| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ EMEKLİ SANDIĞI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 22.12.2011 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 113 sıra sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu Tasarısı'yla ilgili söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, sosyal güvenlikle ilgili bir kanun tasarısını tartışıyoruz. Sosyal güvenlik çok çok önemli bir konu, çünkü doğrudan doğruya halkla ilgili bir konu. Doğrudan vatandaşla ilgili olduğu için çok önemli. Devletin, özellikle sosyal devletin ne olduğu, ne olması gerektiği, nasıl olması gerektiğiyle ilgili burada çok önemli izler, tespitler söz konusu. Dolayısıyla, bu önemli alanda bir düzenleme yaparken tabii ki çok daha fazla hassas olmamız lazım, hep birlikte çok daha fazla ilgi göstermemiz lazım. Her ne kadar bu konu biraz teknik gibi görünüyor, herkesin bilebileceği bir konu gibi görünmüyorsa da yine de üzerinde durmamız, hassasiyetle durmamız gerekir diye düşünüyorum.
Değerli arkadaşlarım, bu konu komisyonlarda gündeme geldiği zaman biz parti olarak karşı çıktık. İtirazlarımız oldu, birçok maddesiyle ilgili, hükmüyle ilgili itirazlarımız oldu.
Aslında şöyle bakmak mümkün: Bu sosyal güvenlik alanında, doğrudan doğruya vatandaşla ilgili olarak, vatandaşın hakkını geriye götüren maddeler içeriyor tasarı. Dolayısıyla, iktidarı yıpratacak, iktidarı zora sokacak, sıkıntıya sokacak bir tasarı. Ee, diyeceksiniz ki "Tamam, öyleyse destekleyin, madem iktidarı yıpratıyor, sıkıntıya sokuyor." Ama değerli arkadaşlarım, tabii ki iktidarı yıpratıyor diye bir tasarıyı destekleyecek değiliz, bu aynı zamanda vatandaşı da yıpratıyor çünkü, halkı da yıpratıyor, sıkıntıya sokuyor, devleti vatandaş karşısında da sıkıntılı duruma düşürüyor, onları da düşünerek tabii ki bizim bu hassasiyeti gösterip itirazlarımızı yapmamız gerekiyor.
Bakın, en önemli maddesi, Anayasa Mahkemesinin 2 kez iptal ettiği Emekli Sandığı emeklileriyle ilgili bir hükümle ilgili. 2 kez Anayasa Mahkemesi bu konuda yüce Meclisin düzenleme yapmasını emretmiş, amir olmuş. Şimdi, biz onu tasarıyla 1475 sayılı İş Kanunu'na bağlıyoruz. İş Kanunu, zaten, biliyorsunuz, birkaç yıl önce değişti. İş Kanunu'nun özellikle bu hükmü, kıdem tazminatlarıyla ilgili hükmü çok problemli: henüz içtihatlar da oturmadı, çok sıkıntılı, uygulamada çok büyük sorunları var. Şimdi, Emekli Sandığı emeklilerinin durumunu da aynı paralelde yaparsak çok daha büyük sıkıntılar söz konusu olacak. Zaten yargı sistemini çalışmaz hâle getiren devletten kaynaklanan -Adalet Bakanlığı bütçesi sırasında da söz konusu oldu- kamudan kaynaklanan, kamunun açtığı davalar, onun için sistem, yargı sistemi tıkanıyor. Biz de burada yine aynı şekilde sistemi tıkayacak, sorun yaratacak hükümler getiriyoruz.
Bu düzenlemenin güncel olmaması, bizim, vatandaşa yönelik, böyle hakları yenen kişilere yönelik -50, 60 lira alacaklar, hatta uygulamada var- çalıştıkları yıllar sonunda 67 kuruş para alabilecekleri bir düzenlemeyi yapmamız, güncelleme yapmamamız, bizim burada uğraşmamıza değmeyecek, yüce Meclis adına ayıp sayılabilecek sıkıntılı bir konu inanın. O zaman, hiçbir şey yapmayalım çok daha iyi. Bu yapılan, bu şekliyle, inanın, Anayasa Mahkemesinin yaptığı düzenlemenin uygulamaya geçirilmemesi demektir kesinlikle. O zaman, devletin ihtiyacı var, durumu iyi değil, bunun maliyetinin altından bu devlet kalkamaz diyelim, yapmayalım bu düzenlemeyi; vatandaş da ilgili de bundan vazgeçer. Ama öyle bir şey yok.
Bakın, dün bitirdik bütçe görüşmelerini, devletin bütçesi 351 milyar, Sosyal Güvenlik Kurumunun 161 milyar. Bu meblağ, hiçbir şey değil sosyal güvenlik bütçesi içerisinde.
Değerli arkadaşlarım, sürem bitti.
Hepinize saygılar sunarım. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Kuşoğlu.