| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 39 |
| Tarih: | 16.12.2011 |
MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri; bütçenin 10'uncu maddesi üzerinde grubum adına söz aldım, tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle sözlerimin başında Sayın Maliye Bakanına, burada tartışılan ve biraz önce dile getirmeye çalıştığım ama zaman yetersizliği nedeniyle tam safahatını iyice açıklayamadığım konu üzerinde gösterdiği hassasiyetten dolayı şahsım, grubum ve hepiniz adına teşekkür ediyorum. Kendisinin kendim kadar bu konuya hassasiyet göstereceğinden en ufak şüphem de yok, güvenim de sonsuz.
Sayın Bakanım, şimdi olay şöyledir: 2004 yılında bu Özelleştirme Yüksek Kurulunun kararı gereği özelleştirme süreci sırasında Özelleştirme İdaresinin değerli uzmanları kendilerine gelen bilgiler doğrultusunda oturdukları yerden özelleştirme dokümanı hazırlamışlardır. Dolayısıyla bu dokümana Kütahya Şeker Fabrikasının malı olmayan TÜRKŞEKER'e kayıtlı söz konusu arazi sokulmuştur. Bu, 2009 yılı Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulunun Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ 2009 yılı raporunda detayıyla açıklanmış, sayfa 120 ve 121, özellikle istirham ediyorum, bir okuyunuz.
Şimdi, sayın, değerli uzmanlar, bürokratlar kendi hatalarını burada kapatmak için gelen her yazıya? Ben bununla ilgili size 2008 yılından bu yana eski bakan dâhil, 45'e yakın önerge göndermişim, bazıları cevaplanmış, bazıları cevaplanmamış, cevaplanan önergelerin birçoğunda aynı cümleler var, sizin dün bana okuduğunuz cümleler.
Değerli Bakanım, şimdi burada yapılan işlem, bürokratların hatası nedeniyle, bu fabrikayı almış olan insanların sonradan, ama neden sonradan? 2004 Ekim ayında devir teslim yapılmış. Şimdi, sizin o değerli bürokratlarınız bu devir teslim yapılırken, neden bu tapuyu görmemişler? Neden yanlışlığı ortaya koymamışlar? Aradan geçen sekiz ay sonra 2005 yılı Mayıs ayında bu konuyla ilgili, araziyle ilgili belediyenin açtığı küçük bir dava sonuçlanınca tescil yine Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ üzerine yapılmış, başvuru üzerine bahse konu işlem gerçekleşmiştir. 2007 yılında Kütahya Valiliği İdare Kurulu, konuyu önemsemiş, karar almış, söz konusu işlemi yapan kişi hakkında ceza verilmesine karar vermiş. Ancak Eskişehir İdare Mahkemesine yapılan başvuru üzerine konu kapatılmış.
Aradan geçen süreden sonra, 2007'den sonra benim de milletvekili seçilmemin ardından konu bana iletilince Meclis gündemine taşındı, safahatı biraz önce açıkladım, sonuçta gelinen noktada biraz önce bahsettiğim şu yazıyı lütfen bürokratlarınızdan isteyiniz: Bayındırlık ve İskân Bakanlığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Hukuk Müşavirliğinin 10/9/2009 tarihli yazısının ekinde Kütahya Tapu Sicil Müdürlüğünün yazısı var. Bu yazıdaki ifadeler aynen Yüksek Denetleme Kurulu raporunda da var, özetini söylüyorum, biraz önce de ifade ettim: "Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü 17'nci Bölge Müdürlüğünün 2008 tarih ve 871 sayılı yazısıyla yapılan tescilin yolsuz tescil olduğu" yönünde görüş belirttiği görülmektedir. Sizin bürokratlarınız bu yazının üst taraftaki safahat kısmını yorumlayarak, "İşte, daha önce Kütahya Şeker Fabrikası bunun harçlarını ödemiş, parasını ödemiş, dolayısıyla Kütahya Şeker Fabrikasının malı gibi görünüyor." diyerek sizi öyle yanıltıyorlar. Lütfen bu bürokratları benim de olduğum bir ortamda hep beraber tartışmaya çağırın.
Dolayısıyla konu budur. Bunun mutlaka üzerine gideceğinizden adım gibi eminim. Biz zaten konuyu yargıya taşıdık. Cumhuriyet savcılığına yaptığım suç duyurusu sonucunda konu tekrar gündeme geldi ve en son Bölge İdare Mahkemesinin konuyu yeniden müzakereye değer görüp müracaatımızı kabulünün ardından cumhuriyet savcılığına kamu davası açılmak üzere dosya iade edildi, cumhuriyet savcılığı kamu davasını açtı ve bu açılan dava sonucunda üç ay hapis cezası alındı. Öyle, bürokratların size söylediği gibi TÜRKŞEKER'in temsilci olmadığı için tapuyu verdiğinden dolayı ceza almadı, lütfen. Yani bunu özellikle istirham ediyorum, inceleyiniz.
Bu konuyla ilgili Yüksek Denetleme Kurulunun -biraz önce bahsettiğim- 120 ve 121'inci sayfalarında yer alan ifadelerden sadece birini size okumak istiyorum: "Türkiye Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi adına kayıtlı olan taşınmazın tashih talebinin adı geçen tüzel kişilik veya Özelleştirme İdaresi Başkanlığının talebine istinaden yapılması gerektiği -böyle bir talebiniz yok, devam ediyorum- Kütahya Şeker Fabrikası AŞ'nin talebe ilişkin tasarruf yetki belgesinin olmadığı -evet- bu nedenle 20/05/2005 tarih ve 3130 yevmiye numarası ile Kütahya Şeker Fabrikası Anonim Şirketi adına tashihen tescil işleminin yolsuz tescil olduğu düşünülüyor ise de -gelen yazılardan bahsetmiş- konunun makamınızca incelenerek verilecek talimata göre işleme yön verileceği?" içerikli yazı yazan aynı Bölge Müdürlüğü, Özelleştirme İdaresi Başkanlığınca yazılan 27/01/2010 tarihli yazısında yukarıdaki görüşün aksine, taşınmazın gerçek malikinin Kütahya Şeker Fabrikası AŞ olduğunu belirtmektedir.
Yazıya maalesef ben de sahip oldum. Sizin, Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ Genel Müdürlüğünün söz konusu bu rapora istinaden cevaplanmak üzere yazdığı 10 Şubat 2011 tarihli yazıdaki bir ifadeyi okumak istiyorum Değerli Bakanım: "Tapu kaydının TÜRKŞEKER AŞ adına yapmış olduğu? Tapunun TÜRKŞEKER AŞ adına olduğu kesin bir karine olarak görülse dahi? Açılacak davalar sonucunda tapu iptal ve tescil davasının TÜRKŞEKER AŞ aleyhine sonuçlanma olasılığının yüksek olduğu düşünülmektedir."
Değerli Bakanım, bir bürokrat bu yazıyı nasıl yazar? Bu memleket hukuk devleti değil mi? Önceden size diyor ki: "Bu işle uğraşmayınız. Dava açsanız dahi TÜRKŞEKER bunu kaybedeceğe benziyor." Değerli Bakanım, ne olur, gözünü seveyim, bu ülke hukuk devleti, biz buna inanıyoruz, sizin dürüstlüğünüze de sonuna kadar inanıyoruz. O bürokratlarla aynı ortamda, tekrar söylüyorum, her konuda tartışmaya hazırım. Ben dört yılımı verdim bu konuya. Verdiğim -maddi- parayı saymıyorum ama dört yıldır bizzat memleketimin problemi olan bu konuyu savundum ve bugün gelinen noktada sizin bu konuya hassasiyetinizi tekrar göstereceğinizi düşünüyorum.
Değerli milletvekilleri, işte, özelleştirme örneklerinden birisi bu. Şimdi, bu şeker fabrikaları neden önemli? Bu şeker fabrikalarının arazilerinin tamamı bulunduğu illerin en merkezî alanlarında, artık arsa oldular, burada rant var, burada çok büyük gelirler var. Bahsettiğim 112.907 metrekarelik arazi şu anda Kütahya'nın merkezinde çok değerli bir arsadır, sadece onun bedelinin ben en az 30 trilyon ettiğini iddia ediyorum. Bu fabrika 25 trilyona alındı. Daha 1.500 dönümden fazla arazi var burada. Dolayısıyla yapılan hukuksuzluğu, usulsüzlüğü yargı makamlarının da tarafsızlığına güvenerek takip etmeye çalışıyoruz ama bürokratlar bu ülkeyi yönetmiyor. Siyasi sorumluluk Sayın Bakanın, sizlerin, bizlerin. Millet bizim yakamıza yapışıyor, bunlara yapışmıyor. Bürokrat maaşını alıyor tıkır tıkır, yazısını da Bakana imzalatıyor, gönderiyor. 45 tane önergenin birçoğu cevapsız kaldı değerli milletvekilleri. Gelen önergelerin cevaplarının hepsi de aynı mantıkta. Bir yazı yazmışlar, standart yürüyor. Ben Sayın Bakanın tabii ki o iş yoğunluğunda her önergeyi tek tek nasıl cevapladığına bakacağına ihtimal vermiyorum, bakması da gerekmez ama yanında, beraber çalıştığı bürokratların bu bakanları kandırmaması lazım, doğru bilgi vermesi lazım. Dolayısıyla, sizin bu konudaki hassasiyetinize güveniyorum.
Değerli milletvekilleri, bu konuyu son kez bir kez daha açmak zorunda kaldım ama şu anda bu konuyla ilgili yapılacak işlem bellidir. Bir, bu işlemleri yaptıkları hâlde Sayın Bakanı yanıltan bürokratlar hakkında mutlaka resmî işlem yapılmalıdır. İki, TÜRKŞEKER AŞ kendisinin malını "Bu mal benim." deyip tapu iptal davası açarak geri isteyecektir, başka bir şey kalmamıştır.
OKTAY VURAL (İzmir) - Hangi bakan zamanında olmuş o?
ALİM IŞIK (Devamla) - Sayın Maliye Bakanı Unakıtan zamanında.
Dolayısıyla, Sayın Unakıtan da bu konuyu çok iyi biliyor, kendisine de bizzat anlattım ama acı olan nedir biliyor musunuz? KİT Komisyonunda, Sayın Kacır'ın Başkanlığını yaptığı bir komisyonda bu konuyu enine boyuna yarım saatten fazla değerli Komisyon üyeleriyle tartışmamıza rağmen, bu 2009 raporu kaldır indir yöntemiyle oylandı ve kapatılmaya çalışıldı.
O tutanakları lütfen incelettirin Sayın Bakanım.
Tekrar hepinizi saygıyla selamlıyor, bu bütçenin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Bu tür olayların bu ülkede bir kez daha yaşanmamasını temenni ediyorum.
Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim.