| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 36 |
| Tarih: | 13.12.2011 |
CHP GRUBU ADINA HASAN ÖREN (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Sanayi ve Ticaret Bakanlığı bütçeleri üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına görüşlerimi açıklamak üzere söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, Maliye Bakanının bütçe konuşmasını dikkatle izledim, bu kürsüden bize öyle bir pembe tablo çizdi ki biz aynı ülkede mi yaşıyoruz yoksa başka ülkede mi yaşıyoruz diye kendime soramadan edemedim. Sanki ekonomi tıkırında, işler yolunda, işsizlik azalmış, esnaf, sanatkâr mutlu, köylü mutlu, sanayici borçlarını ödemiş, emekliler verdiğiniz maaşlardan tasarruf yapar hâle gelmişler, asgari ücretli 599 lira ücretle geçinir hâlde! O zaman Maliye Bakanına sormak gerekli: Vatandaş neden ekonomik kriz içerisinde, gençler neden iş bulamıyorlar, öğretmenler neden atanamıyor, vergileri neden yükseltiyorsunuz? Eğer Türkiye'de ekonomi iyi gidiyor ise "torba yasa" adı altında iki yılda bir niçin SSK, BAĞ-KUR primlerini affeder durumdasınız?
Değerli arkadaşlarım, Sayın Bakanın konuşmasına tutanaklardan da baktım. Sayın Bakan bir buçuk saatlik konuşmasında "vergi" kelimesini tam 24 defa telaffuz etti, "euro"yu 14, "dolar"ı 15, "Türk lirası"nı ise 2 kez kullanmış. "bütçe açığı" kelimesi 20, "enflasyon" 18, "borç" 33, "cari açık" 4 kez kullanılmış. Bunlara karşın "sanayici", "köylü", "üretici", "sanatkâr" kelimelerini ağzına almazken, "esnaf" ve "işçi" kelimelerini sadece 1'er kez kullanmıştır. Bu da gösteriyor ki, 2002 bütçesi borç, faiz ve vergi bütçesi olacak. Çünkü üretime, yatırıma, istihdama yönelik ifadelere hiç yer verilmemiştir.
2012 bütçesinde destekler; esnaf kredi faiz desteği, tarımsal kredi faiz desteği, ihracat desteği, KOBİ destekleri, teşvik ödemeleri ve işveren prim desteği için ayrılan kaynak 8,2 milyar liradır. Tüm bu kesimlere bütçenin sadece yüzde 2,4'ü ayrılmıştır. Bu kadar kaynakla yeni yatırım yapılması, istihdam yaratılması, çiftçinin, esnafın ayakta kalması mümkün değildir.
Değerli arkadaşlarım, söylendiği gibi Türkiye'de ekonomi iyi gitmiyor. Buraya gelen arkadaşlarımızın hepsinin kafasına takılı bir sorun var. Dokuz yıllık AKP İktidarının dokuz yıl öncesindeki cumhuriyeti kötüleme alışkanlığı, Adalet ve Kalkınma Partisinin kürsüye gelen bakanında da alışkanlık hâline geldi, milletvekillerinde de alışkanlık hâline geldi ama 2002 ile dokuz yılınızı kıyaslamayla ilgili fırsatı yakalayamadığımız dönemlerde, televizyonların hepsi, gömleğini çıkarmış televizyonlar da yanınızda, gömleğini çıkarmamış televizyonlar da yanınızda. Eğer ileri demokrasi anlayışınız ile elinizdeki sopayla, birkaç televizyon da size karşı geliyor ise, onları da hizaya sokmayı becerdiniz.
Şimdi, ben rakamları hızlı olarak vermek istiyorum. Hani, o her zaman bu kürsüye çıkıp 2002'de iktidara geldiğiniz dönemin, geriye kalan cumhuriyetle ilgili söyledikleriniz var. Yani Aralık 2002, AKP iktidara geldiği dönemde devletin borcu 148,5 milyar dolar.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Gayrisafi millî hasılaya oranı ne?
HASAN ÖREN (Devamla) - Aralık 2011 yani dokuz yıllık iktidarınız döneminde 310 milyar dolara çıkarmışsınız. Kişi başına kamu borcu, beğenmediğiniz enflasyonlu dönemde 2.249 dolar. Kişi başına kamu borcunu 4.200 dolara çıkarmışsınız.
ADEM YEŞİLDAL (Hatay) - Kişi başına geliri de söyle.
HASAN ÖREN (Devamla) - İç borç stoku Aralık 2002 tarihi itibarıyla 149,9 yani 150 milyar lira. İç borç stokunu 2011 tarihi itibarıyla 362 milyar liraya çıkarmışsınız.
Özel sektörün dış borcu: Aldığınız tarihte özel sektörün dış borcu 43 milyar dolarmış. Dokuz yıl içerisinde özel sektörün dış borcu 202 milyar dolara çıkmış. "Evet, iyi yapmışlar. Dışarıdan para bulmuşlar, Türkiye'de yatırım yapmışlar, istihdamı azaltmışlar!" diyebilirsiniz ama bunu istihdam azaldıysa söyleyebilirsiniz.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Artırmışlar.
HASAN ÖREN (Devamla) - Bakınız arkadaşlar, 1988'le 2002 arası ortalama işsizlik oranı, beğenmediğiniz o cumhuriyet döneminin işsizlik oranı yüzde 8. Dokuz yılda işsizlik oranı 11,2. 200 milyar dolar, dışarıdan özel sektör borç para bulup geldiyse, yatırım yaptıysa o zaman 11,2'lik işsizliği anlamak mümkün müdür?
Cari işlemler açığı 2002 yılı itibarıyla 0,6 milyar dolar yani 600 milyon dolar. O kadar başarılısınız ki ekonomide hayret etmemek mümkün değil! Yıl sonu itibarıyla, 2011 yılı sonu itibarıyla cari işlemler açığı 60 milyar dolar yani 100 katı. Elli iki yılda verilen cari açık, cumhuriyet tarihinin elli iki yılında verilen cari açık 43,7 milyar dolar, dokuz yılda verilen cari açık 290 milyar dolar.
Seksen yıllık dış ticaret açığı 247 milyar dolar, dokuz yılda başardığınız, becerdiğiniz -nasıl becerdiğinizi nasıl anlatacaksınız bilmiyorum- 499 milyar dolar.
Değerli arkadaşlarım, eğer ekonomi iyiyse, sanayicisinin, işçisinin, işvereninin çeklerini tıkır tıkır ödemesi gerekli. 2002 Aralık ayı itibarıyla Türkiye'de karşılıksız çek sayısı 743 bin adet. O kadar başarılısınız ki ekonomi tıkır tıkır gidiyor, 2009 sonu itibarıyla, 2010 yılı itibarıyla karşılıksız çek sayısı 1 milyon 911 bin.
Protestolu senet sayısı 0,8 yani 800 milyon iken, sizin başarınız ve becerinizle 5,8 milyara çıkmış.
En önemlisi de bu, yani 2002 yılında bu ülkede toplumun bütün bankalara olan borcu 6 katrilyon 600 milyar, yeni parayla 6 milyar 600 milyon. Tüketicilerin bankaya olan borcu 180 katrilyona çıkmıştır sizin sayenizde, yani 180 milyara çıkmıştır.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Herkes ev aldı, herkes araba aldı; eskiden alamıyordu.
HASAN ÖREN (Devamla) - Onun içindir insanlar mutsuz, onun için bankadan bankaya koşup, kredi kartlarını ödeme peşinde bütün vatandaşlarımız.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Herkes araba alıyor, ev alıyor?
İSMAİL AYDIN (Bursa) - Ekonomi büyüdü.
HASAN ÖREN (Devamla) - 2002 yılında ailenin gelire oranı, yani aileye 100 lira para giriyor ise o gün için aile 100 liranın 4,7 lirasını borç olarak ödüyordu, yani yuvarlak hesap, 5 lirasını ödüyordu. Şimdi, başarınızla, her aileye geleni 100 lira olarak kabul eder isek, aile şu an o 100 liranın 43,5 lirasını borç olarak ödüyor.
Çiftçi, sizin döneminizde yüzü gülen çiftçi, sizin döneminizde para kazanan çiftçi? Ya alanlara inmiyorsunuz ya köylere gitmiyorsunuz veya Ankara'nın dışına çıkmıyorsunuz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)
2002 yılı itibarıyla bu çiftçilerin bütün bankaya olan borçları 5 milyar lira. Dokuz yılda öyle becerikli işler yaptınız ki borcunu 5 kat artırarak çiftçiyi 24 milyar borca soktunuz. Artık çiftçinin tarladan ürününü kaldırdığında eline para geçip geçmeyeceğiyle ilgili düşüncesi yok. Hemen bankaya gidip borcunu ödeyebildiği kadarını ödemek istiyor.
Bugün de bütün televizyonlarda büyüme hızından bahsediyorsunuz yani yıllık büyüme hızı. Türkiye dokuz yıl içerisinde öyle bir büyümüş ki, bu televizyonlarla birlikte öyle şeyler söyleniyor ki inanmamak mümkün değil. 1946-2002 arası, beğenmediğiniz, her zaman onunla yarışmak istediğiniz cumhuriyet döneminin ortalama kalkınma hızı yüzde 5. Yanlış varsa çıkın, burada konuşun.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Cumhuriyet değişmedi. Bu dönem de cumhuriyet dönemi.
HASAN ÖREN (Devamla) - 2003-2009 arası yıllık, Türkiye'nin ortalama büyüme hızı 4,3. Siz düne yetişememişsiniz, bugün neyi söylüyorsunuz?
Türkiye gelişmekte olan ülkeler arasında, 150 ülke arasında 2002 yılında 49'uncu sırada. Sizin başarılı, ekonomiyi iyi yönettiğiniz dokuz yıllık dönem içerisinde Türkiye gelişmekte olan 150 ülke arasında büyüme sıralamasında 88'inci sırada.
ÜNAL KACIR (İstanbul) - Dünya 1'incisiyiz?
HASAN ÖREN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bir de çok konuştuğunuz bir konu var, yüzde 49. "2 kişinin 1'inin oyunu aldık, buraya geldik." Evet, aldınız. Sizden önce de bu kürsülerde, bu sandalyelerde, bu koltuklarda oturan?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Ören, teşekkür ediyorum.
HASAN ÖREN (Devamla) - ?2 kişiden 1'inin oyunu alan partiler vardı ama onların hepsi tarihin tozlu raflarında duruyor.
ALİ ŞAHİN (Gaziantep) - Bu söylediklerine inanıyor musun?
HASAN ÖREN (Devamla) - Eğer 2 kişiden 1'inin oyunu aldıysanız, Cumhuriyet Halk Partisinin verdiği kanun teklifini destekleyin, yüzde 10 barajını kaldırın, gerçekten ilk seçimlerde alacağınız oy sizin oyunuzdur.
Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Sayın Ören, teşekkür ederim.