GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:25
Tarih:04.12.2025

DEM PARTİ GRUBU ADINA CELAL FIRAT (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Suriye'de, tüm dünyanın gözü önünde, Alevilere yönelik, insanlığın vicdanını derinden yaralayan ağır bir katliam yaşanmaktadır. Bu yaşananlar spontane bir şiddet değil, planlı, örgütlü, sistematik bir yok etme politikasıdır. İnsanlar topluca katledilmekte, diri diri yakılmakta, teslim olanlar infaz edilmektedir. Kadınlar kaçırılmakta, kaybedilmekte, işkenceye, tacize, tecavüze uğramaktadırlar. İnsanlar yurtlarından sürülmekte, evlerine, topraklarına ve hafızalarına el konulmaktadır.

Bu vahşet, yalnızca Alevilerin yoğun olduğu sahil bölgeleriyle sınırlı değildir, Suriye'nin birçok şehrinde ve kırsalında aynı acımasızlıkları sürdürmektedirler. Arap Alevilerin kutsal mekânları, türbeleri, ziyaretgâhları bombalanmaktadır. Bu mekânlarda hizmet eden insanlar infaz edilmektedir. Düşmanlaştırıcı, aşağılayıcı, nefret yüklü söylemlerle Alevilere yaşam hakkı tanınmamaktadır. Bu yaşananların adı açıktır; bu, uluslararası hukuk bakımından bir insanlık suçudur. Suriye'deki Alevi katliamı, tarih boyunca biriktirilmiş nefretin, ötekileştirmenin ve inanç temelli düşmanlığın en çıplak tezahürüdür. Bu saldırılar, yalnızca Suriye'de yaşayan Alevilere değil, Türkiye'de ve dünyanın dört bir yanında yaşayan tüm Alevi topluluklarında büyük bir acı ve endişe yaşatmaktadır çünkü biz bu coğrafyanın hafızasına kazınmış acıların tanığıyız. Bu katliamı meşrulaştırmak amacıyla kullanılan "Baas atığı" "Esad uzantısı" gibi ifadeler hakikatin çarptırılmasından başka bir anlam taşımamaktadır. Geçmişin siyasal hataları, faturası Alevilere çıkarılamaz, çıkarılmamalıdır. Alevileri suçlayan bu katliama zemin hazırlayan her söylem, failleri aklayan, bu vahşeti meşrulaştıran bir nitelik taşımaktadır. Daha vahimi ise şudur: Suriye'de Alevilere yönelik yürütülen bu yok etme politikasının ülkemizde de belirli çevrelerce karşılık bulduğunu acı bir şekilde görmekteyiz. Sosyal medyada Alevilere yönelik nefret söylemi, hedef gösterme girişimleri, katliam çağrıları büyük bir hızla artmaktadır.

Bu nedenle soruyoruz: Şam yönetimiyle yoğun diplomatik temaslarda bulunan Türkiye, Suriye'deki bu katliam karşısında neden sessizdir? Bu sessizlik bir onay anlamına mı gelmektedir? Alevilerin katledilmesini çağrıştıran paylaşımı yapanlar hakkında neden etkin bir soruşturma başlatılmamaktadır? Neden nefret söylemi, şiddete teşvik edenler korunmakta ya da görmezlikten gelinmektedir?

Sayın milletvekilleri, biz Aleviler Koçgiri'den Dersim'e, Maraş'tan Çorum'a ve Sivas'a uzanan acı bir tarihin evlatlarıyız. Zorunlu göçlerin, sürgünlerin, sistematik asimilasyon politikalarının muhataplarıyız. Bu nedenle biliyoruz ki bugün kullanılan söylemler, yapılan hedef göstermeler tesadüf değildir; bu söylemler bir uyarı, bir mesaj niteliğindedir.

Suriye'deki Alevi katliamının Türkiye'de meşrulaştırılması, alkışlanması veya cezasız bırakılması ülkemizdeki tarihsel nefretin köklerini bir kez daha görünür kılmaktadır. Bu nefret yalnızca Alevileri değil, bu ülkenin barışını, demokrasisini, birlikte yaşama iradesini tehdit etmektedir. Bu nedenle bir kez daha altını çizmek istiyorum; Alevilere yönelik nefret, ayrımcılık, katliam o toprakların en derin, en çok görmezden gelinen adaletsizliklerinden biridir. Bu adaletsizlik giderilmeden Türkiye'de kalıcı barışın sağlanması mümkün değildir. Acil olarak atılması gereken adımlar şunlardır: Hükûmetin Suriye'de Alevilere yönelik katliamının durdurulması için derhâl diplomatik girişim başlatmasıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisinden oluşturulacak bir heyetin bölgeye giderek yerinde inceleme yapmasıdır. Arap Alevilerinin görünürlüğünün artırılması ve haklarının korunması için etkin diplomatik mekanizmaların işletilmesi gerekmektedir. Alevilere yönelik nefret söylemi, hedef gösterme, şiddete teşvik içeren içeriklere karşı etkin soruşturmaların açılmasıdır. Alevileri tanımlamaya, dönüştürmeye, kontrol altına almaya yönelik tüm asimilasyon politikalarından vazgeçilmelidir. Tüm inanç grupları arasında eşitlik, adalet, karşılıklı güvene dayalı ilişkinin inşa edilmesi gerekiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

CELAL FIRAT (Devamla) - Sayın milletvekilleri, bugün Suriye'de Alevilere yönelik yürütülen yok etme politikası bizlere bir kez daha göstermiştir ki hakikatle yüzleşmeden, adaleti sağlamadan, eşit yurttaşlığı güvence altına almadan bu ülkeye barış gelmeyecektir. Alevi toplumu yüzyıllardır yaşadığı acılara rağmen hâlâ barıştan, adaletten, insanlık onurundan yana olmaktan vazgeçmeyecektir. Nerede bir insan katlediliyorsa, nerede insanlık onuru ayaklar altına alınıyorsa Aleviler orada olmaya devam edecektir. Ve herkes bilmelidir ki biz kendi hakikatimizden vazgeçmeyeceğiz; nefretin, ayrımcılığın önünde eğilmeyeceğiz. 72 milletin kardeşlik temelinde barışı, adaleti birlikte inşa etmeye kararlıyız.

Bu doğrultuda, Suriye'de yaşanan Alevi katliamına "Dur." demek için verdiğimiz araştırma önergemize desteklerinizi bekliyor, kurulacak komisyonun Suriye'de yerinde incelemelerde bulunması gerektiğini ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Aşk ile... (DEM PARTİ ve CHP sıralarından alkışlar)