| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 16.02.2012 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sabahın bu saatinde hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle mevcut 2937 sayılı MİT Kanunu'ndaki 26'ncı maddeyi sizlere bir okumak istiyorum. Başlığı "Cezai takibat izni" (AK PARTİ sıralarından "Biliyoruz, biliyoruz." sesleri) Bilmiyorsunuz, okumamışsınız da onun için.
"MİT mensuplarının görevlerini yerine getirirken, görevin niteliğinden doğan veya görevin ifası sırasında işledikleri iddia olunan suçlardan ötürü haklarında cezai takibat yapılması Başbakanın iznine bağlıdır."
Şimdi size soruyorum: Oslo görüşmelerini Sayın Başbakanın özel temsilcisi olarak yaptığını söyleyen Sayın Hakan Fidan o tarihte MİT mensubu mu, değil mi? Değil, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı. İşte şimdiki bu kanun teklifindeki ilave ettiğiniz, bu maddeye ilave olarak "MİT mensuplarının veya Başbakan tarafından özel bir görevi ifa etmek üzere görevlendirilenlerin?" işte bu madde bunu getiriyor. O görüşmede MİT mensubu olmayan Hakan Fidan'ın cezai soruşturmadan men edilmesi için kanun teklifine imza atan arkadaşıma bir kez daha duyuruyorum buradan neye imza attığını. İlave ne var "veya" devam ediyor "?ya da 5271 sayılı Kanunun 250 nci maddesinin birinci fıkrasına göre kurulan ağır ceza mahkemelerinin görev alanına giren suçları işledikleri iddiasıyla, haklarında soruşturma yapılması Başbakanın iznine tabidir."
Şimdi 250'nci maddedeki suçları size sayıyorum:
"a) Örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen uyuşturucu ve uyarıcı madde imâl ve ticareti suçu veya suçtan kaynaklanan malvarlığı değerini aklama suçu,
b) Haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulmuş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde cebir ve tehdit uygulanarak işlenen suçlar." Bunlar ağır ceza mahkemesi tarafından takip edilir diyor.
İşte, değerli milletvekilleri, sizin bir türlü anlamak istemediğiniz ama bu kanun teklifiyle o tarihte MİT mensubu olmayan birisinin -Sayın Bakan hâlâ cevaplayamadı- hangi suçu işlediği için soruşturmaya alındığına bir türlü cevap alamadığımız soruşturma konusunun Başbakanın iznine bağlanması bu kanun teklifiyle gerçekleşecektir. Vicdanlarınız var mı bilmem çünkü bugüne kadar buradan herhangi bir komisyon başkanı "Hayır." dediği için bu milletvekillerinden bir tanesi, daha, doğru olan hiçbir şeye "Evet." demedi. İster deyin ister demeyin ama bu, bir gün size de lazım olacak. Eğer bu hukuka inanıyorsanız, bu hukuk er ya da geç bir gün size de lazım olacak.
Şimdi size soruyorum: 2011 dokuzuncu ay, on birinci ay, 2011 on ikinci ay ve 2012 birinci ayda dört tane yazılı soru önergesi vermiştim Sayın Başbakana bu konuyla ilgili. Dört soru önergesine cevap yok, ta ki ne zamana kadar? Dördünü birlikte 3 Şubat 2012 tarihinde Sayın Başbakan adına Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay Bey cevaplıyor. İki farklı cevap aynı tarihte. Önergelere atıfta bulunulmuş. Cevabın birinde son paragraf çıkartılmış, diğerinde unutulmuş. Son paragraf diyor ki Beşir Atalay Bey'den: "Ancak bütün bu çalışmalar yargısal süreçlerden bağımsız olup Anayasa'nın mahkemelerin bağımsızlığına ilişkin 138'inci maddesi uyarınca yargı makamlarına ve yargısal süreçlere hiçbir suretle müdahale edilmesi söz konusu olamaz." Aynı gün ikinci cevapta bu yok. Bir beyefendi -yani inanıyorum ki- bir bürokrat öğleden sonra Sayın Başbakanımızı uyarıyor, diyor ki: "Sayın Başbakan Yardımcım, böyle bir konu bize geldi -çünkü MİT'çiler var- bu paragrafı çıkaralım çünkü hazırlayacağımız kanun bunun tam tersi." Değerli milletvekilleri, kimseyi aldatmayalım. Sayın Başbakan adına cevap veren Başbakan Yardımcısı bugün burada yok. Burada diyor ki: "Bunlar yargıya müdahale konusu olamaz." ama bu kanun yargıya müdahalenin ta kendisi.
Anayasa'nın 138'inci maddesinin üçüncü fıkrasında, "Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisinde?"
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Cevap verildi bunlara?
ALİM IŞIK (Devamla) - Değerli Kardeşim, sen gelir konuşursun buraya, ne demek geç? Bana mı öğreteceksin?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen müdahale etmeyelim Hatibe, tamam.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Başkan cevap verdi onlara.
ALİM IŞIK (Devamla) - Beyefendi, gelip burada konuşursun.
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Cevap verildi.
ALİM IŞIK (Devamla) - Sana ne! Sana ne! Sana ne!
BAŞKAN - Sayın Işık, teşekkür ederim.
ALİM IŞIK (Devamla) - Sayın Başkan, bir dakika ilave?
BAŞKAN - Peki, sözünüzü bağlayın lütfen.
ALİM IŞIK (Devamla) - Değerli Kardeşim, siz burada konuşurken? Siz burada militanca gelip savunacaksınız.
BAŞKAN - Meclise hitap edelim, Meclise.
ALİM IŞIK (Devamla) - Biz burada, Anayasa'nın hükmüne aykırı işlem yaptığınızı söylüyoruz. Efendice oturunuz, hatibe söz atmayınız.
Değerli milletvekilleri, bunu unutmayınız, bunu herkese dağıtacağım. İşlediğiniz işlevin Anayasa'ya aykırı bir suç olduğunu tekrar hatırlatıyor, saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Işık, teşekkür ediyorum.