| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 41 |
| Tarih: | 23.12.2025 |
İYİ PARTİ GRUBU ADINA SELCAN TAŞCI (Tekirdağ) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tıpkı sefalet ve asayişsizlikte kullanılamaz hâle gelen yaşam hakkı gibi, tıpkı çökme yasalarıyla gasbedilen mülkiyet hakkı gibi, tıpkı teröristleri övmek yani aslında suç işlemek için serbest bırakılıp da emekli subaylar için, işçi sendikaları için, atama bekleyen öğretmenler, kademe bekleyen emekli adayları için yasaklanan toplantı ve gösteri hakkı gibi, tıpkı nepotizmle cenazesi kaldırılan kamu hizmetine girme hakkı gibi basın hürriyeti de 14'üncü Louis virüsüne, "Devlet benim!" sendromuna kurban verildi ülkemizde. Tıpkı bütün temel hak ve hürriyetler gibi basın hürriyeti de partileşen devlet kurumları eliyle yok edildi. Cumhuriyet Halk Partisinin Türk basınındaki hasar tespit ve telafisi için verdiği öneriyi elbette destekliyoruz, arşive böyle bir çıktı bırakabilmek bile önemlidir tek başına ancak devlet ile hükûmet arasındaki fark yeniden ve çok kalın bir çizgiyle ayrılmadıkça yani bu ucube, bu putperestliğe varan tek adamcı dolayısıyla da demokratik olma, hukukun üstünlüğüne uyma ihtimali bulunmayan sistem değişmediği müddetçe RTÜK, Basın İlan Kurumu gibi yapılarda düzelme beklemenin kırmızı kar beklemekten farkı yoktur. Bu sebeple, özgürlük endekslerindeki utanç sıralamalarının, haberin suçlaşmasının, yandaşlaşmanın yandaşlaşmayı bile aratan yeni medya düzeni mensupları değil kalemlerini, inançlarını satar. Kalemleriyle birlikte bedellerini de araçsallaştırır hâle getiren yozlaşmanın sorumlularına değil, mağdurlarına yani gazetecilere sesleniyorum: Gazetecilik tek iktidar borazanı olmamak değildir, gazetecilik hiç kimsenin borazanı olmamak demektir. Gazetecilik mahallenize çektiğiniz yahut karşı mahalleye attığınız taş kadar var olunabilen bir meslek değildir. Gazetecilerin gücü hürriyetlerinden gelir. Yoksa, ne devler, krallar, kraliçeler geldi geçti bu sektörden; kırk yılda yaptıkları bir gecede yıkıldığı üzerlerine. On yıl önce zirvedekiler şimdi yerin dibine girdiler, on gün önce zirvedekiler şimdi, hücrelerinde nedamet hâlindeler. On ay önceye kadar, belki uçaktan inmeyenler bir daha ne zaman gökyüzünü görebilecekler yeniden, belli değil. Birkaç yıl öncesine kadar en şöhretli olanlar unutuldular, şimdi ev kiralarını ödeyemiyorlar. Yurt dışına kaçanlar, muhalefet idolüyken iktidarın has adamı olanlar, velhasıl gazeteciler; ibret alın. İktidara, kumpasına uğradıklarınızın aynısını yapıyorsunuz diyoruz ya sürekli, bazı muhalif yayınlara bakıyorum son günlerde, neyi eleştirdilerse maalesef aynısını yapıyorlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı).
BAŞKAN - Sayın Taşcı, lütfen tamamlayın.
SELCAN TAŞCI (Devamla) - Ne menem bir pespayelik uğruna bu kadar ezildiklerini görmenin öfkesini yaşıyorlar, anlıyorum aslında ama hani nerede masumiyet karinesi, hani usulün esastan önce gelmesi, hani gizli tanık, itirafçı çukurundan medet ummamak? Bir gecede medya kadısına dönüşmek şahların taht kavgasının piyonu olmak için miydi bütün bu adalet mücadelesi? Gazeteciler, ibret alın, mahallelerinizin duvarlarını yıkın, prangalarını söküp atın. Üç günlük tokluk uğruna belki bir daha hiç doyamayacağınız bir ülke inşasının maşası olmayın, bağımsızlaşın. Evet, zor; evet, bedeli var ama hiçbir bedel ağır olamaz bir gecede yıllarca beslediğiniz canavara yem olmak kadar. Örnekleri çok, bahsettim zaten dolayısıyla her şeyden önce, bağımsızlaşmayı bizler gazeteciler olarak savunmak durumundayız, düzenden beklersek çok bekleriz.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)