| Konu: | MEDYAYLA İLGİLİ SORUNLARA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 77 |
| Tarih: | 13.03.2012 |
OSMAN OKTAY EKŞİ (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer arkadaşlarım; bugün, bildiğiniz gibi, İstiklal Marşı'mızın kabulünün yıl dönümü. O nedenle, merhum Mehmet Akif Ersoy'u sizler gibi ben de saygıyla anmak istiyorum sözlerimin başında.
Saygıdeğer arkadaşlarım, bugün bir başka özellik daha taşıyor. Bildiğiniz gibi, dün akşam, yetkili mahkemenin verdiği kararla Oda TV adıyla bilinen davanın sanıklarından 4 gazeteci arkadaşımız serbest bırakıldılar. Bu, tabii, benim gibi, sizler de katılıyorsunuz umudundayım, insanları mutlu edecek bir gelişmeydi fakat olayın aslını burada değil, geride aramak gerektiğini dikkate alarak medya dünyamızın bugünkü durumunu sizlerle paylaşmak istiyorum.
Çok açık ve net bir şekilde söylemek gerekirse Türk basını tüm geçmişinin, bütün tarihinin en karanlık dönemini yaşamaktadır şimdi. O nedenle, 4 arkadaşımızın serbest bırakılması aslında herhangi bir şekilde temeldeki gerçekleri değiştirecek ağırlıkta değildir. Bunu normal olarak hiç istemediğim bir şekilde çizmemin sebebi şu sevgili dostlarım: Türkiye'de bu 4 arkadaşımızın serbest bırakılması aslında yargının iyi işlediğinin değil, maalesef bağımlı olduğunun ve o nedenle de bu kararın adalet değerleri açısından, hukuk değerleri açısından maalesef fazla bir önem taşımadığıdır.
Dostlarım, Türkiye'deki medyanın ne kadar bağımlı veya bağımsız olduğunu eğer merak eden varsa sadece Adalet ve Kalkınma Partili milletvekillerinin veya yetkililerin değil, bağımsız, tarafsız bir şekilde durumu değerlendiren kesimlerin de kanaatlerine kulak vermek zorundayız. Gerçekten Adalet ve Kalkınma Partisinin Türkiye'de demokratik yönde bazı reformlar yaptığını ileri süren Avrupa Birliği kesimi, Avrupa Birliğinin yetkilileri, Avrupa Parlamentosunun görevlendirilmiş komiseri ve raportörleri dahi, artık Türkiye'de basının dünyada en ağır baskı altında olduğunu kabul ettiklerini ortaya koymaktadır. Nitekim, yakın bir gelecekte Avrupa Parlamentosundan görevlendirilmiş 5 kişilik bir komite Türkiye'deki durumu yerinde inceleyerek Parlamentoya rapor verecek, bu görevle geleceklerdir.
Dostlarım, az önce 4 arkadaşımızın tahliye edilmesinden duyduğum sevinci ifade ettim. Bunlardan birini, özellikle Nedim Şener'in adını altını çizerek anmak istiyorum, çünkü şu anda İstanbul'da Maçka'da Nedim Şener tarafından açılması istenen, açılması için beklenen bir ifade özgürlüğü anıtı vardır. Bundan haberiniz olup olmadığını bilmiyorum, ama Nedim Şener'in tutuklu olduğu sırada Maçka Parkı'nda yapılan bu anıt, ifade özgürlüğünün hiçbir koşulda, hiçbir baskıcı rejim tarafından engellenemeyeceğini, ne kadar baskı altına alınırsa alınsın sonucun değişmeyeceğini, yani ifade özgürlüğünün başarıya ulaşacağını simgelemek için konuldu. Sadece böyle bir anıtın inşa edilmiş olması dahi, zannediyorum ki daha önce Türkiye'de hiçbir zaman duyulmamış bu ihtiyacın bu şekilde giderilmesi dahi, Adalet ve Kalkınma Partisinin medya dünyamız üzerindeki baskısını anlatmaya, ortaya koymaya yetecek ağırlıktadır.
Bugün bir başka çok önemli mesele daha var dostlarım, sözlerimi bitirmeden değinmek isterim: Anadolu Ajansı çok ağır bir baskı altında, sendikalı üyelerin sendikadan istifa etmeye zorlandığı bir döneme girmiş durumdadır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözünüzü bağlayınız.
OSMAN OKTAY EKŞİ (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.
Bu, doğrudan doğruya iktidarınızın medya üzerine kurduğu baskının somut örneklerinden biridir ve çalışan insanları haklarından mahrum eden, özgürce görevlerini yapmaktan alıkoyan bu tavır, iktidarınız için hiçbir zaman şeref vesilesi olmayacak bir gerçektir.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Ekşi.