GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:25
Tarih:04.12.2025

ŞENOL SUNAT (Manisa) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Evet, bugün, Türkiye gündeminde infial yaratan bir konuyu ele almak istedim; milletin vekili olarak ve milletin hislerine tercüman olarak konuyla ilgili ne düşündüğümün kayıtlara geçmesini istedim.

Evet, sayın milletvekilleri, Cumhur İttifakı'na sesleniyorum: Türkiye Yüzyılı'ndan anlamamız gereken bebek katiliyle ittifak kurmak mıydı; canibaşını kurucu önder, PKK'yı Kürt kardeşlerimizin temsilcisi yapmak mıydı ve aziz Türk milletine ikinci bir ihanet sürecini yaşatmak mıydı?

Sayın milletvekilleri, PKK ve teröristbaşını meşrulaştırıp affetmek için verdiğiniz çaba nelere mal oluyor farkında mısınız bilmiyorum; farkında olmadığınızın da ben farkındayım. Evet, Kandil'den Eş Başkan, terörsüz bir kadın iyice hadsizleşerek "Biz suç işlememişiz ki af isteyelim, Türk devleti yüz yıldır soykırım yaptı." diyebiliyor. Bu sözler, açıkça Türkiye Cumhuriyeti'nin yargı yetkisini, ceza hukukunu ve egemenliğini reddetmektir. PKK bildiğiniz gibi 1984'ten 2025'e kadar 50 binden fazla insanımızın canını aldı. Bunların içinde iki aylık bebekler, ana karnındaki çocuklar, köyde ders veren idealist öğretmenler, yol yapan işçiler, namaz kılan imamlar, nöbet tutan askerler, bebeğiyle otobüste yolculuk eden anneler vardı. Sayın milletvekilleri, bu durum, kırk yıllık bebek katliamlarını, pusu, mayın, hendek, öğretmen infazlarını "Suç değil, siyasi mücadele." diye normalleştirmektir. Devlete "Sen benim üstüm değilsin, beni yargılayamazsın, affedemezsin." diye meydan okumaktır. Kendisini devletle eşit siyasi bir taraf ilan etmektir. Bu terörist kadın, emin olun, İmralı canisinin tercümanlığını yapmaktadır aslında.

Eğer bir devlet, kendi topraklarında faaliyet gösteren bir terör örgütünün en üst düzey yöneticilerinden birinin "Biz suçlu değiliz, af da istemiyoruz." demesini cevapsız bırakır ya da normalleştirirse kendi vatandaşına "Devlet beni koruyamıyor." mesajı verir; şehit ailelerine ve gazilere, ayrıca koruculara hakaret anlamına gelir; terör örgütüne "Doğru yoldasınız, biraz daha bastırırsanız kazanacaksınız." sinyali yollar; uluslararası alanda "Türkiye bu örgütü artık terör örgütü olarak görmüyor." algısını yaratır.

Bu nedenle, Türkiye'nin 2013-2015 "çözüm süreci" denilen birinci ihanet sürecinde çok ağır bedeller ödenmesine rağmen, maalesef, iktidar bir ders almamıştır. PKK hiçbir zaman af ya da eve dönüş istemedi değerli milletvekilleri; hep kafasındaki özerklik, federasyon ve bağımsızlık çizgisini zorladı. Kimse kimseyi kandırmasın, PKK ve onun siyasi uzantısı olan partinin amacı hiçbir zaman barış ve kardeşlik olmadı. PKK, Büyük Orta Doğu Projesi'nin taşeronudur; PKK, Amerika'nın Suriye'de "YPG" adıyla silahlandırdığı, binlerce tır dolusu silah verdiği maşadır ve PKK, İsrail'in ikinci İsrail hayali için kurulmak istenen sözde Kürt koridorunun vurucu gücüdür ve PKK, Türkiye'yi bölmek isteyen her emperyalist gücün paralı askeridir sayın milletvekilleri.

Bunları neden söylüyorum? Bunlar kayıtlara geçmek durumundadır. Her gün, hemen hemen her gün PKK'nın siyasi uzantısı olan parti tarafından bu kürsülerden "kürdistan" "Kürt illeri" gibi ifadeleri hazmedebiliyorsanız vicdanınız rahat demektir diyor, hepinizi saygıyla selamlıyor. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)