| Konu: | SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 01.03.2012 |
MHP GRUBU ADINA ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 171 sıra sayılı ve kısaca intibak olarak tanımlanan kanun tasarısının 6'ncı maddesi üzerine Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu kanun tasarısı, yaklaşık 10 milyon emeklimizi yakinen ilgilendirmektedir. 10 milyona yakın emeklimizin tamamı, yıllardır bu intibak düzenlemesini beklemektedir. Dokuz yıldır tek başına iktidarda bulunan Adalet ve Kalkınma Partisi Hükûmeti, uzun yıllar boyunca "İntibak yapacağız, TÜFE farkı vereceğiz." ve "Maaş banka promosyonu verilecek." diyerek bütün emeklilerimizi beklenti içine sokmuştur. Her seçim öncesi, intibak yasasını çıkaracağını söyleyerek bu beklentileri körüklemiştir. Hükûmet, 2009 yılındaki yerel seçimler öncesi "Emekliye yüzde 100 zam, emekli maaşları 500 Türk lirası artıyor, en düşük emekli maaşı bin lira olacak." şeklinde vaatlerde bulunmuş ve bu vaatler yandaş basında manşetlere taşınmıştır ancak zamanın Çalışma Bakanı Sayın Ömer Dinçer, seçimlerden sonra "Bunu hesapladık, yüksek maliyet nedeniyle rafa kaldırdık." demiştir ancak beklentiler de bu arada diri tutulmaya devam edilmiştir. AKP'lilerin seçim konuşmalarında ve seçim beyannamesinde ve 61'inci Hükûmetin Programı'nda da intibak beklentisi körüklenmeye devam edilmiştir. Hükûmet Programı'nda, emeklilerimize millî gelirden daha fazla pay verileceği, adil bir intibak sisteminin kademeli olarak hayata geçirileceği vadedilmiştir. Oysa, değerli milletvekilleri, bu tasarıda ne adil bir intibak vardır ne kademeli bir düzenleme vardır ne de millî gelir artışına paralel bir pay verilmektedir. Yıllarca geciktirilen bu tasarı beklentilerin çok uzağındadır. Algı ve beklenti ile sonuç arasında uçurum doğmuştur.
Bu tasarı sadece 2000 yılından önce emekliye ayrılan 1 milyon 913 bin Sosyal Sigorta emeklisini kapsamaktadır. Bu da emeklilerin yüzde 20'sidir. Geriye kalan 8 milyon emekli kapsam dışında bırakılmıştır ve bu kapsam içerisinde kalan 1 milyon 913 bin emekliden 207 bin emeklinin aylığı 20 Türk lirasının altında artmaktadır. 293 bin emeklinin aylığında 20 ila 50 lira arasında bir artış bulunmaktadır. 340 bin emeklinin aylığında ise 50 ila 100 lira arasında artış yapılmaktadır ve toplam 1 milyon 365 bin emeklinin aylığındaki artış 150 liranın oldukça altındadır.
Değerli milletvekilleri, ayrıca, intibaktan az da olsa yararlanan emekliler bu aylıklarını almak için 2013 yılını bekleyeceklerdir. Bu da Hükûmetin bütçe dengeleriyle ilgili bu kadar parlak sözlerine rağmen ayrıca bir çelişki teşkil etmektedir.
Kısacası, değerli milletvekilleri, dağ fare doğurmuştur. İntibakın i'si biraz var, biraz yoktur. Hükûmet emekli aylıklarının intibakında hâlâ ayak sürümektedir ve emekli, AKP'nin seçim vaatleriyle kandırılmıştır.
Bir diğer önemli husus da: Bu intibak düzenlemesi SSK, BAĞ-KUR, Emekli Sandığı gibi farklı statülerden emekli olanlar arasındaki maaş farkını da gidermemektedir. Her statünün kendi içinde haksızlıklar olduğu gibi, statüler arasında da bir hakkaniyet ve makul bir denge kurulamamaktadır. Bu tasarıyla ilgili olarak Hükûmet yetkililerinin ve AKP'nin bazı milletvekillerinin beyanlarında ve Sayın Bakan tarafından ifade edilen görüşlerde sürekli AKP döneminde emeklilerin refah düzeyini artırdıkları, aylıklara enflasyonun üzerinde zam yapıldığını ve zaten Avrupa'da kriz nedeniyle emekli aylıklarının düşürüldüğünü tekrarlayıp durmaktadırlar.
Değerli milletvekilleri, yani Hükûmet demek istiyor ki "Biz, maaşları, emekli maaşlarını yeterince artırdık, daha ne istiyorsunuz?" Bu söylemler bize bir zamanlar çiftçiye "Gözünüzü toprak doyursun." diyen bir AKP'li Tarım Bakanını hatırlatıyor. Hükûmet şimdi de emekliye gözünüzü toprak doyursun mu demek istiyor diye merak ediyorum.
Oysa değerli milletvekilleri, milyonlarca emekli gerçekten zor durumdadır. Açlık sınırının 960 Türk lira, yoksulluk sınırının 3.123 Türk lira olduğu günümüzde milyonlarca emeklinin aylığı açlık sınırının altındadır. Milyonlarca emekli en temel insani ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak bir hâlde yaşama mücadelesi vermektedir.
Bu tasarıda BAĞ-KUR emeklileri için bir intibak yapılmamaktadır. Sadece 2002 Nisan, Mayıs ve Haziran ayında emekli olan ve sayıları da 12 bini bulan BAĞ-KUR emeklisinin aylığının hesabında yapılan bir yanlışlık düzeltilmektedir. BAĞ-KUR emeklilerinin sayısı 2 milyon 300 bindir. Bu BAĞ-KUR emeklileri için bu tasarıda bir şey var mı? Hayır, yok. Oysa kamuoyunda Hükûmet tarafından sanki BAĞ-KUR emeklileri için de bir düzenleme varmış izlenimi yaratılmıştır. Aynı hizmet süresi ve aynı basamaktan emekli olmalarına rağmen prim ödeme dönemiyle aylık bağlanması için talepte bulunulan dönemdeki geçerli aylık bağlama oranındaki farklılıklar nedeniyle BAĞ-KUR emekli maaşlarında önemli farklılıklar oluşmuştur. BAĞ-KUR emeklileri yıllardır aylıklarındaki eşitsizliğin giderilmesini ve gerekli intibakın yapılmasını beklemektedirler. BAĞ-KUR'luların emekli aylıklarını belirleyen basamak gelir tutarları hem gayrisafi yurt içi hasıla gelişme hızı hem de TÜFE oranı nispetinde artırılmamıştır yani BAĞ-KUR emeklileri aylıklarında herhangi bir güncelleme yapılmamıştır. Ayrıca, 1997 ve 2003 yıllarında BAĞ-KUR'da basamak satın alma uygulamasıyla kişilere geriye doğru basamak fark paraları ödettirilerek basamak satılmıştır fakat emekli aylığı hesaplanırken geriye doğru basamak farkı peşin alındığı hâlde geçmiş yıllar basamaklar artırılmadığından basamak satın alanlar alınması gerektiğinden daha düşük aylık almaktadırlar. Bu haksızlığın da mutlaka giderilmesi gerekmektedir.
Değerli milletvekilleri, Hükûmet bir türlü sigortacılık anlayışından sosyal devlet anlayışına geçememektedir. Ne zaman intibak gündeme gelse "O işin içinden teknik olarak çıkmak mümkün değil, 8-9 milyar gibi müthiş bir maliyet var." diyerek sürekli mazeret üretilmiştir. Çok parçalı sosyal güvenlik sisteminde bütün sosyal güvenlik kurumunun parçalı hâlinden tek kurum hâline getirilmesine rağmen sistemde norm ve standart birliği sağlanamamıştır. Çalışanlar ile emekliler arasında önemli farklılıklar ortaya çıkmıştır. Bu farklılıkların giderilmesi amacıyla 2005 yılında Sosyal Güvenlik Kurumu oluşturulmuşsa da uygulamada birlik hâlâ sağlanamamıştır. Mevzuatın sürekli değişmesi, emeklilere maaş bağlamada farklı yöntemlerin uygulanması nedeniyle emekli maaşları arasında önemli farklılıklar bulunmaktadır.
Bugün itibarıyla açlık ve yoksulluk sınırının geldiği noktayla asgari geçim endeksi dikkate alındığında açlık sınırı altında kalan emekli maaşlarının insanca yaşama düzeyine çıkarılması bir zorunluluk hâline gelmiştir.
Hangi statüden emekli olursa olsun tüm emeklilerimizin maaşları tek bir hesaplama yöntemiyle yeniden düzenlenmelidir. Ancak bu yapılırsa maaşlar arasındaki dengesizlikler giderilebilecektir.
Değerli milletvekilleri, bütün bu eleştirilerimize rağmen bu tasarıya "Evet." oyu vereceğimizi belirtmek istiyorum.
Milliyetçi Hareket Partisi olarak biz de intibakı programımıza aldık ancak bizim istediğimiz intibak bu değildir. Milliyetçi Hareket Partisi olarak emeklilerimize her yıl 1 defa eylül ayında kışa hazırlık yardımı olarak 1 maaş tutarında ödeme yapılmasını öngörüyoruz.
Yine, Milliyetçi Hareket Partisi olarak, emekli aylıklarındaki artışların, genel enflasyon endeksi yerine emeklilerin tüketim kalıplarını ve hayat standartlarını dikkate alan özel bir endekse göre yapılmasını öngörüyoruz.
Bu düşüncelerle muhterem heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Akçay.