GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:25
Tarih:04.12.2025

YILMAZ HUN (Iğdır) - Değerli milletvekilleri, bu torba yasayla bir kez daha görüyoruz ki iktidarın ekonomi yönetimi halkın kaynaklarını sermayeye transfer eden bir model üzerine kuruludur. Bu teklif bir ekonomik politika değil ve adı konulmalıdır. Yük yoksula, kaynak sermayeye. Bir yandan kirada oturan yurttaştan tek konutunu kiraya verip geçimini sağlamak zorunda kalan emekliden, küçük esnaftan, çiftçiden, işçiden toplanan vergiler, diğer yanda milyarlarca liralık teşvikler, muafiyetler, borç silmeler, ödüllendirilen sermaye grupları. Bu tablo tesadüf değildir, bu sınıfsal bir tercihin ürünüdür. Sermaye lehine yapılan her düzenlemenin bedeli halka, özellikle de yoksullaştırılmış emekçi kesimlere ödettirilmektedir. Bu kanun teklifinin 18'inci maddesiyle, bu ülkenin en kırılgan yurttaşlarını korumak için oluşturulmuş İşsizlik Sigortası Fonu'nu işveren teşviklerinin finansman kasası hâline getirmektedir. İşini kaybeden emekçinin kaynağı olması gereken fon, işsiz bırakan ekonomik düzenin mali kaynağına dönüştürülmüştür. Maddeyle İşsizlik Sigortası Fonu'nun 2025 yılı prim gelirlerinin yüzde 15'ine kadar olan kısmının Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına aktarılması. Gerekçe: istihdamı korumak ve artırmak. Bu gerekçe gerçek değildir çünkü fonun geçmiş yıllarda aynı amaçla kullandığı tüm dönemlerde işsizlik azalmamış aksine artmıştır. Resmî veriler tüm gerçeği ortaya koyuyor. 2023 yılında İşsizlik Fonu giderlerinde işsizlere ödenen işsizlik ödeneğinin payı yalnızca yüzde 18,5'tir. Aynı yıl işverenlere aktarılan kaynak oranı yüzde 67 yani fonun üçte 2'si işverene, yalnızca beşte 1'i işsize gitmektedir. Bu düzenlemeyle, fonun işverene aktarımı yasayla kurumsallaştırılmaktadır. Bu, açıkça fonun amacı dışında kullanımıdır. İşsizlik maaşı için başvuran işçiler prim, gün şartları ve bürokratik engeller nedeniyle İşsizlik Fonu'ndan yararlanamamaktadır. Çalışanlardan toplanan İşsizlik Fonu'nda toplanan işçilerin parasını iktidar bu maddeyle yüzde 15'ini doğrudan patronlara aktarmaya hazırlanıyor. Bu halkın ödediği primlerin sermayeye transferidir. Dahası Temmuz 2025'te alınan bir kararla fon gelirlerinden çeşitli harcamalar için ayrılabilecek payın yüzde 30'dan yüzde 50'ye çıkarılması nedeniyle fon denetimsiz biçimde yürütmenin inisiyatifine verilmiştir. Bugün getirdiğiniz 18'inci madde bu sistemi tamamlamaktadır. Bunun yönetimi ve kaynak yönlendirmesi sosyal devlet mekanizması olmaktan çıkarılmıştır.

Bu politikaların bölgesel eşitsizliği nasıl büyüttüğünü konuşmadan geçemeyiz. Bugün işsizliğin en yüksek olduğu iller Kürt halkının yoğunlukta olduğu bölge illeridir; Şırnak, Hakkâri Mardin, Van, Urfa, Batman işsizlik oranları ülke ortalamasının belirgin şekilde üzerindedir. Bölgedeki genç nüfusta işsizliğin bazı illerde yüzde 45'i aştığı bilinmektedir. En yoksul bölgelerin fonun asli muhatabı olmasına rağmen, fon esas olarak büyük sermaye gruplarının yoğunlaştığı Marmara ve Batı bölgelerindeki teşvik havuzlarına aktarılmaktadır. Yani işsizin parası işsize değil, işsizliğin yoğun olduğu bölgelere ve sermaye merkezlerine gitmektedir. Bu, sadece sosyal adaletsizlik değildir, bölgesel yoksulluğun ve göçün kurumsallaşmasıdır. İstihdamı patronun sermayesi değil, iş güvencesi, sendikal haklar, bölgesel kalkınma, kayıt dışılıkla mücadele, asgari ücretin yaşam ücreti hâline getirilmesi korur. Ancak, iktidar bölgesel yoksulluğu görmezden geliyor, işsizliği kader hâline getiriyor, sonra da işsizlik fonunu işverenin teşviklerine açıyor. Bu durumu sadece yapılan bir adaletsizlik olarak tanımlayamayız; bu, bile isteye yapılan sınıfsal bir tercihtir.

Sayın milletvekilleri, buradan çok açık bir şekilde söylüyoruz: İşsizlik sigortası fonu işçinin fonudur, bütçe açığını kapatmak için değildir, ekonomik kriz tahribatını sermaye lehine hafifletmek için değildir, iktidarın başarısız ekonomi politikalarının finansmanı da değildir. Kanun teklifindeki madde geri çekilmelidir. İşsizlik fonunun kullanımına dair yeniden düzenleme yapılmalı ve bu düzenlemeyle işsizlik ödeneğine erişim kolaylaştırılmalıdır. Ödeme süreleri uzatılmalı ve insanca yaşama yetecek düzeye yükseltilmelidir. Fon yönetimindeki sendikaların karar yetkisi güçlendirilmelidir. Fon kaynaklarının amacı dışında tek kuruş dahi kullanmasına izin verilmemelidir diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)