| Konu: | DEVLET İSTİHBARAT HİZMETLERİ VE MİLLİ İSTİHBARAT TEŞKİLATI KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 67 |
| Tarih: | 16.02.2012 |
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
İlk soru Sayın Reşat Doğru'nun. "Açılımlara bağlı olarak PKK terör örgütü militanları yurda giriş yaptılar ellerini kollarını sallayarak." dediniz. "Bunlarla kaç kez görüşüldü?" Birinci sorusu bu Sayın Doğru'nun.
Değerli milletvekilleri, 2009 yılında yaşanan o hadiseyle ilgili olarak, o gelen kişilerle herhangi yapılmış bir görüşme söz konusu değil, yurda giriş yapan kişilerle ancak -daha önce de ifade edildi, bu Parlamentoda çok konuşuldu- terör örgütü elebaşı 1999 yılında Türkiye'ye geldiğinde İmralı Adası'na hapsedildi ve yargılamaları, Ankara mahkemeleri tarafından, İmralı'ya gidilmek üzere adada yapıldı. Bu yargılamaların öncesi, esnası ve sonrasında, devletin ilgili, yetkili birimleri, Türkiye'ye geldiği günden itibaren, ihtiyaç duydukları zaman ve zeminde terör örgütü elebaşıyla görüşmeler yapmışlardır. Bu müteaddit kereler buradan ifade edildi. Bu sırada ve bugüne kadar görev yapmış tüm siyasi iktidarlar döneminde, ihtiyaç duyulduğunda belli görüşmeler yapılmıştır; asker bürokrasisi yapmıştır, istihbarat bürokrasisi yapmıştır, güvenlik bürokrasisi yapmıştır.
OKTAY VURAL (İzmir) - Hiçbir zaman siyasi görüşme olmadı.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - "Siyasi" demiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Siyaset, sizin siyasi görüşmeleriniz.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - "Siyasi" demedim Sayın Vural.
OKTAY VURAL (İzmir) - Biz siyasiden bahsediyoruz.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Vural, "siyasi" demedim. Söylediğim şudur: "Asker bürokrasisi görüşmüştür, istihbarat bürokrasisi görüşmüştür, güvenlik bürokrasisinden görüşenler olmuştur." dedim. Ben sözlerimin, ne söylediğimin farkındayım.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Anayasa müzakeresi yapmışlar mı?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Ve değerli milletvekilleri, zaten bir devletin, ülkesinde var olan böylesi yakıcı bir problemi çözmek için şayet bir imkân varsa, elinde böyle bir enstrüman varsa bunu kullanmaması, bu yola müracaat etmemesi sorgulanması gereken bir olaydır. Dünyanın hangi ülkesi vardır ki elinde böyle bir imkân varken bu imkânları kullanmış olmasın. Türkiye'de mevcut kanın, mevcut şiddetin durması, sonlanması, anaların ağlamaması için çare arayan güvenlik bürokrasisi, siyasetçi, ne derseniz deyin?
OKTAY VURAL (İzmir) - Anaların ağlamamasıyla ne alakası var!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Vural?
OKTAY VURAL (İzmir) - Türkiyelilik safsatasıyla, özerk Kürdistan'la ne alakası var!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Eh o zaman sayın milletvekilleri?
BAŞKAN - Lütfen, lütfen karşılıklı konuşmayınız Sayın Vural.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - ?burada bu görüşmeler başladıktan sonra üç siyasi partinin değerli sözcüleri yirmişer dakika çıkıp konuştular. Epeyce de ithamlarda bulundular, ağır laflar ettiler ama?
OKTAY VURAL (İzmir) - Daha var arkası, 12 tane ses kaydı var.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Ama bizim demokrasi anlayışımız, demokratik kültürümüz, muhatabımıza saygımız? İktidar partisi sözcüsü çıktığında başladı laf atmalar, Hükûmet adına çıkıp konuşma yapan Başbakan Yardımcımıza aynı şekilde müdahaleler. Şimdi on dakika süreyle soru sordunuz, o sorularınıza cevap vermeye çalışıyorum; ama görüyorum ki, ne kürsüden konuşana imkân sağlamak istiyorsunuz, ne oturduğu yerden sorularınıza?
OKTAY VURAL (İzmir) - Demagoji yapma!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - ?belli bir sühulet ile cevap vermeye çalışan Hükûmet mensubuna imkân sağlıyorsunuz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Demagoji yapma! Demagoji yapmayın sorulara cevap verin. Yan çizmeyin!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Lütfen sabote etmeyin?
OKTAY VURAL (İzmir) - Yan çizmeyin!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - ?mümkün olduğu kadar buradan çok soruya cevap vermeye çalışıyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sorulara ciddi cevap verin.
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Ergin.
Sayın Vural lütfen?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Bu şekilde bir diyalog söz konusu değildir.
OKTAY VURAL (İzmir) - Sorulara cevap vermiyorsunuz.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Siz grup başkan vekilisiniz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Siz de Bakansınız, sorulara mertçe cevap verin!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Lütfen, lütfen?
BAŞKAN - Sayın Ergin, devam ediniz.
OKTAY VURAL (İzmir) - Hukuku ihlal ettiniz Habur'da.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Değerli milletvekilleri?
BAŞKAN - Sayın Vural, lütfen karşılıklı konuşmayınız.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Sayın Başkan, böyle bir usul yok ki efendim!
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Değerli arkadaşlar, herkes kendine yakışanı yapacaktır, biz işimize bakalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Bu kanunu çıkarmak size çok yakıştı Sayın Bakan.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Bugüne kadar bu görüşmeler yapılmıştır ve bundan sonra da ihtiyaç olması hâlinde devlet güvenlik birimleri, istihbarat birimleri ihtiyaç duyarsa bundan sonra da bu görüşmeler yapılır.
OKTAY VURAL (İzmir) - Size, PKK'yla müzakere edenlere karşı soru sormayı yakıştırırız biz, soru sorma yüreğimiz var.
MAHİR ÜNAL (Kahramanmaraş) - Soru sorun ama soruyu usulüne göre sorun.
AYŞE NUR BAHÇEKAPILI (İstanbul) - Dinleyin, dinleyin!
OKTAY VURAL (İzmir) - Bak sen de usulüne göre konuşmuyorsun ya, ya? Gördün mü? Yakışanı yapıyorsun Mahir Bak sen de.
BAŞKAN - Lütfen?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Bir ikinci konu: İstihbarat birimlerinin İmralı'daki hükümlüyle ilgili neler görüşüldüğü, neler görüşülmediği, bu görüşmelerde mutabakata varılıp varılmadığı, herhangi bir mutabakat zaptı yapılıp yapılmadığına ilişkin birçok laf söylendi.
Değerli milletvekilleri, doğrusu bu görüşmelerde siz de yoktunuz, biz de yoktuk.
OKTAY VURAL (İzmir) - Siz varsınız, vardınız. "Siyasi talimat" diyor Ahmet Davutoğlu.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Bu görüşmelerin sonucunda şayet Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve o devletin yönetiminde var olan Parlamentonun içinden çıkmış yetkili Hükûmetin, güvenoyu almış Hükûmetin kabul edebileceği bir zemin oluşmuş olsa bunu getirip bu Parlamentoda gereğini yapmak üzere harekete geçerdik.
OKTAY VURAL (İzmir) - Tabii, tabi?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - İstihbarat örgütleri dünyanın her yerinde iyi insanlarla görüşmek için var olan örgütler değildir. Suçla, suçluyla, bunları önlemeye dönük organizasyonlar için çalışır istihbarat örgütleri. Dolayısıyla burada makul bir sonuca ulaşır ise bunlar uygulanmak üzere bir yere gelir. Muhatabınız hiç akla hayale gelmedik şeyler söyleyebilir, talepte bulunabilir ama bunlar kabul edilmediği sürece sadece o talebi dile getireni bağlar. Bizim bu görüşmeleri yapan istihbarat birimlerinin Hükûmetimize bu noktada yapmış olduğu herhangi bir telkin yoktur. Hükûmetimizin bu noktada, siyaset kurumunun bu noktada vermiş olduğu herhangi bir söz ve taahhüt söz konusu değildir, çok açık ilan ediyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - "Siyasi talimat" dedi Ahmet Davutoğlu.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Sakık'ın sorusuna geçiyorum: Sayın Sakık "Habur ve sonrası görüşmeler neden yapılmıştır? Şu anda bunun hesabı sorulmaktadır." neviden bir soru sordular. Ayrıca savcının bu soruşturmadan el çektirildiği ve aynı savcının KCK soruşturmasına neden devam ettirildiği sorusunu sordu.
Değerli milletvekilleri, hepiniz izliyorsunuz, bir sonraki sorunun sahibi Sayın Şandır benzer bir soru sordu: "Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya görevden alınmış idi, buna karşı çok yoğun tepki koydunuz; şimdi bir başka Sarıkaya görevden alındı, niçin buna herhangi bir tepki koymuyorsunuz?"
İki soruyu birleştirerek cevaplandırmaya çalışacağım. Habur sonrası görüşmeler vesaire bu sizin yorumunuz. Ben, bununla ilgili, şu anda süreç devam ettiği için, herhangi bir değerlendirmeye girmeyeceğim ama savcının elinden dosyanın alınmasıyla ilgili hadise, tamamen İstanbul Başsavcılığının yapmış olduğu bir tasarruftur.
ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Sizden bağımsız mı yapıyorlar?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - HSYK, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun, savcının elinden bu dosyanın ilgili bölümünün alınmasına dair herhangi bir tasarrufu yoktur.
AYTUN ÇIRAY (İzmir) - Deniz Feneri ne oldu?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - KCK soruşturmalarına devam etmesine ilişkin karar da ilgili Başsavcılığın tasarrufudur, uygulamasıdır.
Sayın Şandır "Ferhat Sarıkaya'ya tepki gösterdiniz, buna niye göstermiyorsunuz?" dediniz.
Değerli milletvekilleri, şöyle bir hatırlayalım: Van Savcısı Ferhat Sarıkaya, hazırlamış olduğu bir fezleke sonrasında hem dosyadan alındı hem de meslekten ihraç edildi. Bu meslekten ihraç hadisesinin, o savcının varsa yapmış olduğu bir yanlış, buna bağlı olarak şikâyete dayalı bir işlem yapılabileceği ama HSYK'nın yapmış olduğu ihraç tasarrufunun mevcut Hâkimler ve Savcılar Yasası'ndaki gerekçelerin hiçbirine dayanmadığı ve bunun keyfî bir ihraç olduğunu ifade ettik. Oysa önümüzdeki uygulamada Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna uzanmış herhangi bir el çektirme de yoktur, herhangi bir görevden alma işlemi de yoktur. Yapılan şey, soruşturmayı yürütmekle görevli olan İstanbul Başsavcılığı, ortaya çıkan tablo karşısında ve gerekçesini de ifade etmiştir. Bir tanesi, Başsavcılığımız bu konuda bilgilendirilmemiştir bu kadar önemli bir tasarruf yapılır iken. İkincisi de bu soruşturmanın gizliliğine riayet edilmemiştir. Dosyanın içerisinde taraf avukatlarından, taraflardan saklanmış olan bilgilerin tüm basın yayın organlarında çarşaf çarşaf yayınlanmış olması sebebiyle elindeki bu soruşturmadan el çektirilmesi kararı verilmiştir. Bu da ilgili Başsavcılığın tasarrufudur. O savcı şu anda görevinin başındadır, elindeki diğer soruşturma dosyalarına ilişkin çalışmalarını yapmaktadır. Van Savcısı Ferhat Sarıkaya'yla bunun arasında bir benzetme yapmak çok yanlış olur kanaatindeyim.
MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Sayın Bakan, o zamanki beyanlarınız yanımda. O zaman dosyadan alınmasına tepki koymuştunuz.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Aynı ikinci sorunuz "KCK ve soruşturma yapan savcı ve polisleri görevden aldınız." diyorsunuz. Tabii güvenlik güçleriyle ilgili tasarruf Emniyet Teşkilatının, İçişleri Bakanlığımızın, onun gerekçesini bilmiyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Hükûmeti temsil ediyorsunuz.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Onunla ilgili gerekçeyi ilgili bakanımızdan sorar size yazılı olarak bilgi veririm.
OKTAY VURAL (İzmir) - Dokunan yanıyor. KCK'ya dokunan yanar.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Ama KCK soruşturmasını yapan savcıya biz görevden el çektirmedik, biraz önce ifade etmiştim.
Sayın Başkanım, kalan sorulara yazılı olarak cevap vereceğim. Süremiz doldu.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Ergin.