| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 13.03.2012 |
ENGİN ALTAY (Sinop) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
11 Mart Pazar günü, Türkiye Büyük Millet Meclisinin itibarı ağır bir hasar almıştır. Dün 12 Mart; 12 Martla ilgili yerinden söz alan hatipler çok şey söyledi ama 12 Mart 1971 de parlamenter demokrasimiz açısından kara bir lekedir. Bu vesileyle, ben de 12 Mart muhtırasından zarar gören herkese Türkiye Büyük Millet Meclisinden "selam olsun" diyorum. Ziverbey Köşkü'nde işkence görenlere buradan selam yolluyorum, ölenleri rahmetle anıyorum. Ancak, 12 Martın bir gün öncesi 11 Mart günü de bana göre, parlamenter demokrasi, dışarıdan değil ama içeriden bir tahribat almıştır.
Çok partili siyasi yaşamımızda Parlamentoya 5 defa müdahale edilmiştir ve ne yazık ki bu 5 müdahalenin 5'i de Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yapılmıştır; hiçbirisi, ayırt etmeden söylüyorum, hiçbirisi doğru değildir, hiçbirini tasvip etmemiz mümkün değildir. Ancak, demokrasi her zaman militarist güçler tarafından tahrip edilmez ve askıya alınmaz; zaman zaman demokrasinin sivil güç odakları tarafından tahrip edildiğine ve askıya alındığına dünya da Türkiye'de tanık olmuştur.
11 Mart 2012 Pazar günü parlamenter demokratik yaşamımız açısından kara bir tarihtir, bir utanç abidesidir; sebep olanları önce millete sonra Allah'a havale ediyorum ve 4+4+4 kanun teklifi Başbakanın talimatıyla pazar günü maalesef bitirilememiştir. Hiç "O teklif bitti, Komisyondan geçti." diye düşünülmesin. O teklifin 6'ncı maddesinden sonra oylanan bütün hükümleri de bana göre ve hukuka göre "yok" hükmündedir.
Sayın Başbakan bugünkü sert konuşmasında "Anladığınız dil." diyor. Sayın Başbakana buradan söylüyorum: Bizim anladığımız dil budur, bizim başka anladığımız bir dil yoktur. (CHP sıralarından alkışlar) Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü, bizim anladığımız ve kullandığımız tek dildir. Bundan sonra da inanın böyle olacaktır.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - İşgalle?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ancak "çoğulculuk"la "çoğunlukçuluk"u birbirine karıştıran kimi kafaların bunu anlaması biraz zaman alacaktır.
Değerli arkadaşlar, pazar günü yaşanan olayları hiçbirinizin, hiçbirimizin kabul etmesi, tasvip etmesi düşünülemez. Bunda mutabık olduğumuzu zannediyorum ama Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanının -ki bana göre, sizden çok önce benim Başkanımdır- benim hakkımı, benim hukukumu koruması ve gözetmesi gibi bir sorumluluğu vardır.
Ben, Sayın Başkandan, Sayın Meclis Başkanından, bu konuda kamuoyunun karşısına çıkıp en azından -özürden vazgeçtim- yaşanan olaylardan dolayı üzüntü duyduğunu beyan etmesini -bugün 13 Mart- hâlen bekliyorum. Türkiye Büyük Millet Meclisi, kamuoyuna çıkarak böyle bir üzüntü beyanında bulunmalıdır.
Aynı şekilde iktidar partisinin, birinci ya da ikinci derece sorumlularının, aynı şekilde, Cumhuriyet Halk Partisinden, Milliyetçi Hareket Partisinden, BDP'den, esasen Türk milletinden, çıkıp yaşanan olaylarla ilgili özür dilemeleri de gerekir.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Yavuz hırsız meselesi!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Değerli arkadaşlar, konu eğitim. Ben bir Meclis araştırma önergesi verdim. Keyif için vermedim, çocuklarımızın geleceği için verdim. Ben, bu Parlamentoya elinden tebeşiri bırakıp gelen ender milletvekillerindenim. Yani hayatımın büyük bir bölümü öğretmenlikle, eğitim yöneticiliğiyle geçti. Şimdi, bir yeri yönetirken istikrarlı olmazsanız, yönetimde istikrarı sağlayamazsanız orada kaos oluşmasına yol açarsınız ve çok doğal olarak kaostan kargaşa doğar ve kargaşa mutlaka ve mutlaka şiddete dönüşür. Pazar gün yaşanan budur ve o, orada bana, milletvekili arkadaşıma karşı şiddet uygulayan, heyecana, cereyana, gaza, talimata gelip şiddet uygulayanlarla bir zorum yok ama o arkadaşlarımıza o ortamı sağlayan Komisyon Başkanıyla zorum var. Kendisinin iletişim konusunda uzman olduğunu biliyoruz ama o uzmanlığı beni ilgilendirmez, kötü bir yönetici olduğu kesindir. İsterse gelsin sataşmadan dolayı söz alsın. Şimdi, bu olaylara sebep olan, Başbakandan telefonla talimat alan Komisyon Başkanıdır. Olaylara müdahale etmeyerek, seyrederek, Parlamentoda bu kadar gerginlik varken Antalya'larda gezerek göz yuman Meclis Başkanı da bir o kadar sorumludur.
Sayın milletvekilleri, bir hadiseye AKP Genel Merkezinden farklı bakılır, CHP Genel Merkezinden farklı, MHP Genel Merkezinden farklı, BDP Genel Merkezinden farklı. Bu Parlamento onun için var. AKP Genel Merkezinde baktığınız gözle bakamazsınız, oranın mutfağında kanun hazırlayıp sayısal çoğunluğunuzla eğitim gibi en temel meseleyi burada oldubittiye getirip geçiremezsiniz. Bu Parlamento onun için var. (CHP sıralarından alkışlar)
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Geçiririz, geçiririz!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, öyle olmasaydı Parlamentoya hiç gerek yoktu. En çok oy alan partinin genel merkezi Hükûmetin de merkezi olurdu, Parlamentonun merkezi olurdu. Ne gerek var burada bu kadar personele? Bu bakımdan, bu konularda "Uzlaşma, uzlaşma? Bir tek somut öneri yok." deyip durmayın, arkadaşlarımızın çok somut önerileri var ve söyledik.
Şimdi, Sayın Başbakan "Sekiz yıllık kesintisiz eğitimin ülkeye verdiği hasarı düzelteceğiz." dedi. Bir şey daha söyledi, "4+4+4 ile 28 Şubatın izlerini kazıyacağız." dedi. İyi, güzel. Peki, siz sekiz dokuz yıldır neredeydiniz? Yani bu sekiz yıllık kesintisiz eğitim bu ülkeye bu kadar zarar verdiyse, siz orada kabak çekirdeği mi yiyordunuz?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Her şeyin bir vakti var.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Aceleye getirmedik işi. Aceleye getirseydik zaten?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, 28 Şubat sendromu Sayın Başbakanda sendromun ötesine geçti, bir saplantıya dönüştü, bir fobiye dönüştü.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Rövanş?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, Sayın Başbakanın sağlık sorunları yaşadığını biliyorum. Müteaddit defalar söyledim, Allah şifa versin. Allah bir an önce tümüyle sağlığına kavuştursun. Ama sağlık sorunları, işinin yapımıyla ilgili, ülkede gerginliğe yol açıyorsa, Parlamentoda gerginliğe yol açıyorsa, bu olmaz. O zaman rapor alması lazım.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Saygılı ol! Saygılı ol!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Başbakanın görevi memleketin huzurunu tesistir. Sayın Başbakanın görevi memlekette gerginlik fitilinin ateşini yakmak değildir.
Şimdi, arkadaşlar, şunu bilin: Bu sekiz yıllık kesintisiz temel eğitimin 28 Şubat muhtırasıyla ilgisi yoktur. Bir konuyu ehliyetsiz, hadsiz ve haksız bir insanın ya da bir organın istemesi o konunun zinhar yanlış olduğu ve mutlaka karşı çıkılması gerektiği anlamına da gelmez. Nitekim, 1996 şûrasında zapturapt altında alınmış kararlar var. Gözünüzü seveyim, bunu siz de biliyorsunuz. Velev ki 73'te? Daha geri gidin, 1946'dan beri bu mesele var ve siz şimdi bunu âdeta bir sendrom ve saplantıya çevirdiniz. Şimdi, bu normal. Bu normal, şunun için normal: "Recep Tayyip Erdoğan" yaz Google'a, önüne "tevhidi tedrisat" yaz, bak ne çıkıyor? "Recep Tayyip Erdoğan" yaz Google'a, ara verme, "harf devrimi" yaz, "harf inkılabı" yaz, bas enter'a, ne çıkıyor?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Ne çıkıyor? Ne çıkıyor?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bu konuda Başbakanın düşüncesini biz biliyoruz. Nitekim, bir anket yaptırdınız.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Düşünce özgürlüğüne saygınız yok mu? Ne çıkıyor?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Aç, bak sen! Ne soruyorsun bana?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Ne çıkıyor? Söyleyin o zaman.
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Konuşma!
HÜSEYİN BÜRGE (İstanbul) - Söyle o zaman! Söyleyeceksin!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Söylerim, biliyorum ben.
Sayın Başkan, zamanımı çalıyorlar.
BAŞKAN- Lütfen, siz Genel Kurula hitap ediniz, karşılıklı konuşmayınız.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bir anket yaptırdınız. Şimdi? Şimdi?
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Ne çıkıyor?
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne laf atıyorsun oradan.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - O faşizanlık?
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Otur yerine! Sus! Ne laf atıyorsun!
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Ruh sağlığınız bozuk sizin. (x)
ENGİN ALTAY (Devamla) - Bak, sana bir laf söylerim şimdi. Asabımı bozma!
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Lütfen saygılı ol!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Otur! Terbiyesizlik yapma! Terbiyesiz adam! Eşek herif! (xx)
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Saygılı ol!
BAŞKAN - Sayın Altay, lütfen devam ediniz. Genel Kurula?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Şimdi, bir anket yaptırdınız, halkımıza sordunuz. Halkımız size dedi ki: Gençliğe Hitabı elleme." Halkımız size dedi ki: "Andımızı kaldırma." Halkımız size dedi ki: "19 Mayısıma dokunma." Dindar nesli de sordunuz. Ne dedi halkımız? "Kim istemez?" dedi. "Kim istemez?" dedi. Kim istemez, evet ama Türkiye kindar nesil istemez. Onu bilin. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Lütfen sözünüzü tamamlayınız.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ve bu halkın yüzde 85'i kesintisiz eğitimden memnun. Hepinizin odasında vardır. Dünya Bankası raporu var. Baktınız mı? 30 Haziranda yayınlandı. Hükûmetin kontrolünden geçti, çek edildi ve Ocak 2012'de Türkçe olarak yayınlandı. Yahu 40'ıncı sayfasını açın, bir bakın. Dünya Bankası, Türkiye'de temel eğitimde kalite ve eşitliğin geliştirilmesi ile ilgili yaptığı çalışmada sekiz yıllık temel eğitimi dünyaya referans gösteriyor kardeşim, dünyaya örnek model gösteriyor, siz hâlâ bir 28 Şubat telaşıyla ve başka sebeplerle, bizce malum başka sebeplerle taktınız sekiz yıllık kesintisiz eğitime.
Ben size soruyorum. Siz, ona bakın. Baktım süre bitmiş. Şimdi, bu sorularımı soramıyorum, sürem az. Sürem az. Ama bir şeyi söyleyeyim. 32.700 tane, sekiz yıllık kesintisiz ilköğretime göre planlanmış, yapılmış okulumuz var. Ne yapacak?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Altay, ek süreniz de bitti.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sayın Başkan "terbiyesiz" lafını geri alsın lütfen.
ENGİN ÖZKOÇ (Sakarya) - Otur yerine be!
HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne geri alacak!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ne geri alacağım!
BAŞKAN - Sayın Altay, lütfen yerinize geçiniz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - "Terbiyesiz" lafını geri almıyorsa kendisine iade ediyorum.
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Altay.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın Başkan, Başbakan bugün yanlış bir şey daha söyledi. "Taşımalı sistemi biz kurduk." dedi. Ben 1999-2000 arasında? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, ikinci kez süre veriyorsunuz.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Yahu kardeşim, bir dakikadan niye rahatsız oluyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın Altay, sözü geri alınız lütfen.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Taşımalı sistem Başbakan Başbakan olmadan önce vardı.
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Bağırma bize! Milletvekillerine bağırma hakkın yok!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Kim bağırıyor ya?
AKİF ÇAĞATAY KILIÇ (Samsun) - Sen bağırıyorsun oradan!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Konuşma ya!
BAŞKAN - Sayın Altay?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sayın milletvekilleri, "Taşımalı sistemi biz kurduk." dedi Başbakan? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
BAŞKAN - Sayın Altay, sözü geri almanız için açmıştım mikrofonu.
ENGİN ALTAY (Devamla) - Ya Başbakana yanlış bilgi veriyorlar ya Başbakan eğitimle ilgili hiçbir şey bilmiyor.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Bir söz daha verin, bir tane daha bizden olsun!
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Seni okutacak kadar bilgisi var Başbakanın!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Taşımalı sistem siz iktidar olduğunuzda vardı ve 585 bin öğrenci bu ülkede taşınıyordu. Ayıp ya!
BAŞKAN - Sayın Altay?
ENGİN ALTAY (Devamla) - Nereden bunu siz "Kurduk." diyorsunuz?
BAŞKAN - Sayın Altay, "terbiyesiz" sözünü geri almanız talep ediliyor. Lütfen?
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Sayın Başkan, bir dakika daha bizden verin!
MEHMET METİNER (Adıyaman) - "Terbiyesiz" lafını size iade ediyorum!
ENGİN ALTAY (Devamla) - 2 misli ben sana iade ediyorum.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Aynen! Aynen!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Sen dik âlâsısın!
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Aynen!
ENGİN ALTAY (Devamla) - Dik âlâsısın sen! Terbiyesiz adam!
BAŞKAN - Lütfen yerinize geçiniz.
ENGİN ALTAY (Sinop) - Terbiyesiz adam!
BAŞKAN - Sayın Altay, lütfen yerinize geçiniz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Bu Meclis sizin faşizminize boyun eğmeyecek! (CHP sıralarından "Otur yerine!" sesleri)
ENGİN ALTAY (Sinop) - Hayret bir şey! Ulan, bir dakika susmadın orada be! Bir dakika susmadın be!
BAŞKAN - Sayın Altay, lütfen yerinize geçiniz.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sizin bu faşizminize boyun eğmeyeceğiz!
BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen?
ENGİN ALTAY (Sinop) - Otur! Otur! Haddini bil! Gel burada konuş!
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Kabadayı mısınız!
ENGİN ALTAY (Sinop) - Gel burada konuş! Aç tutanakları bak! (AK PARTİ ve CHP sıralarından ayağa kalkmalar, gürültüler)
BAŞKAN - Yerlerinize geçiniz lütfen.
MEHMET METİNER (Adıyaman) - Burası babanızın çiftliği değil, burası çiftlik değil, CHP'nin çiftliği değil!
ENGİN ALTAY (Sinop) - Hayret bir şey ya!
(x) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 14/3/2012 tarihli 78'inci Birleşim Tutanak Dergisi'nin 285'inci sayfasında yer almaktadır.
(xx) Bu ifadeye ilişkin düzeltme 14/3/2012 tarihli 78'inci Birleşim Tutanak Dergisi'nin 284'üncü sayfasında yer almaktadır.