GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BİLGİ TOPLUMU OLMA YOLUNDA BİLİŞİM SEKTÖRÜNDEKİ GELİŞ-MELER İLE İNTERNET KULLANIMININ BAŞTA ÇOCUKLAR, GENÇLER VE AİLE YAPISI ÜZERİNDE OLMAK ÜZERE SOSYAL ETKİLERİNİN ARAŞTIRILMASI AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGELERİN ÖN GÖRÜŞMELERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:68
Tarih:21.02.2012

ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Bugün Meclisimiz mutabakat içerisinde iktidar ve muhalefet partilerine mensup milletvekillerimiz tarafından verilen farklı birkaç önergeyi de dikkate alarak Türkiye'nin bir problemine çözüm bulmayı amaçlamıştır. Sevindirici bir gelişmedir. Özellikle bilişim ve İnternet kullanımının gerek aile yapımız gerekse çocuklarımız üzerindeki olumsuz etkilerini araştırarak alınması gereken tedbirlerin neler olması gerektiğini ortaya koyacağımız bir çalışmanın başlangıç görüşmelerindeyiz. İnanıyorum yüce Meclis bunu oy birliğiyle kabul edecek ve Türkiye'nin bir problemine daha çözüm bulmayı sağlayacaktır.

Bilindiği gibi İnternet'in, benden önceki değerli konuşmacıların da ifade ettiği gibi sayısız yararları üzerinde durmanın bir anlamı yok. Ancak, İnternet'in ülkemizde pahalı bir kullanım bedeline sahip olduğunu ve güvenli olmadığını ifade etmeden geçemeyeceğim. Ancak, ciddi sakıncalarının olduğu hepimiz tarafından bilinmektedir. Her şeyden önce, çocukların sağlığına zarar verecek zararlı oyunların rahat kullanıldığı bir ortam hâline gelmiştir. Yine tacizler ve özellikle de siyasi rekabette rakipleri linç etme aracı olarak  kullanılan önemli bir veri iletim ağı hâlindedir. En somut örneği, 12 Haziran 2011 genel seçimleri öncesinde Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili adaylarına ve divan üyelerine yapılan haksız ve özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı uygulamaları aziz milletimiz yakından görmüş ve buna "dur" demiştir. Ama bu konuyla ilgili maalesef o günden bugüne Türkiye Cumhuriyeti Hükûmeti ve Türk yargısı kılını dahi kıpırdatmamıştır. İşte İnternetin zararlarından birisi bu olmuştur.

Bir diğeri, özellikle çocukların? Benim de konuşma yapacağım önergede değindiğim konudur ki, çevrim içi oyunların neden olduğu kayıt dışı sanal ticaretin her geçen gün büyümesi ve Türk ekonomisine çok ciddi zararlar verecek boyutlara ulaşması konusudur. Bugün birçoğumuzun ailesinde, özellikle ilköğretim ve ortaöğretim çağındaki çocuklarımızın İnternet başında saatlerini harcaması ve özellikle de "kahraman" diye tanımlanan oyunlarda süper güç sahibi olan karakterlerin elde edilmesi için, cep harçlıklarını ve cep telefonları üzerinden kontör satın alarak nereye gittiği belli olmayan harcamaları kontrol altına alacak bir düzenlemeye acilen ihtiyaç vardır. Eğer doğruysa, bugün İnternet ortamında ulaşılan bilgilere baktığımızda, on-line olarak oynanan İnternet oyunlarının sadece ülkemizde 2 milyonun üzerinde kullanıcısı olduğu ve bu oyunların dünya genelinde yıllık cirosunun 50 milyar doların üzerinde olduğu söylenmektedir. Ha, Türkiye'ye bundan ne kadar düşmekte onu bilemiyorum. Dolayısıyla bu oyunlarla ilgili bir kontrolün mutlaka sağlanması gerekiyor ve ailelerin aile düzenini bozan, hatta evliliklerin yıkılmasına kadar varan bazı bu zararlı oyunların önüne geçilmesinin Türkiye için yararlı olacağını düşünüyorum.

Değerli milletvekilleri, bu vesileyle birkaç konuya da değinmeden geçemeyeceğim. Özellikle, Türkiye'de kamu kurum ve kuruluşlarında kullanılan işletim sistemi ve yabancı kaynaklı yazılımların hiçbir garantisi yoktur, güvenliği de yoktur. Bugün Türkiye'nin gizli bilgilerine Amerika'dan veya herhangi bir başka ortamdan anında ulaşılabilmesi tehlikesini mutlaka bu ülkenin çözmesi lazım.

Cumhuriyet Halk Partisi Grubuna mensup değerli konuşmacının da ifade ettiği gibi, özellikle TÜBİTAK'ın geliştirdiği Pardus yazılımının mutlaka desteklenmesi ve yerli yazılımların bu alanda mutlaka teşvik edilmesi gerekiyor. Bu konuda Milliyetçi Hareket Partisi Grubu milletvekilleri olarak verilmiş bir kanun teklifimiz vardır. Yerli yazılımların KDV oranının sıfırlanması ve bu uygulamanın 2023 yılına kadar devamını sağlayan kanun teklifimiz Meclis gündemindedir. Eğer uygun görürseniz, bu konuya tedbir olma açısından bu kanunun mutlaka yasalaşmasını sağlamamızda yarar olduğunu düşünüyorum.

Özellikle İnternet'in ve İnternet kullanımının sahibinin belirsiz olduğunu da ifade etmek istiyorum. Bugün konuyla ilgilenen iki bakanlığımız vardır: Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı, bir de Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı. Bu bakanlıklara sorduğunuzda, "Sizin hanginiz bu bilişim sektörünün sahibi?" dediğinizde ikisi de "Sahibiyiz." diyor ama gerçek sahibi? Gerçek sahibi yok. Suçlar ve teknoloji boyutu ayıklanabilir. Eğer yeni bir bakanlık ihdası mümkün görünmüyorsa? Ki herkes koltuğuna oturdu, kolay kolay bunlar bırakılmayacağına göre, o zaman yeni bir bakanlık kurulması bir başka bahara kaldı, en azından bu dönem için. Hiç olmazsa internetteki bu paylaşımın bakanlıklar nezdinde yapılması gerekiyor.

Bir teknoloji midir? Evet teknolojidir ama öbür taraftan da zararlı bir teknoloji ve suç unsuru taşıyan bir teknolojiyse ve sektör bundan ciddi anlamda hem maddi hem manevi zarar görüyorsa bunların ayıklanarak sahiplerinin mutlaka belirlenmesi gerekiyor. Elimizde ne var bu konuyla ilgili? Elimizde bir tane kanun var, 5651 sayılı Kanun, İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun. Kanun'un 8'inci maddesinde erişime engellenmenin gerektiği suçlar sayılmış. Bunlardan birisi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda yer alan intihara yönlendirme, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırma, sağlık için tehlikeli madde temini, müstehcenlik, fuhuş, kumar oynanması için yer ve imkân sağlama, bir de (b) fıkrasında Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun'da yer alan suçlar. Bunların dışındaki suçların şu anda erişimine herhangi bir şekilde engel getirilemiyor. Peki ne var bu suçlarda? Biraz önce bahsettim, eğer siz siyasi emelleriniz uğruna karşınızdaki rakibi linç etmek için bunu kullanırsanız bunun sahibi belirsiz. Elimde bazı örnekler var, inanıyorum sizler de mutlaka araştırmışsınızdır. Bakınız hastane müdürü Facebook'ta Başbakan aleyhine bir video iletiyi paylaştığı için sürgün edildi, müdürlükten oldu. Hiçbir işlem yapmamış, bir grubun paylaştığı video görüntüsünü yorum dahi yapmadan bir başka yere göndermiş ve bununla ilgili cezayı almış. Başka? Sağlık diliyorum, "Tayyip yiyor." dedi ceza aldı. Örnek? "PTT memuru Facebook'ta paylaştı maaş kesintisi ve kademe ilerlemesi cezası aldı."

Değerli milletvekilleri, bugün iktidarsınız. Eğer her iktidar sizin yaptığınız gibi bu aracı, İnternet'i, İnternet kullanımını, bilişim imkânlarını bürokrasiyi ezme, karşısındaki muhalefeti yok etme anlamında kullanırsa bu ülkede yeni yollar açmış oluruz. Hiçbir bürokratın siyasiyi elbette ki eleştirme hakkı yok ama paylaştığı siteden dolayı da -bir buçuk iki yıllık- müdürlüğü de elinden alınacak, böyle bir hukuki dayanak da yok. Sayın Bakan keyfine göre, istediği gibi cezayı verecek, onu oradan sürgün edecek, ailesini dağıtacak, bu da olmaz. O nedenle?

MUZAFFER YURTTAŞ (Manisa) - Seçilmişleri?

ALİM IŞIK (Devamla) - Seçilmişleri bürokratlara yedirdiğinizi geçen hafta gördük. Bu lafları lütfen atmayalım.

Ben burada bu konunun Türkiye için önemli bir konu olduğunu söylüyorum ama kimin kimi yediği veya kimin kime yedirildiği konusu vatandaşımızın gözü önünde cereyan ediyor, umarım bu konuda güzel şeyler olur. Ama bu ülkede kendi kanunu, yetkisi yokken PKK'yla müzakerede bulunan bir kişiyi kurtarmayı siz "Seçilmişleri bürokrata yedirmeyeceğiz." diye yorumluyorsanız o takdiri de size bırakıyorum.

Konunun yararlı bir konu olduğunu düşünüyor, tüm katkısı olan herkese teşekkür ediyor, hayırlı olmasını diliyorum.

Saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Işık.