GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:40
Tarih:17.12.2011

AK PARTİ GRUBU ADINA ALPASLAN KAVAKLIOĞLU (Niğde) - Sayın Başkan, yüce Meclisimizin değerli üyeleri; 2012 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı'nın 14'üncü maddesi üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

21'inci yüzyıl, aslında 20'nci yüzyılın son on yılında, yani 1990'larda başlamıştır. Bu başlangıç bilhassa uluslararası sahada hissedilmiştir çünkü üçüncü bin yıl, öncelikle uluslararası gelişmelerle kendini göstermiştir. Soğuk savaşın sona ermesi, hem dünya hem de ülkemiz için önemli bir sonuç olmasının yanında yeni başlangıçların da kapısını açmıştır. Bu durum özellikle Türkiye gibi Afro-Avrasya ana kıtasının merkezinde yer alan çok boyutlu coğrafi özelliklere sahip ülkeler için yeni risk alanları ve aynı zamanda olağanüstü fırsat alanları da açmıştır. Bu fırsatların etkin ve yönlendirici stratejilerle değerlendirilebilmesi ülkemizin bölgesel ve küresel etkinliğini artıracağı gibi muhtemel güvenlik risklerinin kontrol altına alınmasını da sağlayacaktır. Bu itibarla, girdiğimiz yeni dönemin ruhuna uygun olarak dış politikamızın kapsayıcı bir bakış açısıyla, ülke güvenliği ve savunma stratejilerini de dikkate alarak çevremizdeki gelişmelere anında cevap verebilecek kabiliyette inşa edilmesi önem arz etmektedir. Ayrıca, her bir güvenlik tehdidine münferiden ve birbirinden kopuk tepkisel politikalarla cevap vermek yerine, topyekûn bir güvenlik anlayışı içerisinde ülkemizi çevre bölgelerde ve küresel alanda etkin kılmaya dönük olmalıdır.

Değerli milletvekilleri, AK PARTİ olarak politikamız, ülkemizin mücavir bölgelerde belirleyici ve düzen kurucu, küresel alanda etkin ve yönlendirici stratejik aktör hâline gelmesini, vatandaşlarımızın fert olarak, milletimizin ise bir bütün hâlinde güvenlik, özgürlük ve refahının çağdaş standartları aşan bir düzeye getirilmesini, cumhuriyetimizin kuruluşunun 100'üncü yılında siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel kriterler bağlamında dünyanın rekabet kapasitesi en yüksek ülkeleri arasına girmesini hedeflemektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; ülkemizin belirlenen stratejik hedeflere ulaşabilmesi için tehdit tanımlarına dayalı, tepkisel güvenlik anlayışından düzen kurucu bir anlayışa geçilmektedir. Ülkemizin maruz kaldığı tehditleri de değerlendiren, ön alıcı ve vizyoner bir güvenlik anlayışına göre savunma anlayışımızı da yeniden gözden geçirmemiz gerekmektedir. Böylece, bir taraftan dış güvenlikle ilgili tehdit unsurları daha ortaya çıkmadan engellenirken, diğer taraftan ülkemizin bölgesel ve küresel gelişmeleri yönlendirici ve belirleyici bir konum kazanması mümkün olacaktır. Bu vizyoner güvenlik anlayışı çerçevesinde ülkemizin tarihî ve kültürel imkânlarını ihtiva eden diplomatik, ekonomik, kültürel ve sosyal etkinlik araçları, konvansiyonel güvenlik araçlarına dayalı, caydırıcı unsurlarla birlikte sistematik bir bütünlük içinde kullanılmalıdır.

Sayın milletvekilleri, Türkiye'yi bölgesel alanda lider yapacak, küresel alanda ise belirleyici bir ülke konumuna ulaştıracak geleneksel yöntemlerin yanında yumuşak güç unsuru denilen tarihî ve kültürel zenginliğimizden doğan ince güç unsurlarının da seferber edilmesi ülkemizin güvenliği ve geleceği açısından hayati önemi haizdir. Ülkemizin sahip olduğu yumuşak güç unsurlarına örnek olarak çevremizdeki ülkelerle oluşturulan ekonomik ve teknik iş birliğini, dış yardımları, toplumlar arası ve diplomatik ilişkilerin genişletilmesi ve derinleştirilmesi gibi uluslararası faaliyetlerimizi sayabiliriz.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye dış politikasını artık korkular değil ümitler yönlendirmektedir. Artık ülkemiz imkân ve yeteneklerinin farkındadır. Şanlı mazimizi muhteşem bir istikbale bağlayabilmek için sadece iç politikada değil dış politikada da değişimin, dönüşümün öncüsü olmak milletimize karşı bir borçtur. Millete hizmet uluslararası sahada da milletin menfaatlerini korumak, ümitlerine ve hayallerine inanmak ve onların gerçekleşmesi için gayret etmekle mümkündür. Unutmayalım ki, dış politika ideallerle imkânların birleştiği noktada cereyan eder, imkânları dikkate alarak ideallerden vazgeçmeden yapılır.

Dışişleri Bakanlığı ve Millî Savunma Bakanlığınca bu yeni konseptin başarılı bir biçimde hayata geçirildiğini görüyoruz. Bölgemizde yaşanan çok karmaşık ve çok radikal gelişmelerde, millî menfaatlerimizin hem kısa hem de uzun vadede korunması ancak bu yolla mümkün olacaktır. Bölge ülkelerinde yaşayan insanların ve küresel barışın da yararına olan bu tutumun, bundan sonra da devam edeceğine inanıyorum.

2012 yılı bütçemizin hayırlı olmasını diliyor, hazırlanmasında ve kanunlaşmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.

Yüce Meclisimizi tekrar saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Kavaklıoğlu.