GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:67
Tarih:16.02.2012

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; MİT Kanununda Değişlik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin 2'nci maddesiyle ilgili verdiğimiz değişiklik önergesiyle ilgili Milliyetçi Hareket Partisinin görüşlerini ifade etmek üzere söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, yedi sekiz saattir iddialar ortada dolaşıyor. İddialar, Oslo görüşmelerinin de çok ötesinde ve tüyler ürperticidir. Mesela, 14 Temmuzda 13 Mehmetçik'in toprağa düşmesine neden olan eylemin talimatına bizzat MİT'in aracılık ettiği ileri sürülüyor. Yine, teröristbaşı Öcalan'ın Silvan olayından bir hafta sonra yazdığı mektupta, örgüte "Silah bırakmayın, savaşmaya devam edin." talimatı verdiği ve MİT'in bu mektuba da aracılık ettiği belirtiliyor. Mektupları PKK'ya ulaştıran MİT'çilerin güvenlik kuruluşlarına bilgi vermediği de iddialar arasındadır. Hele, PKK militanlarının güneydoğuda polis olmasının sağlanması yönündeki suçlama, KCK yapılanmasında MİT'in akıl hocalığı yapması, sokak eylemlerinde işi bizzat organize edenler arasında yer almasıyla ilgili suçlamalar yenilir yutulur türden değil.

Değerli milletvekilleri, bu iddiaları söyleyenler Anadolu'da Ali amca, Mehmet amca, Ayşe teyze, Fatma teyze değil, bu iddiaları söyleyenler Türkiye Cumhuriyeti'nin savcısı, Türkiye Cumhuriyeti'nin Emniyet Genel Müdürlüğünün polis teşkilatı. Şimdi, buradan şunu ifade etmek istiyorum: Şimdi, böyle iddialara maruz kalan MİT'in Türkiye devletinin MİT'i olması şansı var mı? MİT kendine güvenmiyor mu? Eğer siz devletin size verdiği görevleri yapıyorsanız, çıkın cumhuriyet savcısına açıkça ifadenizi verin, "Biz devletin bize yüklediği görevlerin gereğini yaptık." deyin. Bundan niye kaçınıyorsunuz? Yanlış yaptığınız bir iş mi var? MİT'i yıpratmaya kimin hakkı var? MİT bu ülkenin en önemli millî istihbarat teşkilatıdır. Türkiye Cumhuriyeti'nin Millî İstihbarat Teşkilatını kanunlarla, yasalarla sınırlayarak, koruyarak ömür boyu zan altında bırakmaya kimin hakkı var, kimin yetkisi var? Evet, hiç kimsenin yetkisi yok. Şimdi, burada Sayın Başbakan Yardımcısı diyor ki: "Ortaya çıkan şeylere baktığınızda işlenen herhangi bir suç yok, yapılan bir vazife var." Nerede Bekir Bozdağ Beyefendi?

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Arka tarafta.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Buradaysanız, neden korkuyorsunuz savcıya ifade vermekten?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Savcı mıymış, bir sorsaydınız.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Savcıya ifade vermekten niye çekiniyorsunuz? Arkasında durun işlerinizin. (AK PARTİ sıralarından "Niye bağırıyorsun?" sesleri) Evet, bağırırım, milletimizin sıkıntıları olduğu zaman haykıracağım, haykıracağım. Evet, siz yerinizde oturun.

MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Mevcut kanun buna izin vermiyor zaten, 26'ncı madde buna izin vermiyor.

OKTAY VURAL (İzmir) - Mahir Bey sataşmayın, Meclisin huzurunu bozmayın. Bak, Sayın Bakan sana bakıyor!

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi, şunu ifade ediyorum: Herkes çıkıp bu ülkede ifade veriyorsa MİT'i yıpratmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. MİT'in içerisinde? Burada MİT yetkilileri duruyor, MİT mensupları duruyor. Eğer içinizde KCK'yla iş birliği yapan varsa, vatanın birliğiyle, bütünlüğüyle ilgili sıkıntıya düşen varsa derhâl içinizden temizleyin. Millî İstihbarat Teşkilatı bu milletin en önemli kurumudur, hiç kimsenin yıpratmaya hakkı yok. Evet, Adalet ve Kalkınma Partisindeki arkadaşlara söylüyorum: Bakın, Sayın Başbakan, 28 Şubat sürecinde, biliyorsunuz, birileri çıktı, güç sarhoşluğuyla "Bin yıl bu ülkede 28 Şubat süreci sürecek." dedi, aynı güç sarhoşluğuna siz kapılıyorsunuz. Evet, ne diyordu Sayın Başbakan? "Üstünlerin hukuku değil, hukukun üstünlüğünü yerine getireceğiz." diyordu. Bugün, aynı güç sarhoşluğuna kapıldınız, aynı güç sarhoşluğu içerisinde hukukun üstünlüğü yerine yandaşlarınızın, yoldaşlarınızın hukukunu ortaya koyuyorsunuz.

Şimdi, biraz önce grup başkan vekilleriniz söyledi. Bakın, millete doğruları açıkça ifade edin. Burada çuvalladınız, ortada. Cumhurbaşkanlığında milletin iradesine gittiniz, "5 artı 5" dediniz, sonra milletin iradesine rağmen, ne yaptınız? Yedi yıla çıkardınız, Deniz Fenerinde aynısını yaptınız. Evet, şimdi buradan söylüyorum, içinizde bu işin teorisyenleri var, dediler ki: "Biz, Habur açılımı yapacağız, Kürt açılımı yapacağız." Habur'da çadır mahkemeleri kurdunuz, açılımlar yaptınız, teröristbaşıyla görüşmeler yaptınız.

Şimdi, sürem bitiyor ama, şunu söylüyorum: Eğer, sizin yaptığınız uygulamalardan dolayı bu ülkede bir tane vatandaşımızın burnu kanamışsa bunun hesabını sormak bizim boynumuzun borcu olsun.

Hepinizi saygılarımla selamlıyorum (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.

İBRAHİM KORKMAZ (Düzce) - Yaşa, yaşa!

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Siz çok güzel yakışıyorsunuz, oturun.