GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:42
Tarih:19.12.2011

MAHMUT KAÇAR (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; bütçe kanununun 24'üncü maddesiyle ilgili şahsım adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Çalışma hayatıyla ilgili, yıllardan beri ötelenmiş, yıllardan beri önemsenmemiş ve çalışanların emeği üzerinde gasbedilmiş birçok konuyla ilgili son dokuz yılda çok önemli yasal düzenlemeler yapıldı. Geçmişe baktığımız zaman, Hükûmeti devralır devralmaz çalışanlarla ilgili önümüzde bulduğumuz en önemli problemlerden biri 1988 yılında memurlardan zorla kesilen, nemalandırılarak kendilerine tekrar döndürüleceği söylenen ama maalesef, o dönem bütçe açıklarını kapatmak için kullanılan Zorunlu Tasarruf Fonu olmuştur. Burada yaklaşık olarak 13 milyar TL gibi devasa bir rakamın hiçbir hükûmet döneminde ödenmesine cesaret edilemezken çalışanların bu konuda, tekrardan geri ödenmesiyle ilgili umudunun tükendiği bir dönemde AK PARTİ Hükûmeti bununla ilgili bir ödeme takvimi hazırlamış ve yaklaşık üç yıllık gibi kısa bir zaman zarfı içerisinde kendisinden önceki hükûmetlerde kesilen bu kesintileri tekrardan nemalarıyla birlikte iade ederek bu fonu tasfiye etmiştir.

Bir diğer önemli, geçmişe dönük düzelttiğimiz hak gasbı, hepinizin bildiği gibi, KEY ödemeleri.

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Emlak Konutun arazileri ne oldu?

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Araziler ne oldu araziler?

MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Sakin olup dinlerseniz?

Yine "Devletin memurunu ev sahibi yapacağım." diye yaklaşık 7 milyon 800 bin çalışanından zorla kestiği ama maalesef yine Tasarrufu Teşvik Fonu'nda olduğu gibi bütçe açıklarını kapatmaya yönelik olarak kullanılan yaklaşık 3,4 milyar TL'nin de geriye dönük ödemesi yine AK PARTİ hükûmetleri döneminde yapılmıştır.

AYKUT ERDOĞDU (İstanbul) - Sayın Bayraktar'a arazileri sor.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) - Ben maliyeci değilim ama şu iki rakamı topladığınız zaman 17 katrilyonun bugüne hesaplamasını yaptığınız zaman zannediyorum yaklaşık bugünün parasıyla 50 milyar TL gibi önemli bir rakamın bu Hükûmet tarafından geçmişe dönük olarak ödendiğini görürsünüz. Burada aslında biz iki önemli şeyi çözmüş olduk: Bunlardan birisi, geçmişe dönük, çalışanların hak gasbının engellenmiş olması; ikincisi ama en önemlisi, memurun yanlış politikalardan dolayı devlete olan zedelenen güvenini yeniden tesis etmiş olduk çünkü eğer yaşadığınız ülkede devletin asli görevini gören memurların eğer devletine güveni yoksa siz o ülkede vatandaşın devlete güveninden bahsedemezsiniz.

Sözleşmeli personel uygulamalarından bahsedildi. Evet, sözleşmeli personel uygulamaları bu ülkede 1978 yılında başladı ama AK PARTİ hükûmetleri döneminden, ondan önceki dönemlerde sözleşmeli personelin aile yardımı yoktu, çocuk yardımı, eş yardımı, en insani talepleri olan eş durumundan ve sağlık mazeretinden tayin hakları olmamasına rağmen, bugün, devlet memurlarıyla aynı özlük haklarına sahip sözleşmelilikteki, usuldeki değişiklikler yine AK PARTİ İktidarı döneminde yapıldı. Bununla da yetinilmedi, haziran ayındaki bir kanun hükmündeki kararnameyle 195 bin 4/B'li kadroya geçirildi.

Toplu sözleşmeden bahsedildi. Türkiye'de kurulu bulunan bütün memur sendikalarının, bütün çalışanlarının en önemli ve öncelikli talebi toplu sözleşme olmuştur ama bugüne kadar memur sendikalarının toplu sözleşmeyle ilgili hükûmetlere götürdükleri bu taleplerde karşılaştıkları en önemli engel, toplu sözleşmeyi talep ediyorsanız memurun iş güvencesinden vazgeçeceğiniz çıkışıdır ama AK PARTİ İktidarı döneminde, memurun iş güvencesine dokunulmadan mevcut hakları garanti altına alınarak memurlara toplu sözleşme hakkı, Anayasa değişikliğiyle birlikte kamu çalışanlarına verilmiştir. Şu anda bazı hükümlerini konuşuyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren artık memurlarla ilgili özlük hakları bütçe kanununun bir hükmü olmaktan çıkarılacak. Çalışanlar kendilerini ilgilendiren haklarda toplu sözleşmenin bir tarafı olarak, paydaş olarak kendileriyle ilgili olan kararlarda söz sahibi olmuş olacaklar.

Tabii ki çalışma hayatıyla ilgili sorunlarımız var. 4688 sayılı Yasa'yla ilgili bu toplu sözleşmeli uyum yasalarının bir an önce çıkarılması gerekiyor. Taşeronlaşmayla ilgili problemler var, bunlarla ilgili bir çalışmanın ortaya konulması gerekiyor. Bunun yanında, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili yasaların bir an önce Meclise getirilmesi gerekiyor. Ama bahsettiğim bu üç tasarıyla ilgili, Çalışma Bakanlığında ilgili sivil toplum örgütleriyle birlikte yapılan hazırlıklar var ve 2012 başı itibarıyla toplu sözleşme yasası, iş sağlığı, güvenliği yasası?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kaçar.

MAHMUT KAÇAR (Devamla) - ?ve benzeri çalışma hayatıyla ilgili yasalar gelecek ve geçmişte nasıl çalışanların hakları korunduysa 2012'de de çalışanların hakları korunmaya devam edecek diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Kaçar.