| Konu: | AİLENİN KORUNMASI VE KADINA KARŞI ŞİDDETİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFLERİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 76 |
| Tarih: | 08.03.2012 |
CELAL DİNÇER (İstanbul) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; 181 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 21'inci maddesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygılarımla selamlıyorum.
Kadınlarımız, bizim kadınlarımız; anamız, bacımız, hayatımızın kaynağı. Kucağındayken duyduğumuz sıcaklığı, güveni, şefkati başka hiçbir yerde bulamadığımız kadınlarımız. Bizi karnında taşıyan, doğuran, besleyen, uykusuz gecelerini bize harcayan, giydiren, kuşatan bizi, sütleri gibi temiz ve duru dili bize öğreten, yuvaların ateşini söndürmeyen; eza cefaya dayanıklı, dokuz canlı; tarlalarda birlikte çapa salladığımız, imecelerimizin eli nasırlı gülü; fındıkta, tütünde, ekinde, zeytinde, pamukta, traktör römorklarının, kamyonların üstünde balık istifi taşınan kadınlarımız. Akşam dönüşlerinde ocağı için çalı çırpı, ineği ve öküzü için bir tutam ot getirme telaşında kadınlarımız. Fabrikalarda, dairelerde karıncalar gibi çalışan, iş çıkışında telaşla evine koşan, saçlarını bizim için süpürge yapan; bayramlarda ilk yanına koştuğumuz, yokluklarında evlerimizin suyu çekilmiş değirmenlere döndüğü kadınlarımız.
Kadınlarımız; onlar bizim eşlerimiz, evimizin direği, ocağımızın ateşini hiç söndürmeyen, yuvamızı ısıtan güneş, çocuklarımızın anası; aşçımız, temizlikçimiz, en deneyimli doktorumuz, en şefkatli hemşiremiz, titiz muhasebecimiz. Elimiz ayağımızı toplayan, bizi konuklarımızdan utandırmayan; aynı yastıklarda kocadığımız; bizi analarımızdan bile kıskanan, vazgeçemediğimiz kadınlarımız. Sakarya boylarındaki savaşçılara cephane taşırken Kastamonu kışlası önünde soğuktan donan Şerife Bacı'nın, Sındırgı dağlarında düşmanla çarpışırken ölen Gördesli Makbule'nin, gelinliğini Hilâli Ahmere yani Kızılaya bağışlayan Kastamonulu Hatice'nin, 1919 İstanbul mitinglerinde korkusuzca haykıran üniversite öğrencisi Asker Saime ile aynı ruhu taşıyorlar bizim kadınlarımız.
İşte bu kadınlarımıza yapılan şiddet haberlerini ve şiddetin en uç noktası olan namus cinayetlerini ya da aile meclisinde alınan infaz kararlarını her gün medyadan öğreniyoruz, üzülerek öğreniyoruz. Kadın ile erkek arasında biyolojik farklılığın bir toplumsal ve kültürel farklılığa dönüştürülüp, ayrımcılığın, erkek üstünlüğünün meşrulaştırıcı gerekçesi sayılması bugün değil bin yılların, belki yüz yılların sorunu.
Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; kamu görevi yaptığım sırada yaptığım eğitimlerde bir saptamada bulunmuştum, bunu bütün personele eğitim sırasında veriyordum, kadın bütün tarih boyunca hep aşağılanmış, erkeklerden daha düşük statüde tutulmuş, hatta insan olup olmadığı tartışma konusu edilmiştir. Kadın, eski Yunan'da, Roma'da erkekten çok düşük değerde görülüp, alınıp satılan bir meta olmuştur. Cahiliye döneminde kız çocukları diri diri toprağa gömülmüştür. Hindistan'da, kocası ölen kadının da kendisini yakması toplumsal bir kural hâline getirilmiştir.
İşte, kadınların temel insan haklarının çok önemli bir kısmı bu nedenle son elli yılda verilebilmiştir. Genel oy hakkı 1928'de tanınmıştır. Çocukların velayet konusunda kadınların erkeklerle eşit hakları ancak 1973'te tanınabilmiştir. 1882'ye kadar kadınların mülk edinme ve işletme hakları yoktu. Eşit Ücret Yasası ancak 1970'li yıllarda çıkabilmiştir. Cinsiyet ayrımcılığı yasağı ancak 1975'te çıkabilmiştir. Eşit velayet hakkı 2000'li yıllarda çıkabilmiştir. Kadının çalışabilmesi 2000'li yıllara kadar erkeğin müsaadesine bağlıydı. Kadınların erkeklerle eşit haklara sahip olduğu ancak 2004 yılında yapılan Anayasa değişikliğiyle sağlanabilmiştir.
Ülkemizdeki somut duruma baktığımızda, kadına karşı şiddetin kadınların yaşamını çok olumsuz bir şekilde etkilemeye devam ettiğini ve şiddete maruz kalan kadınlar için kurumsal desteğin yetersiz olduğunu hepimiz biliyoruz. Bu durumda, kadına yönelik şiddetin önlenmesi için gereken değişikliklerin veya önlemlerin sadece hukuk alanı ile sınırlı olmadığından hareketle?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
CELAL DİNÇER (Devamla) - ?adli tıptan sosyal hizmetlere, eğitimden çalışma alanına kadar geniş bir alanda?
BAŞKAN - Sayın Dinçer, teşekkür ediyorum efendim.
CELAL DİNÇER (Devamla) - ?koordineli çalışmak gerekmektedir.
Tüm kadınlarımızın 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü'nü kutluyorum çünkü geleceğimiz onlarla daha güzel olacaktır.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.