GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:30
Tarih:12.12.2025

CHP GRUBU ADINA SURURİ ÇORABATIR (Antalya) -

Sayın Başkan, Sayın Bakanlar, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün dünyayla rekabet edebildiğimiz, bakanlıklar içerisinde en fazla döviz getiren, en az ithalat girdisiyle ekonomiye en fazla katkısı olan turizm sektörünün Kültür ve Turizm Bakanlığı bütçesini değerlendirecektim fakat içeride saydığım 25 iktidar milletvekilimiz var, 65 milyar dolar hedefi olan bir sektörün Bakanlığın, hele hele bütün bakanlıklarda ve Sayın Cumhurbaşkanımızın yaptığı toplantı sunumlarında turizme verdiği önemi herkes biliyor ama bu kadar az kişiyle dinlenmesini ben eleştiriyorum.

65 milyar dolar gelir elde eden Bakanlık dünyayla rekabet edeceğimiz bir bütçeye ne yazık ki sahip değil. Özellikle tanıtım bütçesi 90 milyon dolar civarında, bunun dörtte 3'ü de sektörden alınıyor. Rakip ülkelerde tanıtıma ayrılan bütçe 130 ila 450 milyon dolar civarında. Turist başına yapılan tanıtım harcamasında dünya 12'ncisiyiz. Biz artık bilinen rakiplerle değil, yeni bölgesel güçlerle rekabet içindeyiz. Mısır, Fas, Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri, Uzak Doğu; dijital turizm, yapay zekâ, sürdürülebilirlik odaklı model, tematik mimari ve peyzajla; Yunanistan, İspanya ise ürün değil, destinasyon markası odaklı yenilenen konseptlerle karşımızdalar. Turizmde atağa kalkan sürpriz ülke ise Suudi Arabistan, Vizyon 2030 mega destinasyon projeleriyle Rus turistleri çekmek için doksan güne kadar vizesiz seyahat anlaşması başlatması turizme verdiği önemi gösteriyor. Bu ülkeler bizim için daha önce rakip değildi, risk değildi. Bugün ise Türkiye'nin alternatifi hâline geldiler. Sektör fiyat yapmakta zorlanıyor. Turizm gelirlerindeki artışın önemli bir kısmı enflasyon nedeniyle fiyat artışlarından kaynaklandığı gibi, maliyet artışlarını fiyata yansıtınca gelen turist azalıyor, gelirlerimiz artıyor. Satışı yakalamak, boş kalmamak için yapılan indirimleri yansıtınca da "Turist sayımız arttı." açıklamalarıyla sık sık duyuyoruz. Rakip ülkelerde turizm öncelikli desteklenmesi gereken bir sektördür. Bizde ise "Turizmciden ne kadar fazla vergi tahsilatı yaparız?" düşüncesi var. Turist sayısına bakarak "Çok kazanıyorlar." önyargısı devam ediyor. Sektör artan maliyetlerle başa çıkmaya çalışıyor. TGA payı, konaklama vergisi -ki güncellenmeli- tahsis uzatma bedelleri, kıyıda ecrimisil tahsilatları, telif hakları bedelleri, hava yolları ve konaklama tesislerinden her yıl alınacak harçlar -yeni geldi bu düzenleme- Teşvik Kanunu'nun ceza kanunu hâline gelmesiyle resmen turizmciler üzerinden kaynak yaratılıyor. ÖTV sertifikasyon ücretleri, saymakla bitmeyen vergiler, yüksek faiz, kur baskısı; gıda, yakıt, enerji fiyatlarındaki kontrolsüz artış, rakip ülkelere göre yüksek enflasyonla birleştiğinde sektör maliyetler altından kalkamaz hâle geliyor. Kârlılık her geçen gün düşüyor. (CHP sıralarından alkışlar) Ülkemizde ayakta kalabilen tek sektör turizm bu yüklerden dolayı artık alarm vermeye başladı. İki yıldır söylememize rağmen hizmet ihracatçısı statüsüne alınmıyoruz. Daha önce uygulanan enerji uygulamaları neden uygulanmıyor? Özellikle on iki ay istihdam edilmeyen sektör çalışanları için SGK desteği sağlanamaz mı? Renovasyon ve iklim değişikliği yatırımları için uzun vadeli krediler, kredi desteği çalışması yapılamaz mı?

Turizmcilerin üzerindeki yükler turizm kentlerinde de sokağa ve şehir ekonomisine yansımaya başladı. Ekonomik durum iç turizmi de etkileyecektir. Konaklama vergisi, dünyada bilinen amacının tam tersine, yerele hiçbir katkı sağlamıyor. Merkezi bütçeden belediyelere kış nüfusuna göre para veriliyor, belediyeler de yazın hizmet vermeye çalışıyorlar. Turizmin yarattığı ekonomiyi diğer bölgelere taşımalıyız. Ülkemize gelen turistlerin yüzde 95'i sadece 6 şehirde konakladı. Deprem bölgesindeki illerimizin tanıtımına önem vermeliyiz.

Dünya bizi reklamlardan değil haberlerden izliyor. Türkiye'nin turizm imajını bozan temel unsur hukuksuzluktur. (CHP sıralarından alkışlar) İmaj da reklamla değil, hukukla düzelir. Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve diğer başkanlarımızın tutukluğu, iş insanlarına yapılan baskı ve şirketlere atanan kayyumlar Türkiye'nin uluslararası imajını doğrudan zedeliyor. Özgürlüklerin kısıtlandığı ülkeye nitelikli turist gelmez, hukukun güven vermediği yere yatırımcı gelmez.

Ülke turizmini her türlü zorluğa rağmen bugünlere taşıyan TÜRSAB'a, TÜROFED'e, TTYD'ye, TÜROB'a, TUREB'e, hava yollarımıza, taşımacılık sektörüne, profesyonel yöneticilere ve gururumuz olan turizm emekçilerine teşekkürlerimizi sunar, Genel Kurulu saygılarımla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)