| Konu: | |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 29 |
| Tarih: | 11.12.2025 |
CHP GRUBU ADINA METİN İLHAN (Kırşehir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; dünyanın en kritik jeopolitik hatlarından birinde bulunuyoruz. Orta Doğu'daki istikrarsızlıklar, Kafkasya'daki kırılgan dengeler, Doğu Akdeniz'deki güç mücadeleleri ve Balkanların hiç dinmeyen tarihsel gerilimleri; böylesine zor bir coğrafyada ayakta kalmanın en temel güvencelerinden biri binlerce yıllık devlet geleneğinin birikimi, disiplini ve millî karakteriyle öne çıkan Türk Silahlı Kuvvetleridir. Bunları ifade ederken savaş ve terör tehditleri bakımından riskli bir bölgede yaşadığımız da düşünüldüğünde TSK'nın olmazsa olmazı askerî sağlık sistemini konuşmamız şarttır.
Bakınız, GATA önceden ülkemizdeki en gelişmiş eğitim ve tedavi merkezlerinden biriydi. Bünyesinde eğitim okulları ve üniversite hastanesi düzeyinde iki eğitim ve araştırma hastanesi vardı. Deniz ve Hava Kuvvetlerinin özelliklerine göre uzmanlaşmış deniz ve hava kuvvetleri hastaneleri vardı. Bir dahiliye uzmanı olarak diyebilirim ki askerî sağlık sisteminin en önemli görevlerinden biri de savaş esnasında ilk müdahaleyi yapacak nitelikli personeli yetiştirmek ve o personelin kritik kararları alabilme sorumluluğunu sağlamaktır fakat bunların Sağlık Bakanlığına devredilen ve kurumsal yapısı tahrip edilen hastanelerle yeterince yapılamadığı açık bir gerçektir. Askerî hekimlik ve savaş cerrahisi uzmanlığı yok olmakta, patlayıcı yaralanmalarından birinci ve ikinci derece kademe sağlık hizmetlerinin sürdürülmesine kadar büyük bir zafiyet oluşmaktadır.
Hâlbuki GATA askerî sağlık sisteminde en gelişmiş eğitim, tedavi ve rehabilitasyon merkeziydi. Çok önem arz eden travma cerrahisi, ortez, protez ve bu dalda uzmanlaşmış bölüm ve kadroları da mevcuttu. Büyük bir öneme sahip olan bu sorun ne yazık ki iktidarın gereksiz inadı ve siyasi saikleri yüzünden hâlâ çözüm beklemektedir. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar) Bu noktada, iktidar şunu bilmelidir ki en küçük birim olan bir timdeki muharip sıhhiyeden sahra hastanelerine, bölge hastanelerinden Gülhane'ye kadar akademik kadrolar da dâhil askerî sağlık sisteminin yeniden tesisi bir zorunluluktur. Unutmayalım ki siyaset geçicidir, iktidarlar değişir ancak devletin savunma kurumları bakidir. Bu nedenle millî savunmamızın güçlendirilmesi, TSK'nin kurumsal yapısının korunması ve ordunun günlük siyasi tartışmalardan uzak tutulması yalnızca bugüne değil Türkiye'nin geleceğine karşı da hepimiz için tarihî bir sorumluluktur. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, burada TSK bünyesindeki asker ve sivil personellerin süregelen sorunlarını da dile getirmemiz gerekmektedir. Örneğin, astsubaylara verilen makam ve görev tazminatı sözü hâlâ tutulmamış, emekli, astsubay maaşları asgari ücret seviyesine kadar gerilemiştir. Kıdemli binbaşılar, astsubaylar, başçavuşlar ve kıdemli başçavuşlara ilişkin emekli maaşlarına yansıyacak şekilde tazminat ödemeleri de yıllardır sürüncemede bırakılmıştır. Daha önce Mart 2023'te bu mağduriyetleri kısmen de olsa giderecek kanuni bir düzenleme yapılacaktı ancak iktidar yine geri adım attı.
Seçim bölgem olan Kırşehir'de her hafta düzenlediğim halk günlerinde bir diğer önemli sorunla sürekli karşılaşmaktayım. Uzman erbaşların 657 sayılı ve 3269 sayılı kanunlarla tanınan yeniden memurluğa atanma hakları uygulanmamakta ve ne yazık ki devlet memurluğuna geçiş için yaptıkları başvurular reddedilmektedir. Ayrıca, uzman çavuşlar Türk Silahlı Kuvvetlerinin sahadaki yükünü taşımalarına rağmen eşit özlük haklarından ve sosyal güvenlik haklarından büyük ölçüde yoksunlar. Aile bütünlüğünü zedeleyen tayin sistemi, düşük maaşlar, lojman yetersizlikleri, sınırlı terfi imkânları ve hastalık, yaralanma durumlarında güvencesizliğe maruz kalmalarıyla ilgili süregelen sorunlar devam etmektedir. Bu konuda diğer ülkelerle kıyas yapılacak olursa, ABD, Almanya ve Fransa gibi ülkelerde tüm askerî personel kadrolu ve bütüncül sosyal güvenceye sahiptirler. Bizdeki uzman çavuş ve benzeri statüde olanlar ise emeklilik ve sağlık sistemlerinden eşit ölçüde hak almamaktadırlar. Dolayısıyla sosyal adalet ve Anayasa'mızın eşitlik ilkesi gereği eş değer risk ve hizmet yükü altındaki bu personellerin memur düzeyinde haklara kavuşması millî savunmamız açısından zorunluluktur.
Son olarak, benim de sürekli dile getirdiğim ve geçen yaz dernek yönetiminin TBMM Millî Savunma Komisyonu Başkanıyla yaptıkları toplantıda sorunun çözümü noktasında sözünü aldıkları...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
METİN İLHAN (Devamla) - ...terörle mücadelede yaralanıp gazi sayılmayan vatan evlatlarının kanuni düzenlemesinin bir an önce hayata geçirilmesi gerekmektedir. Umarım bunu hep birlikte yaparız diyorum, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)