıl bir mantığı var, buna hep beraber bakmamız lazım, yasama organı olarak bunu çok iyi bilmemiz lazım.

Şunu söylemek istemiyorum: Türkiye Cumhuriyeti zaten en fazla taşıt aracına sahip ülke -biliyorsunuz- diğer ülkelerde 10 binler civarındayken gelişmiş ülkelerde, bizde 86 bin civarında ve bu sene 273 milyon lira kaynak ayrıldı, 4.650 taşıt aracı daha alınacak. Bunu söylemek istemiyorum, bunları bütçe sırasında konuştuk.

Bunun dışında çok önemli sıkıntılar var. Mesela bu otuz beş kanun hükmünde kararname sonrası kamuda, bürokraside, bakanlıklarda çok büyük bir kaos var, karmaşa var, bürokratlar arasında sıkıntılar var ve moralsizlik var, emin olun bayağı bir sıkıntı söz konusu.

En belirgin özellik de teftiş kurullarının bitmesi. Teftiş kurullarının bitmesiyle bir teftiş dönemi bitmiş değil denetim bitmiş vaziyette ve yerine denetimle uğraşan hiçbir birim yok kamuda şu anda. Uygulamada -kâğıt üzerinde bazı yerlerde var ama- denetim bitmiş vaziyette ve tabii ki, yolsuzluklarla ilgili olarak bilgiler de ortaya çıkmıyor, denetimler yeterince yapılamıyor; bu, çok önemli bir husus kanun hükmünde kararnameler sonrası oluşan devletle ilgili olarak.

Uzman, bürokraside çok önemli bir birimdi, çok önemliydi geleceği açısından, uzmanlık kalktı, uzmanlığın tanımını yapamıyoruz artık, kariyer meslek olmaktan çıktı, birçok kariyer uzmanlık yok edildi, unvan yok edildi. Bakın, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu dönemde 6 kez organizasyon değişikliği yaptı, Ekonomi Bakanlığı 5 kez, 3 bakanlık 3 kez, 2 kez değişikliği olan 3 bakanlık var ve mayıstan beri 5 bin civarında üçlü kararnameyle atama olmuş, 5 bin civarında. Bakın, devlet altüst olmuş. 118.409 yeni kadro ihdas edilmiş, 3.876 araştırmacı kadrosu; bütün müdür muavinlerini, müdürleri, eski şefleri buraya doldurmuşlar. Ben bunları bizim, bize yakın kadrolar sıkıntıya girdi diye anlatmıyorum; bakın, bunları, devletin içerisinde karmaşa var, sıkıntı var, onu özellikle belirtmek için söylüyorum.

Bunun haricinde Başbakan yardımcılarının atanmasıyla ilgili de çok büyük bir sıkıntı var. Başbakan yardımcıları, bakanlar Anayasa'ya göre atanır, Başbakan yardımcıları şu anda bakan değil -bakın, çok önemli bir konu- görevlendirilmiş vaziyetteler ve burada da bir hukuk skandalı söz konusudur. Çok iyi bilmemiz lazım.

Eşit işe eşit ücret konusunu tartışıyoruz, devam edeceğiz bugün, o da bir skandal oldu.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Sürem de bitti.

Çok teşekkür ediyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kuşoğlu.