GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: VEREMLE SAVAŞ EĞİTİMİ HAFTASI?NA İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:47
Tarih:04.01.2012

TÜRKAN DAĞOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Veremle Savaş ve Eğitimi Haftası nedeniyle gündem dışı konuşma yapmak üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Verem, dünyada çok ciddi bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Her yıl yaklaşık 9 milyon kişi verem hastalığına yakalanmaktadır, ayrıca dünya nüfusunun üçte 1'i de tüberküloz mikrobuyla enfekte durumdadır.

Ülkemizde tüberküloz 1940 ve 50'lerde birinci sırada ölüm nedeniydi; 1953 ve 70 yılları arasında başarılı çalışmalar yapılmış, hastalık kontrol altına alınmış ancak bu açıklandıktan sonra çalışmalar gevşetilmiştir ve bu nedenle 1977'den itibaren hastalık tekrar artmaya başlamıştır.

Dünya Sağlık Örgütü, 1993 yılında, hükûmetlerin tüberküloz kontrol programlarının zayıflaması ve süratle artan vakalar nedeniyle tüberküloz için acil durum ilan etmiştir.

Ülkemizde, 2003 yılından bu yana, Dünya Sağlık Örgütü tarafından uygulanan Küresel Kontrol Programı'yla aynı standartta Sağlıkta Dönüşüm Programı çerçevesinde Ulusal Tüberküloz Kontrol Programı uygulanmaktadır. Bu program üç basamaktan oluşmaktadır.

İlki: Verem Savaş Dairesi Başkanlığında verem savaş dispanserleri, aile sağlığı merkezleri, toplum sağlığı merkezleri ve tüm sağlık kurum ve kuruluşları tüberkülozun kontrolü çalışmalarını planlamakta, yürütmekte ve izlemektedir.

İkinci olarak: 2003 yılından itibaren Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği doğrudan gözetimli tedavi stratejisi uygulanmaktadır. Bu nedir? Doğrudan tedavi stratejisi, hastanın ilaçlarını tüm tedavi süresince bilgilendirilmiş ve yetkilendirilmiş bir görevlinin gözetiminde içmesi ve bu durumun kayıt altına alınmasıdır.

Üçüncü olarak: 2010 yılından itibaren tüberküloz ilaçlarının dağılımı herhangi bir sosyal güvencesi olmasa da birinci, ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmeti veren kurumlardan hastalara ücretsiz olarak temin edilmektedir ve bu, Verem Savaşı Dairesi Başkanlığınca temin edilip dağıtılmaya başlanmıştır.

Sonuçta, Tüberküloz Kontrol Programı kapsamında hizmete erişim kolaylaşmış, doğrudan gözetimli tedavi stratejisi uygulanmış, riskli gruplar belirlenmiş, hastalık ve hasta hakları konusunda toplum bilgilendirilmiş ve topluma tüm sağlık-bakım hizmeti veren tarafların veremle mücadeleye katılmaları sağlanmıştır.

Dünya Sağlık Örgütünün tüberkülozun yayılmasıyla ilgili hedefi 2015 yılına kadar 1990 yılına kıyasla yarıya düşürmektir. Türkiye'de 1990 yılında bu oran yüz binde 52 iken 2010 yılında yüz binde 24'e indirilebilmiştir yani öngörülenden beş yıl önce hedefe ulaşılmıştır. Türkiye, 2010 yılı yeni yayma pozitif olgularda tedavi başarısı konusunda Dünya Sağlık Örgütü Avrupa bölgesinde yer alan 53 ülke arasında başarı sıralamasında 3'üncü sırada yer almaktadır. Alınan sonuçlar göstermiştir ki ulusal bazda Sağlıkta Dönüşüm Programı kapsamında bu konu da başarıyla uygulanmaktadır ve başarıya da ulaşılmıştır.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Dağoğlu.