| Konu: | 14 MART TIP BAYRAMI'NA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 78 |
| Tarih: | 14.03.2012 |
MUHAMMED MURTAZA YETİŞ (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 14 Mart 2012. Yüz seksen beş yıl önce, 14 Mart 1827'de ülkemizde modern anlamda ilk tıp fakültesi kuruldu. İlk tıp bayramı ise 14 Mart 1919'da, Birinci Dünya Savaşı sonrası, işgal altındaki İstanbul'da işgal kuvvetlerine karşı tepki gösteren tıp öğrencileri tarafından kutlanmıştır.
Cumhuriyetimizin kuruluşunu izleyen yıllar içinde yeni tıp fakülteleri kuruldu ve yeni nesil tıbbiyeliler eliyle ülkemiz, sağlık hizmetlerinin yaygınlığı ve kalitesi açısından dünya standartlarına ulaştı.
Ülkemiz son on yılda, sağlık hizmetlerinin daha planlı, daha kaliteli, daha ulaşılabilir, daha insan odaklı olması yolunda ciddi mesafeler kat etti. Hasta memnuniyeti geçmiş dönemlerle kıyaslanamayacak düzeyde yükseldi. Memnuniyetle birlikte doğal olarak beklentiler de yükselmiş, hasta yoğunluğundan kaynaklanan anksiyete ve gerilimler de artmıştır. Maalesef, hastalarla sağlık personeli arasındaki iletişimde yaşanan olumsuzluklar zaman zaman sağlık personelimizin şiddete maruz kalması ile sonuçlanmaktadır. Bakanlığımızın sağlıkta şiddete yönelik olarak duyarlılık geliştirici kampanyalarının ve aldığı önlemlerin sonuç vereceğine inanıyoruz.
Değerli milletvekilleri, hekim sayımız Avrupa Birliği ortalamasının 3 kat altında. Hekimlerimiz, Avrupalı meslektaşlarımızdan daha fazla ve zorlu süreçlerden geçmesine rağmen, bütün iyileştirmelere karşın üzülerek ifade edelim ki hâlâ emeklerinin sosyoekonomik karşılığını da almış değiller. Tıp fakültesi, uzmanlık süreci ve mecburi hizmetle birlikte bir de on iki ay bilfiil yerine getirilen askerlik hizmetiyle birlikte hekimlerimizin doğal aile düzenine kavuşması ancak otuzlu yaşların ortalarına kadar uzamaktadır. Hiç olmazsa askerlik hizmetinin mecburi kamu hizmeti şeklinde düzenlenmesi bu zorlu süreci biraz hafifletebilir. Hekimliğin özünde bulunan geleneksel değerleri geliştirmek ve bu değerler üzerinden motivasyon oluşturmak, tıbbi uygulamaları puan cetveline dönüştürmeye çalışarak yarışmacı bir motivasyon üretme yaklaşımının sakıncalarını giderebilir.
Evet, AK PARTİ olarak "İnsanı yaşat ki devlet yaşasın." düsturuyla vatandaşımızın memnuniyet grafiği ile sağlık çalışanlarımızın memnuniyet grafiğini birbirine paralel bir hâle getirmek için elimizden geleni yapıyoruz.
Değerli arkadaşlar, bugün 14 Mart. Ben, bir çocuk hekimi olarak, ağır hastasının sorumluluğuyla uykusuz geçirilen nöbetlerin, aynı tempo ile nöbet sonrası poliklinikte devam eden mesainin, elinde kalın dosyalarla sizden teşhis bekleyen ve hastasının durumunu yorgun gözlerinizden okumaya çalışan hasta yakınlarına bilgi vermenin, umut vermenin ne denli zor olduğunu biliyorum. Uzun süredir yatan bir çocuğun tüm çabalarınıza rağmen, ellerinizin altında son nefesini vermesine tanık olmak, kaybedilen bir hastanın haberini yakınlarına aktarmak, sonra odanıza geçip ağlamak nasıl bir duygudur biliyorum. Ben de hayatlarına hayat kurtarma gayesini giydirmiş binlerce meslektaşım gibi, bunca emek, bunca yük, bunca riskin hiçbir puan cetveline sığmayacağını elbette biliyorum.
Değerli arkadaşlar, biz, hekimliğe bir hikmet arayışı olarak bakan bir düşünce geleneğinden geliyoruz. "Hekim olmak nasıl?" sorusunun ardından yürüyerek hem evrendeki insanı hem de insandaki evreni tanımak ve "Niçin?" sorusunun elinden tutarak varlığı kuşatan nedensellik ilişkilerinin ötesine geçip, eşyanın ve insanın hikmetine doğru yol almaktır. O hâlde, hekimlerimizin sesine biraz kulak verelim. Hekimliğin yeryüzünde kan ve gözyaşı dökülmesine yol açan tüm farklılıkları bir çırpıda insanlık potasında eriten bilgelik iksirini yudumlama günü bugün.
Buradan, Edirne'den Kars'a, Adıyaman Çelikhan'dan Gerger Tillo'ya, ülkemizin en ücra köşelerinde halkımıza hizmet veren meslektaşlarıma, aynı zamanda kendileri de depremzede olan, mesleklerinin kutsiyeti içerisinde görevlerine devam eden Van'daki meslektaşlarıma ve üyesi olmaktan onur duyduğum tüm sağlık çalışanlarına, ailelerine selamlarımı iletiyor, Tıp Bayramı'nı gönülden kutluyorum.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHAMMED MURTAZA YETİŞ (Devamla) - Hepinize saygılarımı sunuyorum, sağ olun. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Yetiş.