GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:24
Tarih:03.12.2025

İYİ PARTİ GRUBU ADINA LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; nerede bu AK PARTİ milletvekilleri ya? Grup Başkan Vekili dâhil olmak üzere 5 kişi var hepsi de.

SELÇUK ÖZDAĞ (Muğla) - Buradayız hepimiz AK PARTİ'li olduğumuz için, tek parti olduğu için hepimiz buradayız(!)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Neredeler?

YÜKSEL SELÇUK TÜRKOĞLU (Bursa) - Hepimiz buradayız(!)

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Peki.

Bugün burada kamu bankalarını konuşuyoruz ama aslında kamu parasıyla kurulan propaganda düzenini konuşuyoruz.

Bakın, rakamlar şöyle: 2025'in Ocak-Eylül döneminde kamu bankalarının reklam harcamaları ne kadar olmuş, biliyor musunuz: 5 milyar lira. 5 milyar lira kamu bankalarından televizyonlara, gazetelere para aktarılmış. Peki, bu paralar nereye gitmiş? Hepsi ama hepsi, tamamı iktidar yanlısı televizyon ve gazetelere gitmiş, tamamı.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - Havuz medyasına akıtmış.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Bu ülkenin muhalif medyasına... Zaten onlar da bir iki tane kaldılar. Hepsinin sırayla ya sahiplerini yurt dışına kaçırdılar ya hapse attılar ya korkuttular ya sattırdılar ya çöktüler ya yönetici değiştirttiler, iki veya üç tane kaldı.

ALİ MAHİR BAŞARIR (Mersin) - El koydular.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - O okunmayan gazetelere oluk oluk para akıtanlar, bu muhalif medyaya tek kuruş para vermiyor. Sadece kamu bankaları da değil ha, bakın, ben size bir şey söyleyeyim: Şirketlerin reklam planlamaları var; bu reklam planlamalarını hangi televizyona ne kadar reklam vereceğini planlayan şirketler bunlar. İsim vereceğim: Skala, People; bunlar 2 tane. 5 tane, tamamı 5 tane. İkisi bütün özel sektörün reklamlarını dahi televizyonlara dağıtan bunlar. Bu iki şirketin sahibi kim? İkisi de AK PARTİ'nin içinde.

ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Şaşırmadık.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Evet.

Yani kamu bankalarına filan bırakmayın, özel sektörün reklamlarını da bu şekilde takip ediyorlar. Ha, takip etmeyen ne oluyor? O zaman da o özel sektör, fabrika, şirket, neyse ona da çöküyorlar; her zaman yaptıkları gibi.

Bir tek kıstas var reklam için; iktidarı övüneceksin arkadaş, hiç başka bir şey yapmaya gerek yok; devamlı öveceksin; "Baba, sen büyüksün. Baba, en iyi sensin, senden daha büyük yok, senden daha iyisi Türkiye'ye gelmedi; geçmiştekilerin hepsi rezil rüsva etti, Atatürk'ten bu yana hiçbir yatırım yapılmadı, hiçbir fabrika yapılmadı, hepsini sen yaptın." Aha, buyurun, reklam parası. Başka bir şey yapmaya gerek yok. Yahu, reklam dediğiniz şey ürünü tanıtır, müşteri çeker, bankayı büyütür. Bunlar ne yapıyorlar? Bunlar kamu parasını yani milletin parasını iktidarın borazanlarına dağıtıyorlar. Açık ve net söylüyorum: Bu reklam harcamaları bütçe meselesi falan değil, bu, basın özgürlüğüne de vurulan çok ciddi bir darbedir aynı zamanda. Bugün Türkiye, Basın Özgürlüğü Endeksi'nde 180 ülke arasında 159'uncu sırada. Rezilliğe bakar mısınız ya! Kim var arkamızda? Pakistan, Bahreyn, Sudan, Papua Yeni Gine falan; onlar bizden çok üstte, biz onların da altındayız.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun tamamlayın.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Sayın Başkanım, bir beş dakika daha.

BAŞKAN - Bir dakika.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Devamla) - Peki.

40'tan fazla haber kanalı var, hepsi aynı yüzler; birkaçı hariç devamlı aynı yüzler televizyon kanallarını dönüp dolaşıyorlar. Gerçek gazeteciler ise evlerine ekmek götüremiyorlar, televizyoncular evlerine ekmek götüremiyorlar, yaşam mücadelesi veriyorlar. Bu tabloyu yaratan RTÜK değil aslında, İletişim Başkanlığı da değil, sadece Basın İlan Kurumu da değil; bu ucube düzenin dördüncü ayağı kamu bankaları. Bir şeytan üçgeni kurmuşlar, RTÜK'le ceza kesiyorlar, Basın İlan Kurumuyla reklam vermeyerek cezalandırıyorlar, İletişim Başkanlığıyla ekran karartıyorlar; kamu bankalarıyla da itaat etmeyenleri ortada bırakıyorsunuz, aç bırakıyorsunuz. 86 milyon vatandaşın parasını bir avuç yandaş kanalı beslemek için harcıyorsunuz. Diğer taraftan da bu memlekette çocukların 87'si et yiyemiyor, et! Sizleri şerefinizle imtihan ediyorlar, yenilmeyin; onlar yiyorlar, siz müsaade etmeyin.

Saygılar sunuyorum. (İYİ Parti, CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)