GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:67
Tarih:16.02.2012

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Bu yasa teklifinin lehinde söz aldım. Bu yasa teklifine aslında "evet" oyu verecektim ama bu yasa teklifi devlet büyüğümüz Sayın Bülent Arınç'ın "Herkes yaptığının hesabını verecek." ilkesine aykırı olduğundan, bu yasa teklifi Anayasa'nın 2'nci maddesinde tanımlanan hukuk devleti ilkesine aykırı olduğundan, bu yasa teklifi Anayasa'nın 6'ncı maddesinde "Hiçbir makam ya da merci hiçbir kimse Anayasa'dan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanamaz." ilkesine aykırı bir şekilde Başbakana önceden sınırsız bir yetki verdiğinden, bu yasa teklifi yine Anayasa'nın 17'nci maddesinde tanımlanan bireylerin temel hak ve özgürlüğü kapsamında olan korkusuz ve özgür yaşama kuralına tehdit oluşturduğundan, yine Anayasa'nın 137'nci maddesindeki "Konusu suç olan konularda emir ve talimat verilemez, kanuna aykırı emir olmaz." ilkesine aykırı olduğundan, somut yürütülen bir soruşturmayı bertaraf etmek, onu yok etmek amacıyla getirildiği nedenle Anayasa'nın özellikle 138'inci maddesinin üçüncü fıkrasına açıkça aykırı olduğundan, bu kanun teklifi "Verdiysem ben verdim." dönemini başlatacağından, bu kanun teklifi yine faili meçhuller dönemi başlatacağından, bu kanun teklifi devlette illegal örgütlenmeler çağını, devresini başlatacağından, çocuklarıma karşı duyduğum tarihsel sorumluluğumun gereği "Evet." oyu veremeyeceğim arkadaşlar, "Hayır." oyu vereceğim. Çünkü ben bir hukukçuyum, milletvekili olmadan da önce bir hukukçuyum çünkü ben milletvekili olmadan önce de çocuklarıma karşı sorumluluk duygusu duyan birisiyim, milletime karşı sorumluluk duyan birisiyim. Bakın, sizin "Demokrasi var." dediğiniz bugünkü ülkede bu manzaralar sizin döneminizde başladı. Burada "Hâkimin zor anları." diyor. Biz 2009'un 20 Ekiminde, bu kürsüde Habur açılımıyla başlayan süreci tartıştık. O zaman hukuku eğip büktünüz. Hukuku götürdünüz, Habur'da mobil mahkemeler, çadır mahkemeleri kurdunuz. Orada hâkimlere karar verirken zor anlar yaşattınız. İnsan yaşamında pişman olacağı şeyler yapmamalı, utanacağı şeyler yapmamalı, eğer bir insan yaptıklarından utanacaksa o şeyi yapmamalı, eğer yapıyorsa da utanmamalı. Siz, Habur'da açılım yaptınız, onu yüreklice savunamadınız. Arkasından, o tarihten bugüne kadar terör örgütünün yöneticileriyle görüştünüz ama kendi yaptığınız görüşmeye "Devlet görüştü." dediniz. Ama bugün buraya getirdiğiniz bu kanun teklifi, aslında görüşmenin bizzat Başbakan tarafından yapıldığının somut göstergesidir. Görüştüğünüz hâlde o zaman neden "Görüşmüyoruz." diyorsunuz? Eğer görüşmüş olmak size göre ayıpsa, utanılacak bir şeyse, halka açıklanmayacak kadar ayıp bir olaysa niye görüştünüz? Efendim, gizli? Gizlilik kalmadı, her şey meydana çıktı. Bundan sonra niye söylemiyorsunuz?

Burada aslında sorgulanması gereken konu şu: Sayın Başbakan MİT mensuplarına ve Hakan Fidan'a hangi yasadan kaynaklı bir yetki veriyor? Sanki şöyle bir algı var: Sayın Başbakanın, MİT mensuplarını ya da Hakan Fidan'ı özel temsilci olarak oraya görevlendirme yetkisi varmış gibi, Anayasa'dan kaynaklanan böyle bir yetkisi varmış gibi bu sorgulanmıyor, gidenlerin yürütmenin verdiği bu yetkiye aykırı davranıp davranmadığı sorgulanıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, burada asıl sorgulanması gereken, Başbakan bunlara verdiği yetkiyi Anayasa'nın hangi maddesinden almıştır?

BAŞKAN - Sayın Öztürk, teşekkür ediyorum efendim.

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - O nedenle, ben sizin de tarihsel sorumluluğunuz gereği bu yasaya hayır oyu vermenizi istiyorum.

Saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Öztürk.