GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:24
Tarih:03.12.2025

ÖZNUR BARTİN (Hakkâri) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Hakkâri'nin çürütülen sağlık sistemi ve Van-Hakkâri kara yolunda bitmeyen ölümler... Bu iki sorunu bıkmadan, usanmadan teşhir etmeye devam edeceğim. İkisi de aynı siyasi anlayışın, aynı ihmaller zincirinin, aynı kötücül yönetim sisteminin sonucudur; yıllardır uyarıyoruz, yıllardır soruyoruz, yıllardır önergelerle ve Meclis kürsüsünden anlatıyoruz.

Van-Hakkâri kara yolu, artık bir ulaşım hattı değil, adım adım işleyen bir ölüm koridorudur. 30 Kasım 2025'te Zernek Baraj Gölü çevresinde 3 genç, Furkan, Rojhat ve Cihat 20'li yaşlarında hayatlarını kaybetti; ne koruyucu bariyer vardı ne uyarı sistemi ne de en temel mühendislik standardı. Bu gençler, iktidarın göz göre göre sürdürdüğü ihmalin kurbanı oldular. Peki, bu ilk miydi? Hayır. Sadece son bir yılda Zernek'te 6 yurttaş, Sere Solan'da kaya düşmesi sonucu 2 yurttaş, Sarıtaş'ta 5 yurttaş, aynı yolda nisan ayında 8 yurttaş yaşamını yitirdi. Bunlar kaza değil, sistematik ve yönetilemeyen bir cinayet zinciridir. Heyelan riski biliniyor, yol geometrisi biliniyor, bariyer eksikliği biliniyor, çökme bölgeleri biliniyor; peki, Bakanlık ne diyor? "Çelik ağ yaptık, perde duvar yaptık. Çalışmalar sürüyor." Sahada neyi görüyoruz? Dökülen bir yol, kapanmayan riskler, yenilenen facialar ve her kazadan sonra aynı klişe açıklamalar. Bu, düpedüz yaşam hakkının ihlalidir; bu, "Çalışmalar sürmektedir." perdesiyle kapatılamayacak büyüklükte bir kurumsal sorumsuzluktur.

Buradan açıkça soruyorum: Daha kaç canın yitip gitmesini bekleyeceksiniz, Kürt'ün ölümü bu kadar ucuz mu sizin gözünüzde? Bu yol için artık laf değil, acil müdahale zorunludur. Jeoteknik stabilizasyon yapılacak, bariyerler yenilenecek, yol geometrisi bilimsel normlara göre yeniden tasarlanacak, uyarı sistemleri kurulacak, Afet Risk Azaltma standartları koşulsuz uygulanacak çünkü bu devletin Anayasa gereği yaşamı koruma yükümlülüğü vardır. Bu yükümlülüğün yerine getirilmediği her gün, her saat, her ölüm siyasi iktidarın sorumluluğundadır.

Değerli arkadaşlar, Van-Hakkâri kara yolunda nasıl yurttaşın canı değersiz görülüyorsa Hakkâri'nin sağlık kurumlarında da aynı zihniyet hâkimdir. Kayırmacılık, liyakatsizlik, şiddet kültürü ve kurumsal çürüme almış başını gidiyor. SES Hakkâri Şubesinin raporu artık saklanamayacak bir gerçeği iktidarın yüzüne vuruyor. Hakkâri'de sağlık sistemi sadece zayıflamıyor, bilinçli bir tercihin sonucu olarak çökertiliyor. İl Sağlık Müdürünün, sağlık emekçileri karşısında kullandığı aşağılayıcı ifadeler, hakarete varan tutumlar bir utançtır. Sağlık emekçilerine yönelik mobbing, baskı ve sözlü şiddet iddiaları artık günlük rutine dönüşmüştür; böyle bir iklimde hizmetin niteliğinden söz etmek mümkün değildir. İdari kadroların liyakatsizliği sağlık emekçilerini de halkı da ölüme sürüklemektedir. Üstelik yolsuzluk iddiaları hem yerel hem ulusal basında yer alırken tek bir ciddi soruşturma dahi açılmamıştır. Bu sessizlik, bu suskunluk idari yapının sorumluluğu değil ortaklığıdır.

Hakkâri'de hemşire, ebe, laborant, paramedik, psikolog ve sosyal çalışmacı eksik. İl içi tayinler yıllardır açılmıyor. Sağlık emekçileri hayatlarını hiçe sayan bir idari pratikle düzensizliğe mahkûm ediliyor. Halk Sağlığı Başkanının bir sağlık emekçisini tehdit ettiği ve buna dair tutanak tutulduğu hâlde hiçbir soruşturma yapılmaması bu yönetsel çürümenin artık normalleştirdiğini göstermektedir. Bu sadece görev ihmali değil kurumsal şiddetin bizzat yönetim eliyle teşvik edilmesidir.

Fiziki koşullar çökmüş durumda, aile sağlığı merkezleri yetersiz, TSM yetersiz, devlet hastanesi yetersiz. Yüksekova'da hâlâ anjiyo yok, anjiyo. ÇEMATEM yok, AMATEM yok, ÇİM yok; kadın doğum ve çocuk hastanesi ne merkezde var ne Yüksekova'da. Uzman doktor eksikliği randevu sistemini çökertmiş, yurttaş acile mahkûm edilmiştir. MR ve tomografi raporlarının taşeron şirket tarafından yanlış yorumlandığı iddiaları artık halk sağlığını değil yaşam güvencesini tehdit etmektedir.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, devam edin.

ÖZNUR BARTİN (Devamla) - Hastanelerde yemekler hijyenik değil, kantin fiyatları fahiş, aile planlaması hizmetleri mevzuata aykırı biçimde eksik veriliyor. Psikososyal destek primleri hiçbir gerekçe olmadan kapatılıyor, acil istasyonlarında vaka dağılımı adil değil. Bu tablo bir yönetim değil, bir çöküş, bir terk ediş, bir görmezden geliş tablosudur. Bu tablo, "Hakkâri size mecbur, nasılsa ses çıkaramaz." diyen bir siyasi anlayışın ürünüdür.

Bu kürsüden bir kez daha söylüyorum: Van-Hakkâri kara yolunda yaşanan ölümlü kazalar durdurulmalı, Hakkâri'de sağlık sistemi yeniden inşa edilmeli. Bu sorunlar çözülünceye kadar bizler Hakkâri'nin sesi olmaya devam edeceğiz.

Teşekkür ediyorum. (DEM PARTİ sıralarından alkışlar)