GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu:
Yasama Yılı:4
Birleşim:23
Tarih:02.12.2025

CHP GRUBU ADINA GÜLCAN KIŞ (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; YENİ YOL Grubunun iklim değişikliği ve kuraklık üzerine verdiği Meclis araştırma önergesi üzerinde Cumhuriyet Halk Partisi Grubumuz adına söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, karşımızdaki mesele geçici yağış eksikliği değildir; bir ülkenin suyunu, toprağını ve tarımını doğrudan etkileyen bir beka sorunudur. İklim değişikliği soframızdaki ekmeği, çiftçinin üretim kararlarını ve şehirlerimizin su güvenliğini belirleyen ekonomik ve siyasal bir gerçeklik hâline gelmiştir. Artık hiçbir siyasi tartışma bu gerçeği perdeleyemez, hayatın kendisi artık alarm vermektedir. Meteoroloji verileri açıktır, yağışlar yüzde 36 azalmış, baraj dolulukları yüzde 42,2'ye gerilemiş, Konya'dan Çukurova'ya yer altı suları kritik düzeye inmiştir değerli arkadaşlar. Bu tablo bir iklim tesadüfü değildir; bu tablo yıllardır süren plansız, liyakatsiz ve günübirlik yönetimin sonucudur. Asıl sorun burada iktidarın yönetme anlayışıdır. Bu ülkede su politikası 4 ayrı kuruma dağıtılmış, yetki parçalanmış, planlama felç edilmiştir. Böyle bir yapıyla kuraklıkla mücadele edilemez ancak kriz üretilir ve en ağır bedeli de tarım sektörümüz ödemektedir. Seçim bölgem Mersin ve Çukurova'da narenciye, muz, çilek ve örtü altı üretim azalan suyla ve artan maliyetle ancak yapılabilmektedir. Üretim düşünce fiyatlar artmakta, vatandaşın sofrası pahalanmaktadır. Bu tablo yalnızca ekonomik bir sorun değil, gıda egemenliğinin de aşılmasıdır. Üstüne bir de tüccar Mersin Limanı'na Mısır'dan, Arabistan'dan ürün getiriyorsa bu artık dış ticaret değil, yerli üretimin bilinçli tasfiyesidir.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde TARSİM üreticiyi koruyamıyor, sulama altyapısı yenilenemiyor, yerel projeler siyasi hesaplarla geciktiriliyor, faturayı da çiftçimiz ödüyor. Üretici iklimden değil, yanlış yönetimin yarattığı kuraklıktan kaçmaktadır ancak siz iktidar olarak ne yapıyorsunuz? Suyu yönetemeyen bir iktidar olarak hâlâ Kanal İstanbul'u savunuyorsunuz; bu ülkenin önceliği yeni bir boğaz değil, var olan suyu korumaktır. Plansız HES'lerle dereleri kuruttunuz, maden ruhsatlarını su havzalarına boca ederek ekosistemi de tahrip ettiniz; ormanları kestiniz, suyu kirlettiniz, toprakları da ranta açtınız. Bu tercihin adı kalkınma değil, ülkenin doğal varlıklarını geri dönülmez bir biçimde yok etmektir. Türkiye'nin su politikası yanlış yönetilmektedir. Tarımdan kopuk, DSİ'ye yamalı bu düzenle geleceğe gidilemez. Bu ülkenin acilen su yönetimi bakanlığına ihtiyacı vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurun, tamamlayın.

GÜLCAN KIŞ (Devamla) - Teşekkür ederim.

Bilimsel, bütçeli, tek merkezli bir mekanizma kurulmadıkça bu kriz de yönetilemez. Önümüzde iki tercih vardır: Ya iklim krizinin yönettiği bir ülke olacağız ya da iklim krizini yönetecek devlet aklını kuracağız. Cumhuriyet Halk Partimizin bu konuya yaklaşımı çok nettir. Bizim iktidarımızda su yönetimini tek çatı altında toplayacağız, havza planlamasını hayata geçireceğiz, kayıp kaçak oranlarını en aza düşüreceğiz, çiftçiyi kaderine terk eden anlayışı da bitireceğiz. Gerçek olan, kuraklık geleceğin değil, günümüzün krizidir. Bu önergeye "Hayır." demek susuz bir geleceğe "Evet." demektir. Bu Meclis kuruyan toprakları, boşalan barajları, göç eden köyleri görmezden gelirse tarih de bunu kaydedecektir.

İklim krizinin değil, krizi yönetemeyenlerin karşısındayız diyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP ve YENİ YOL sıralarından alkışlar)