| Konu: | KAYSERİ MİLLETVEKİLİ YUSUF HALAÇOĞLU?NUN, FRANSA ULUSAL MECLİSİNDE GÖRÜŞÜLEN SÖZDE SOYKIRIM İDDİALARININ İNKÂRI İLE İLGİLİ YASAYA İLİŞKİN GÜNDEM DIŞI KONUŞMASI, ŞANLIURFA MİLLETVEKİLİ MEHMET KASIM GÜLPINAR?IN, İSTANBUL MİLLETVEKİLİ KADİR GÖKMEN ÖĞÜT?ÜN VE ADIYAMAN MİLLETVEKİLİ MEHMET METİNER?İN AYNI KONUDA AÇIKLAMALARI DOLAYISIYLA |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 45 |
| Tarih: | 22.12.2011 |
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANI VEYSEL EROĞLU (Afyonkarahisar) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ben de hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Hakikaten konu çok hassas bir konu. Benim de geçmişte Ermeni çetelerinin biliyorsunuz Amerika'da katlettiği bizim konsoloslarımız için yazdığım bir kitap vardı "Ermeni Meselesi" diye. Tarihte de bu konuda Ermeni meselesine kısa bir bakış açısıyla bir tez hazırlamıştım.
Esasen sayın milletvekillerimizin görüşlerine aynen katılıyorum. Burada özetle şunu belirtmem lazım: Türkiye, hiçbir zaman kıtal, katliam veyahut da soykırım yapmamıştır. Esasen bizim kültürümüzde böyle bir soykırım anlayışı yoktur. Biz, bütün herkese karşı, bütün insanlara karşı özellikle sevgiyle, merhametle yaklaştık. Bakın, hatta Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u fethettiği zaman, Ermeni Patrikliğini, Hovakim'i çağırarak İstanbul'da bir Ermeni Patrikliği dahi kurdurmuş, hatta Anadolu'daki birtakım Ermeni ustalarını dahi İstanbul'a davet etmiştir. Biz, asırlardır Ermenilerle böyle sıcak bir komşuluk ilişkisi ve gerçekten "Tebayı Sadıka" adıyla bilinen böyle bir sıcak bir yaklaşım içindeyken, maalesef 1850'li yıllardan itibaren bilhassa İngilizler, Fransızlar ve Rusların tahrikleriyle Londra'da Taşnak ve Hınçak Cemiyetleri komiteleri kurulmuştur. Bu tamamen, bu mesele, Türkiye'nin doğusunda bir Ermenistan devletinin kurulması "Şark meselesi" adıyla bilinen, özellikle Türkleri Anadolu'dan, Avrupa'dan atma projesinin bir parçası olarak ele alınmıştır.
Ermeniler tamamen Fransızlar, İngilizler ve Ruslar tarafından bir piyon olarak kullanılmıştır maalesef. Nitekim, bakın Birinci Dünya Harbi çıktığı zaman, maalesef bu Ermeni çeteleri Fransızların, Rusların ve İngilizlerin desteğiyle Doğu Anadolu'da, Güneydoğu Anadolu'da gerçekten çok büyük bir mezalim icra etmişlerdir. Hatta burada bir hatıramı anlatmadan sözümü bitirmeyeceğim. Şöyle ki, ben 1973 yılında Erzincan'da askerlik yaparken orada, Erzincan'da Ermenilerin yaptığı katliamı gören, şahit olan bir ihtiyar amcayı ziyaret ettiğim zaman, anlattıkları gerçekten kanımı dondurmuştu; o ağladı, ben ağladım. Neticede, bütün insanları bir yere toplayıp çoluk çocuk demeden, cami içinde veya çeşitli yerlerde, okullarda onları ateşe verip yakan, hatta hamile hanımların karınlarındaki çocukları süngüyle deşerek aralarında bahse tutuşan, maalesef, bu Ermeni çeteleri Türkiye'de çok büyük bir mezalim icra etmişlerdir. Bununla ilgili çok değişik kitaplar var. Bunların hakikaten bir araştırılmasında büyük fayda var.
O zamanki şartlara göre Osmanlı Devleti, bu çetelerin Osmanlı ordusunu arkadan vurmaları ve ikmal yollarını kesmeleri neticesinde, buradaki vatandaşların, 1915 yılındaki "tehcir" dediğimiz göç ettirme kanunu ile başka alanlara taşınmasına karar verilmiştir. Meselenin özü budur ama bunlar dahi başka yerlere nakledilirken Osmanlı ordusu tarafından bizzat korunmuş, hatta bu insanların sağ salim bir şekilde göç ettirileceği yerlere nakledilmesi için gerekli bütün tedbirler alınmıştır. Nitekim Ermeni iddiaları, işte "Bizi çöllere sürdünüz." şeklinde iddialar var ama onları, bilhassa Suriye'de -az önce Sayın Vekilimin de ifade ettiği gibi- Hama, Humus, Halep gibi güzel şehirlerde onlar yerleştirilmişler, emniyet altına alınmışlardır. Yoksa, toplu bir katliam, soykırım asla söz konusu değildir bakın. Bunu zaten tarihçiler de ortaya koymuşlardır.
Ancak maalesef Fransızlar bunu sürekli gündeme getirmektedirler. Tahmin ediyorum Sayın Sarkozy, yaklaşan seçimler sebebiyle bunu siyasi maksatlarla kullanmak istemektedir ama Hükûmetimiz, böyle bir kanun teklifine fevkalade karşıdır. Biz de Hükûmet olarak Fransa'ya, gerekiyorsa, eğer bu kanun geçerse, gereken misillemeyi yapmak için hazırız. Bunu da özellikle belirteyim. Türkiye Cumhuriyeti büyük bir devlettir, Türkiye büyük bir güçtür, dolayısıyla gereğini mutlaka yerine getirecektir, bunu özellikle vurgulamak istiyorum.
Tabii ki burada bir diğer hususu da belirtmeden geçemeyeceğim. Tabii ki bu konuda da özellikle bütün grupların, bütün milletvekillerimizin, sivil toplum kuruluşlarının gösterdiği hassasiyetlere de ayrıca teşekkür ediyoruz. Gerçekten, milletimiz bu konuda hakikaten tavrını koymuştur. Ben herkese teşekkür ediyorum.
Tabii, anlatılacak çok şey var ama bilhassa şunu söylemem lazım: Düşünceden dolayı, bir kanaatten dolayı bu şekilde insanların cezalandırılması diye beynelmilel hukukta böyle bir anlayış yoktur yani Fransa böyle bir hukuk katline de yol açmaktadır, bu bakımdan hakikaten düşündürücüdür. Yani düşüncesinden dolayı "Kabul etmiyorum." diyen insanı cezalandıracaksınız. Bu nerede kaldı?
Dün özellikle Başbakan Yardımcımız çok güzel ifade etti. Kopernik de biliyorsunuz "Dünya dönüyor. Dünya yuvarlaktır." dediği zaman, maalesef aynı zihniyet onu engizisyon mahkemesine sevk etmiş, neredeyse idam edecekti. Fakat mahkemeden çıktıktan sonra "Dünya dönüyor." diye kendisi ifade etmiştir. Dolayısıyla bu da aynen onun gibidir. Bunu, bu hareketi lanetliyoruz, telin ediyoruz. İnşallah, bu şekilde Meclisten geçmez diye düşünüyoruz.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.