GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÜSTÜN YETENEKLİ ÇOCUKLARIN KEŞFİ, EĞİTİMLERİYLE İLGİLİ SORUNLARIN TESPİTİ VE ÜLKEMİZİN GELİŞİMİNE KATKI SAĞLAYACAK ETKİN İSTİHDAMLARININ SAĞLANMASI AMACIYLA MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELERİN ÖN GÖRÜŞMELERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:74
Tarih:06.03.2012

MHP GRUBU ADINA MESUT DEDEOĞLU (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin daha müreffeh bir geleceğe sahip olması açısından gerekli olduğuna inandığımız üstün zekâ ve yetenekli çocukların ileride önemli roller oynayacak yetişkinler hâline gelmesi ve ülkemizin gelişimine katkı sağlamak amacıyla vermiş olduğunuz Meclis araştırması üzerinde söz almış bulunuyorum, bu vesileyle yüce Meclisi saygılarımla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, yapılan bir araştırma sonucuna göre üstün zekâlı olarak doğan bir bebeğin normallere göre işitsel ve görsel uyarılara daha çok tepki verdiği, daha az uyku ihtiyacı duyduğu ve daha büyük yaştaki çocuklarda görülen yüz ifadelerini sergilediği belirtilmiştir. Bu kişiler, kendi yaşıtlarından rastgele seçilmiş bir grubun yüzde 98'inden daha üstündür yani toplumu oluşturan bireylerin yüzde 2'lik bir kısmı bu özelliğe sahiptir. Bu nedenle, üstün zekâlı çocukların erken yaşta fark edilmesi ve yeteneklerine uygun bir çerçevede yetiştirilmesi son derece önemlidir.

Üstün veya özel yetenekli çocuklar, zekâ, yaratıcılık, sanat, liderlik kapasitesi veya akademik alanlarda özel yetenekleri? Çabuk ve kolay öğrenilir fikir ve hipotezleri test etmeye yönelik deneyler yaparlar, fen ve teknik açıları kullanabilir ve bunlara vakıf olurlar; yanlış ve doğruyu seçme güçleri fazla olup, kavrama ve akılda tutma süreleri yüksek olup ders başarıları da yüksektir. Bu çocuklarımızın tespiti, eğitimi ve izlenmesi sistemi politikası açık bir şekilde tanımlanarak kurumsal ve devamlılık arz eden bir yapıya kavuşturulmalıdır.

Üstün zekâlı çocukların istek ve ihtiyaçlarıyla sorunlarını şu şekilde sıralayabiliriz: Her çocuk gibi üstün zekâlı çocuklar da fiziksel aktivitelerle ilgilenmeye ihtiyaç duyarlar.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üstün zekâlı çocuklara da diğer çocuklara sağlandığı gibi koşmak, zıplamak, atlamak, tırmanmak gibi basit eylemlerde bulunma, salıncakta sallanmak, top oynamak, futbol, basketbol, voleybol, yüzme gibi sportif faaliyetlere kadar pek çok fiziksel etkinliklerle diğer çocuklarla birlikteyken ilgilenebilme imkânı sağlanmalıdır.

Üstün zekâlı çocukların yetenekleri geliştirebilmelerine yönelik verilecek eğitimin yanı sıra, kendilerine uygun imkânların sağlanmasına da ihtiyaç vardır. Örneğin, okul öncesi çağdaki üstün zekâlı bir çocuğun yeteneklerini geliştirebilmesine ortam ve imkân sağlamanın yolu onun anaokuluna gitmesiyle başlayacaktır. Çocuk anaokulunda yeteneklerini gösterebileceği ve fiziksel gücünü ortaya koyabileceği çeşitli etkinlikler ve imkânlarla karşılaşır.

Üstün zekâlı çocuklar, farklı yaş gruplarından ve farklı sınıflara devam eden, kendileriyle benzer özelliklere ve yeteneklere sahip çocuklarla iletişim kurmaya ihtiyaç duyarlar. Bu nedenle, onlara, okuldaki sınıf ve kulüp çalışmalarına katılma imkânı sağlanmalıdır.

Üstün zekâlı çocuklar direktif almaktan hoşlanmazlar. Kendilerine verilen direktifler doğrultusunda hareket etmeleri beklenirse tepkilerini çeşitli şekilde dile getirirler. Direktiflere karşı gösterdikleri bu olumsuz yaklaşımın altında yatan nedenlerden biri de potansiyel olarak sahip oldukları liderlik yeteneğidir. Bu özellikteki çocuklar, bu konuda rehberliğe de ihtiyaç duymalarında başvurabilecekleri ve danışabilecekleri kişi veya kurumlara ihtiyaç duyarlar.

Üstün zekâlı çocuklar, daha fazla bilgiye ulaşabilmek için okul kütüphanesindeki kaynak çeşitliliğine ihtiyaç duyarlar.

Üstün zekâlı çocuklar okuldaki derslerini fazla çaba harcamaksızın takip edebildikleri için, öğrenim hayatları boyunca uzun süreli, düzenli ve planlı ders çalışma alışkanlığı kazanamazlar. Bu nedenle, onların, eğitim yaşantılarının başından itibaren uzun süreli, düzenli rehberliğe ihtiyaçları vardır.

Üstün zekâlı çocuklar, kendilerini yetiştirebilecekleri, yeteneklerini sergileyebilecekleri, görüşlerine önem veren, çabalarını dikkate alan, düşüncelerini uygulama fırsatı bulabilecekleri fiziksel ortam ve koşullara sahip bir okulda eğitim alma ihtiyacı duyarlar.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; üstün zekâlı çocukların bu ihtiyaçlarını karşılamak için Millî Eğitim Bakanlığınca açılmış olan bilim ve sanat merkezlerinde yaşanan bazı sorunları şu şekilde sıralayabiliriz:

Bilim sanat merkezlerinin birinci sıkıntısı yönetmeliğinin olmaması ve hâlen yönerge ile yönetiliyor olmasıdır. Bu yüzden bilim sanat merkezi yöneticileri zaman zaman sıkıntılar yaşamaktadırlar.

İlk olarak, BİLSEM'lere öğrenci başvurusu çok yoğun olduğu ve burada uygulanacak testler uzmanlık istediği için Millî Eğitim Bakanlığına bağlı diğer okullardan testlerle ilgili sertifika sahibi diğer öğretmenler görevlendirilmektedir ama bilim sanat merkezleri Millî Eğitim Bakanlığını ilgilendiren hiçbir yönetmelikte geçmediğinden bu öğretmenlere yapmış oldukları sınav değerlendirme çalışmaları için hiçbir şekilde ücret ödemesi yapılmamaktadır. Bu durum sınavların sağlıklı bir şekilde yürütülmesini engellemektedir. Taşradaki birçok bilim ve sanat merkezi bu sınavlarla ilgili ücret onayını valiliklerden almakta ve ücret ödemektedir ama ilgili ilin millî eğitim müdürlüğü Bakanlığa bu konu hakkında görüş sorduğunda Bakanlık maalesef olumsuz cevap vermekte ve birçok mağduriyet oluşmaktadır. Bu durumda BİLSEM yöneticileri sınav uygulayarak öğrenci seçmek durumunda olduklarından bu ücretleri ödemek durumunda kalmaktadırlar.

Bilim sanat merkezleriyle ilgili bir diğer sıkıntı, öğrencilerin kayıtlı oldukları ilköğretim okulu ve liselerde eğitimlerini gördükten sonra kalan zamanlarda haftada iki veya üç gün BİLSEM'lere devam etmeleridir. Şöyle ki: Okulunda sabahçı olan öğrenci öğleden sonra, öğleden sonra olan öğrenci sabah, tam gün olan öğrenci ise akşam devam edebilmektedir. Bu noktada özellikle okulu tam gün olan öğrencilerin  hafta  içi  akşam  grubuna devam etmeleri ulaşım güçlüğünden dolayı mümkün olmamaktadır.

Birçok ildeki bilim ve sanat merkezlerinde hafta sonu eğitim Millî Eğitim Bakanlığı izin vermemesine rağmen yine ildeki yöneticilerin valiliklerden olur alması ile yapılmaktadır. Bu noktada, hafta sonu eğitimi için Millî Eğitim Bakanlığına resmi yazı ile başvuran bilim sanat merkezleri olumsuz cevap almaktadırlar.

Bu durum hem bilim sanat merkezi yöneticilerini zor durumda bırakmakta hem de geleceğin bilim insanları, yöneticileri, sanatçıları olacak üstün zekâlı, özel yetenekli öğrencilerin yetenekli oldukları alanda özel eğitim alma hakkını zora sokmaktadır.

Ayrıca, birçok ilde sadece bir tane bilim sanat merkezinin olması ve bilim sanat merkezlerinin ulaşımı zor yerlerde açılması dolayısıyla bu durum öğrencilerin bu kurumlara servis ile taşınması zorunluluğunu getirmektedir fakat öğrencilerin taşındığı güzergâhlar diğer ilköğretim okulları ve liseler gibi olmadığı için öğrenci velilerinden servis ücreti olarak fahiş fiyatlar istenmektedir. Bazı öğrenci velileri bu fiyatları karşılayamadıkları için çocuklarını gönderememektedirler.

Bilim sanat merkezlerine ulaşım zorluğu, ders programlarından dolayı öğrencinin BİLSEM'e sağlıklı devam edememesi, birçok merkezin gerek fiziki imkânlarının gerekse fizik, kimya, biyoloji, bilgisayar ve buna benzer özelliklerinin ve laboratuvarlarının yetersiz durumda olduğu ortadadır.

Bütün bu olumsuzluklar göz önünde bulundurulduğunda kurumlardan geleceğin liderlerini ve bilim adamlarını yetiştirmek, maalesef, Bakanlığımızın ilgisizliği sebebiyle sadece idealist öğretmenlerin omuzlarına yüklenmiş bulunmaktadır. En kısa sürede hem öğrencilerimizin hem de öğretmenlerimizin içinde bulunduğu sıkıntılar çözüme kavuşturulmalıdır.

Araştırma önergemizin hayırlara vesile olması ve bu duygu ve düşüncelerle yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Dedeoğlu.