GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇALIŞANLARIN SIKINTILARINA VE İDARENİN SENDİKALAR ÜZERİNDEKİ BASKILARINA İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:72
Tarih:29.02.2012

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bugün, ben, ülkemizde giderek adı unutulmaya başlanan çalışanların sıkıntıları ve sorunlarına ilişkin gündem dışı söz aldım.

Tabii ki bu konuda, özellikle de idarenin baskıları üzerinde duracağım, çünkü ülkemizdeki örgütlülük oranı hepiniz tarafından biliniyor. Bugün çalışanların, Çalışma Bakanlığı istatistiklerine göre örgütlenme oranı sendikalarda yüzde 59 ama fiilî durum bunun tam tersini gösteriyor, 5,9 oranında sendikalaşma oranı var. Ülkemiz buna bile tahammül edecek durumda değil.

1980 yılında ülkemiz nüfusu 45 milyon iken sendikalı işçi sayısı 2,5 milyon idi, bugün nüfus 75 milyon, sendikalı işçi sayısı, toplu sözleşmeden yararlanan, 600 bin dolayında. Bu, resmî rakam konumunda açıklanan rakamlar, Çalışma Bakanlığı da bunu doğruluyor.

Tabii, örgütlenmek çok zor, çalışmak çok zor. Bugün, biraz sonra belki gündeme getireceğim, kış ortasında Hey Tekstil işçileri de sokağın ortasında yirmi günden bu yana, alacakları için, işleri için direniyorlar, onlara da buradan selamlarımı iletiyorum.

Değerli arkadaşlar, bildiğiniz gibi Anadolu Ajansında Genel Müdür değişimi Ağustos ayında gerçekleştirildi, 3 Ağustosta yeni Genel Müdür göreve geldi. Yeni göreve geldi, baktı ki herhâlde Genel Müdür, Türkiye'de basın ve medya kuruluşlarında, gazetelerde, basın çalışanlarında hiçbir sendikalı yok, sendikalar sadece Anadolu Ajansında, TGS'de örgütlenmişler. Hemen harekete geçti, birdenbire Anadolu Ajansında çalışanları Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Tek aracılığıyla tek tek çağırtıp, büyük bir bölümünü emekliliğe zorlamaya başladı. Emekli olmayanlara tayin tehdidi, yurt içinde başka illerde ya da yurt dışında görevlendirme tehdidiyle baskılama sonucunda emekliliğe başvuranlar "İdarenin baskısıyla" demediler, "İdarenin isteği üzerine emekli oluyorum." dediler.

Bunun üzerine, idare buna tahammül edemedi ve dedi ki: "Yaptığınız doğru değil, bu dilekçenizi değiştirin."

Tabii, dilekçeyi değiştirme taleplerini de idare, izinlerini onaylamamakla tehdit etti ve pek çoğundan istifa dilekçesi aldı. Bunlardan -isimlendirmekten hiç çekinmiyorum; arkadaşlar da bu konuda yetki verdiler- Veli Güney, yirmi üç yıllık çalışan, emekliliğe zorlanmak amacıyla 11 Temmuzda parlamento muhabirliğinden Anadolu Ajansının Yurt Haberleri Müdürlüğüne tayin ediliyor. 4 Ekim 2011'de emekli olması için baskı yapılıyor. Kabul etmeyince, sınır ötesi harekâtı izlemek için Hakkâri'ye görevlendiriliyor. Döner dönmez Van depremini izlemek için görevlendiriliyor. Hiçbir haberi Van depreminde yayınlanmıyor. Oradan gelir gelmez, saat 16.00'da bir tebligat, "Sen Uganda'ya görevlendirildin." diyorlar ve arkasından da tekrar Somali'ye görevlendirildi.

Yine Hediye Levent, 1/6/2008 tarihinden itibaren Şam muhabiri olarak sigortasız çalıştırılıyor ve 5 Ağustos tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeden tazminatsız işten atılıyor.

İşin ilginç yönü, demin söylediğim Veli Güney istifa ediyor baskılara dayanamayınca, SGK'ya müracaat ediyor, iki gün sonra idare, tazminatsız işten çıkışını veriyor.

Süheyla Kaplan öyle, Mehmet Ekizoğlu öyle, Sait Karaduman öyle; yani bunu çoğaltmak mümkün.

Genel Müdürlük bununla da kalmıyor. Sendika yetkilileri görüşmeye çalışıyor, görüşmeleri kabul etmiyor idare ve daha sonra, baskıları işçilere bir bildiriyle öğle saatinde duyuran İş Yeri Sendika Temsilcisini, Ebubekir Şahin, Genel Müdür Yardımcısı, çağırıyor, sinkaflı bir şekilde -buradan söylemeye ben utanıyorum- tehditle sendika temsilcisi İbrahim Koç'a küfrediyor.

Değerli arkadaşlar, Anadolu Ajansında şimdi sorulması gereken pek çok soru var. Pek çok iş taşerona veriliyor. Taşeron şirketlerde insanlar sigortasız çalıştırılıyor. Muhabirlerin yapması gereken işler taşeron şirketler eliyle gördürülmeye başlandı. Pek çok çalışan sigortasız çalıştırılıyor ve bütün çalışanlar baskı altında. İdare, en kötüsü, sendikayı olağanüstü kongreye getirebilmek için istifaya zorluyor. Bütün bunların?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Çetin.

İZZET ÇETİN (Devamla) - Teşekkür ediyorum.

Bütün bunların idare tarafından tek başına yapılması mümkün değil, herhâlde ilgili bakan bu konuda gerekli talimatı veriyor; cevaplandırılmasını diliyorum.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)