| Konu: | 2012 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2010 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 35 |
| Tarih: | 12.12.2011 |
BDP GRUBU ADINA İBRAHİM BİNİCİ (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 2012 Yılı Merkezî Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı bütçesi üzerinde Barış ve Demokrasi Partisi Grubu adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, AKP İktidarının seçim öncesi çıkardığı Yetki Yasası'na dayanarak yaptığı otuz beş kanun hükmünde kararnamelerden biri olan 640 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle Gümrük ve Ticaret Bakanlığını kurmuşlardır.
Bu kararnameyle, ne hikmetse dış ticaret alanında olan ve tüm işlemleri gümrüklerde yapılan ihracat ve ithalat müdürlükleri ile serbest bölgeler bakanlığı dışında tutulmuş, sanayinin alanında olan esnaf ve sanatkârlar kooperatiflerinin yanı sıra iç ticaret tüketicisinin kurulması ve piyasa denetimleri de dâhil edilerek garip bir bakanlık oluşturulmuştur.
Garabet bununla da bitmemiş, AKP ustaları, 8 Haziran 2011 tarihli Bakanlığın kuruluş kararnamesinden tam kırk gün sonra 17 Ağustos 2011 tarihli 649 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle kuruluş kararnamesinde değişiklik yapmıştır. Yapılan bu değişiklikle Bakanlığa alınacak memur ve sözleşmeli personel alımı, ÖSYM tarafından yürütülen merkezî yerleştirme işlemlerinden çıkarılarak Bakanlığın tasarrufuna bırakılmıştır. Buna göre, Bakanlık, personel ihtiyacını ilan edecek, KPSS sınavından 70 ve üzeri puan alanlar başvuru yapabilecek ve sözlü sınav ile personel alınacaktır. Ayrıca, değişiklik kararnamesiyle gümrüklerde çalışan 200 civarında başkontrolör, kontrolör ve stajyer kontrolörler bir gecede müfettiş kadrolarına atanmışlardır. Anlaşılan o ki AKP Hükûmeti "Ben yaptım, oldu." anlayışıyla icraatlarına ve yandaşlarına ulufe dağıtmaya ustalık döneminde de hız kesmeden devam edecektir.
Saygıdeğer milletvekilleri, hatırlayanlarınız vardır, Sayın Erdoğan'ın imzasıyla 4 Ekim 2006 tarihli Resmî Gazete'de 2006/28 sayılı Başbakanlık Genelgesi yayımlanmıştı. Kayıt Dışı İstihdamla Mücadele (KADİM) Projesi'yle ilgili bu Genelge'de Türkiye'de kayıt dışı ekonominin gayrisafi millî hasılanın yüzde 50'sinden fazla olduğu tahminine yer verilmişti. Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu bu oranı yüzde 30, bazı uluslararası kuruluşlar ise yüzde 34 olarak hesaplamıştır. Kayıt dışı ekonomi, dâhilî ticari faaliyetlerde vergi kaçırmanın yanı sıra, gümrük ihlalleri ve kaçakçılık suçları için olağanüstü bir zemin yaratmaktadır. Kaçakçılık, ekonomi ve toplumu büyük zararlara uğratan, kayıt altında faaliyet gösterenlere, kimi zaman da sağlığa ve çevreye büyük zararlar veren çok önemli toplumsal ve ekonomik sorunlardır.
Saygıdeğer milletvekilleri, AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye'de toplam tutuklu ve hükümlü sayısı 59.429'dur. Adalet Bakanlığı tarafından 17 Kasım 2011 tarihinde Plan ve Bütçe Komisyonunda yapılan açıklamaya göre bu sayı 31 Ekim 2011 tarihi itibarıyla 127.074 kişiye ulaşmıştır. AKP'nin iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye nüfusu 66 milyondan biraz fazladır. 2011 yılında ise nüfusumuz 74 milyonu aşmış bulunmaktadır. AKP hükûmetleri döneminde nüfus artışı yüzde 13 civarında gerçekleşirken, tutuklu ve hükümlü toplamında artış ise yüzde 114 olmuştur. Buradan çıkarılacak sonuçlardan birisi de AKP hükûmetleri döneminde suç işleme oranlarında ciddi artışların olması ve suç ekonomisinin katlanarak büyümesidir.
Değerli vekiller, geçtiğimiz temmuz ayında İstanbul Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odasının "Suç Ekonomisinin Türkiye Bilançosu" adlı araştırması basına yansıdı. Bu araştırmaya göre suç ekonomisi asıl olarak doğrudan suçla elde edilen kriminal sektör ve kaçakçılığa dayanan illegal sektörden oluşuyor. İllegal sektörde kastedilen, yasalara aykırı olarak yapılan üretim ve dağıtım faaliyetlerinin bir bütünüdür. Emniyet kaynakları, uluslararası suç trafiği ve dünya suç ortalamaları resmî istatistiklerine göre yakalanan miktarın en az 5 katı, çoğunlukla da 10 katı kaçakçılık olduğu kabul edilmektedir. Bunun anlamı, kaçakçılığa konu olan maldan bir birim yakalamışsanız, bu malın sekiz veya dokuz birimi piyasada sizden gizli olarak çoktan el değiştirmiş demektir.
İstanbul Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odasının araştırmasında, bu oran en düşük ortalama olarak kabul edilenin 5 kat üzerinde yapılmıştır. Raporda, suç ekonomisinin 2010 yılında on gözde kalemlerinden bazıları yaklaşık ciroları şu şekilde veriliyor: Uyuşturucu maddelerden 3 milyar 50 milyon, insan kaçakçılığından 742 milyon 500 bin, kaçak sigaradan 652 milyon 500 bin, korsan kitap ve DVD'den 451 milyon 605 bin, kaçak çaydan 205 milyon 740 bin.
Rapora göre, uyuşturucu, insan ticareti, hırsızlık gibi klasik suç kalemlerinin yanı sıra -buraya özellikle de dikkatinizi çekmek istiyorum- yüksek oranlı özel tüketim vergisi ve gümrük vergileri yüzünden cazip hâle gelen içki, sigara, çay gibi ürünler de yasa dışı ticaret pazarının beşte 1'ine kadar ulaşmıştır. Tekrar ediyorum: Pazarın beşte 1'ine ulaşıyor. Bunun anlamı, her beş paket sigaradan, her beş bardak çaydan, her beş şişe içkiden birisi kaçaktır.
Raporda, özellikle kaçakçılığın, yüksek getirisi sayesinde giderek büyüyen bir faaliyet alanına dönüştüğü de vurgulanır.
Saygıdeğer milletvekilleri, AKP iktidarlarının uyguladığı ekonomi politikalarıyla bitme noktasına getirdiği her sektörü âdeta altın tepside sunarak kaçakçıların ve fırsatçıların eline bırakmış, ülkeyi kaçak cennetine çevirmiştir.
Hayvancılığı bitirdiniz, et fiyatları tavan yaptı. Yediğimiz etin yarısı kaçak, Türkiye'yi kaçak hayvan cennetine çevirdiniz. Şekerpancarı tarımını bitirdiniz, fabrikaları sattınız, tüketilen şekerin üçte 1'i kaçak.
Tütün tarımını bitirdiniz, Tekeli sattınız, vergileri bindirdikçe bindirdiniz. 5 paket sigaranın 1'i kaçak. Karadeniz Bölgesi'nde önemli geçim kaynağı olan çaya 2010 yılında 24 bin ton kaçak çay karıştırılıp çayın tadını da kaçırdınız.
Toplam vergi gelirleri içindeki dolaylı vergi oranları şampiyonluğunu kimseye kaptırmadınız, helal olsun size!
Türkiye'nin en pahalı akaryakıtını satmaya devam ettiniz. Nakliyecilerimizi 10 numara yağa mahkûm ettiniz.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İBRAHİM BİNİCİ (Devamla) - Kullandığınız her 5 litre akaryakıtın 1 litresi kaçak, 5 şişe içkiden 1'i kaçak, binlerce cep telefonu kaçak, zayıflama hapı kaçak. Bu kaçak cennetinde milyarlarca lira vurgun yapanlar ellerini kollarını sallayarak gezerken Irak, İran sınırında iki teneke akaryakıt için yargısız infaz edilen gencecik bedenler içimi acıtıyor, AKP Hükûmetinin ve Parlamentonun bu sessizliği zoruma gidiyor.
Hepinize saygılar sunuyorum. (BDP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Binici.