| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 38 |
| Tarih: | 15.12.2011 |
AK PARTİ GRUBU ADINA AYDIN ŞENGÜL (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı üzerine AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlarım, toplumun geleceği kendi iç dinamiklerine dayanan sağlıklı nesillerin yetişmesine bağlıdır. Şehirler insan topluluklarının evi, yuvası, yaşam alanıdır. Şehirlerin yapısı, ruhu insanı etkiler, insanlara şekil verir. Şehirler iyi tasarlanırsa içinde yaşayan insanlar mutlu olur. Eğer şehirler iyi tasarlanmazsa içinde yaşayan insanlar mutsuz ve karamsar olur.
Ülkemizde şu anda gündemde olan stratejik konulardan birisi hepimizin bildiği gibi çarpık kentleşme ve bölgelerin dönüşüm ve yenilenmesidir. Esasen, kentsel dönüşüme ihtiyaç duymamıza neden olan en önemli süreç içerisinde bulunduğumuz ulusal ölçekte bir planlama stratejimizin bulunmamasıdır. İlk kez 1960'larda benimsenen plan fikri 1980'lerde sosyal ve fiziksel plan alanından tümüyle terk edilerek yerini tesadüfiliğe, keyfîliğe, "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler."e bırakmıştır.
Değerli arkadaşlar, planlamanın yalnızca yerel yönetimlere bırakılması görünüşte daha demokratikti ancak yerel yönetimlerdeki kadro ve bilgi eksikliği ve aynı zamanda öngörüsüzlük planlama alanındaki başarısızlığı göstermekte gecikmedi. Nüfusu 2 bine ulaşan köy ve kasabaları belediye ilan ettik. Tüm planlama yetkilerini bu belediyelere verdik. Maalesef hepimizin de, böyle, geçmişe baktığında gördüğümüz gibi planlar kâğıt üzerinde kaldı, hiçbir zaman uygulanamadı, doğa tahrip edildi, birçok insanlara peşkeş çekildi. Hepinizin bildiği gibi hızlı nüfus artışı, kırdan kente göç, kentlerimizde hızlı bir kentleşme süreci doğurdu. Bu kentleşme sonucunda kentlerimizin çeperinde hızlı gecekondulaşmalar oluşmaya başladı. Zira, kent çeperlerinde yer seçen bu gecekondu alanları kentlerin gelişim alanlarını tıkayarak kentin sağlıklı büyümesini ve gelişmesini engellemekte. Ayrıca, sit alanlarını, orman alanlarını, tarım alanlarını, su havzalarını, yeşil alanları, tarihî dokuyu, kısacası doğayı tahrip etti.
Değerli arkadaşlar, kanser hücrelerini oluşturduk şehrimizin çeperlerinde. Şimdi, günümüzde bu kanser dokularından kurtulmamız gerekiyor, şehirlerimizin önünü açmamız gerekiyor. Hemen kentsel dönüşüm gündeme geldiğinde herkes net bir şekilde, irdelemeden, arka planına bakmadan "Kentsel dönüşüm rantı doğurur, AK PARTİ Çevre ve Şehircilik Bakanlığını kurdu, kentsel dönüşüm yapacak, belli insanlara rant sağlayacak." gibi yaklaşımlarda bulunuyor.
Değerli arkadaşlar, soruyorum: Bu sağlıksız yapılaşmanın, bu gecekondulaşmanın oluşmasında geçmişte herkesin payı oldu. Biz, geçmişte kimseyi suçlamak istemiyoruz. Bugün bu sorun elimizde, bunu çözmemiz gerekiyor. Bize öneri sunun. Bu insanları o sağlıksız bölgelerde yaşamaya mahkûm mu edelim? Onların günahı ne? Sonuçta, o bölgelerde yaşayan insanlar huzursuz, mutsuz, beklentilerini karşılayamadığı, devletine ve milletine küskün ve sağlıklı nesiller yetiştiremiyoruz.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Nasıl sosyal politikalar, ekonomi, millî eğitim politikası, sağlık politikası ne kadar önemliyse, çevre ve şehircilik politikası o kadar önemlidir.
Burada, geçmişte, sağlıksız yapılaşmış olan kentlerimizin acil bir şekilde tedavi edilmesi gerekiyor. Bunun tedavi şekli de kentsel dönüşümdür. Evet, bu kentsel dönüşümde dikkat etmemiz gereken önemli bir iki husus var. Bu kentsel dönüşümü yaparken sadece fiziksel dönüşümü yapmayacağız. Burada sosyal dönüşüm de çok önemli. İnsanlar köylerinden, kırlardan kente göç ederken hâlâ o köydeki yaşam şeklini şehirde yaşamaya çalışıyor. O eğitimi, o dönüşümü devletimiz, devletimizin kurumlarıyla iş birliği içerisinde o insanlara sağlamamız gerekiyor. İnsanları, o belki küçük bahçeli evlerinden apartman dairelerine geçirdiğimizde o psikolojiye hazır duruma getirmemiz gerekiyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
AYDIN ŞENGÜL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, beş dakikada bu kadar anlatabildim.
Hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Şengül.